Ali Dikilitaş
Ali Dikilitaş Dersler çıkarabiliriz!

Dersler çıkarabiliriz!

Futbolu çok seven bir toplumuz, futbolu seviyoruz, futbolda başarılı olmayı, kazanmayı daha çok seviyoruz. Konya’da yaşıyoruz, Konyaspor’u seviyoruz, Konyaspor başarılı olunca çok mutlu oluyoruz. Konyaspor hafta sonu maçını kazanmışsa, o hafta çok keyifli geçiyor.

Futbolda başarılı olmak çok kolay, aynı zamanda çok zor. Başarılı olmak için kendinize doğru yolu seçmek zorundasınız. Dünya futbolunda Barcelona, Real Madrid, Bayern Münih gibi üst sınıf yüksek bütçeli takımların güç ve bütçeleriyle baş etmek çok mümkün değil. Son yıllarda Atletico Madrid düşük bütçesiyle, bu üst sınıf takımların yanında kendine yer buldu.

Anlatmak istediğim şu, ya yüksek bütçe ile istediğiniz oyuncuyu kadronuza katıp başarılı olacaksınız ya da Atletico gibi düşük bütçe doğru planlamayla kendi kaliteli oyununuzu ortaya koyacaksınız.

Konyaspor’un geride kalan 3 sezonuna baktığımızda kendimize önemli dersler çıkarabilmeliyiz. Aykut Kocaman’ın kompakt futboluyla 2 yıl üst üste büyük başarılara koşan Konyaspor’u hepimiz gıpta ile izledik. Sonra geçen sezon Aykut Kocaman’ın düşük bütçeli kompakt futbol oynayan takımından sıkıldık, Mustafa Reşit Akçay ve Mehmet Özdilek ile geniş alanda futbol oynamaya çalışan bir takımla 24 hafta kabusu yaşadık. Daha sonra kısmen özümüze dönüp geçen yılın son 10 haftasında zar zor ligde kaldık ve yeni bir yapı ile yeni sezona başladık.

Konyaspor bu sezona kaliteli kadrosu, güçlü ekonomik yapısıyla diğer rakiplerinin bir adım önünde lige başladı. Ben kendi adıma ligin ilk 3 haftasında geniş alanda dağınık görüntü veren Konyaspor’u hiç beğenmedim. Kazandığımız Erzurumspor karşılaşması da dahil olmak üzere Konyaspor çok dağınık ve kırılgan bir görüntü verdi. Defans bloğu ile ofans bölgesi arasında kalan 40-50 metrelik bölümü iki ön libero ile doldurmaya çalışan Rıza Çalımbay’ın ilk üç haftada maç kaybetmemesi büyük şans oldu.

Konyaspor, Malatyaspor karşısına belki sakat oyuncular belki de Rıza hocanın eleştirilerden ders alması nedeniyle, çok farklı bir görüntüyle mücadele etti. Kazanmanın yanında kısmen özüne dönmüş olan Konyaspor’u izlemek hepimize güven verdi. Bu takımın çekirdek kadrosu 3-4 sezondur beraber oynuyor, bizler bu ekibin neyi yapıp neyi yapamayacağınız az çok biliyoruz. Bu takım arkaya iyi yaslanır, topu rakibe verir ve rakibin açıklarını iyi değerlendirir. Bu takımın 40-50 metre alan dolduracak, forvete top taşıyacak ön liberosu yok. Bu takımın topu kanatlara taşıyıp, bitirici orta yapacak oyuncusu yok. Bu takım rakibi orta alanda boğar, hücum bölgesinde de kısa paslarla dar alanda etkili oyuncularıyla gol bulur. Bu takımın stoperleri arkalarına atılan toplarda sorun yaşar çünkü hızlı değiller. Bu takım çok iyi blok savunması yapar, çünkü o işi iyi bilen oyuncuları var.

Konyaspor, Malatya’da eski alışkanlıklarını sahaya koyarak kazandı, Rıza hoca için bu yaşanarak tecrübe edilmiş bir kazanım olmalı ve Rıza hoca Konyaspor kulübünde başarılı olmak istiyorsa bu oyun anlayışının üzerinden yürümeli.

Konyaspor ligde 4 haftayı geride bıraktı ve hiç yenilmedi, bu çok önemli bir başarı ama Konyaspor rehavete kapılmamalı. Geride kalan 4 haftada Konyaspor takımında çok ciddi kondisyon eksikliği göze çarptı. Takım 11.00 de antrenman yapıp, 13.00 de yemek yiyormuş, buradan anladığım Konyaspor 45-50 dakika antrenman yapıyor. Bana az geldi, yönetim inisiyatif alıp teknik kadroya üst düzey bir kondisyoner katabilir. Kayacık’ta bulunan üst düzey ekipmanların kullanılmadığı ve atıl durduğu söylentisi var umarım yanlış bir söylentidir…

Konyaspor geride kalan 4 haftada 8 puan topladı ve tabela anlamında başarılı gözüküyor. Tabelaya bakıp aldanıp, eksiklerini görmezden gelirse uzun vadede istenen ve arzu edilen başarıyı yakalayamaz. Konyaspor taraftarı hafta sonu oynanacak Fenerbahçe müsabakasından oldukça umutlu, bizlerde merak ediyoruz Konyaspor 15 günlük arada kendini nasıl geliştirecek diye…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Dikilitaş Arşivi