Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Caner Arabacı Hoca’dan Fethi Dinledik ve Düşündük…

Caner Arabacı Hoca’dan Fethi Dinledik ve Düşündük…

Geçtiğimiz Cuma akşamı Konya MÜSİAD’da Cuma Sohbetleri programında Doç Dr Caner Arabacı Hocayı dinledik…

Caner Hoca konuşuyor, benim gözümün önünde bir film şeridi gibi Hocamın anlattıkları…  Seyrediyordum…

Çok görkemli bir film bu, Hendek Savaşı başlamadan, Medine’yi çepe çevre kuşatan hendekler kazılıyor…

Selman-ı Farisi (R.A) elindeki kazma ile hendek kazıyor… Ama sert bir kayaya gelmiş, kazamıyor, uğraşıyor, kazmak istiyor, başaramıyor…

O anda oraya İki Cihan Güneşimiz, Fahri Cihan Sultanımız, Peygamber Efendimiz Hz Muhammet Mustafa (SAV) geliyor…

Selman-ı Farisi’nin elinden kazmayı alıyor, taşa bir defa vuruyor, taştan bir kıvılcım yükseliyor ve “İran Fetholundu” diyor…

Sonra kazmayı bir defa daha vuruyor, “Konstantiniyye fetholundu” diyor…

Bir daha vuruyor ve doğruluyor, o bildiğimiz hadisi Şerif o anda Gül Dudaklarından dökülüyor, bütün cihanı kuşatarak; ‘İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordu’ Müjdesini veriyor…

Ve görkemli bir güne geliyoruz… Müthiş bir ordu… Genç Sultan Mehmet’in ordusu…

Muhammet (SAV) Askerleri…  

Namaz kılıyorlar…

Sultan “Allahuekber” diyor…

Arkadan müezzinler “Allahuekber” diyor ve adeta bütün cihan,” En Büyük Allah’tır” diyor…

Ve İstanbul fethediliyor…

Sivil ölümlerin sayısı sıfır…

Bir tane bile savaş dışında insan öldürülmüyor…

İnsanlar korku içinde yaşarken, İslam’ın yüce kuşatıcılığı ile umutlanıyorlar…

Konstantiniyye İslambol, oluyor…

Vefa Hazretlerini düşünüyorum, yüzünü Sultan’a göstermeyen, Allah Dostunu…

Derken yıllar geçiyor…

Mehmet Fuat Köprülü’nün şiiri canlanıyor…

Namaz-gâh bir otluk: Kalmamış taşı; Çeşmelerden akan: Kanlı gözyaşı... Orda bir güzel var, çatılmış kaşı; Ak alnına kara çatkı bağlarmış!

Kırık minareden duyulmaz ezan… Hep ocaklar sönmüş, devrilmiş kazan. Bir inilti duydum, sandım bir ezan; Sesime ses veren karlı dağlarmış! 

 

Hüzünleniyorum…

 

Cumhuriyet Kuruluyor, Tuna Boylarını bırakın Anadolu’da bile Ezan okunmaz, gül kokmaz olmuş…

Gün değişmiş, şeytanın ordusu karargâhlarımıza kadar girmiş, çoluğumuzu çocuğumuzu, elimizden almış, televizyon, internet, sosyal medya derken bütün medeniyetimizi ifsat etmiş…

Kız çocuklarımız, erkek çocuklarımız bizim değil,

Evet, bizim nesebimiz, bizim kanımız ama bizim değil…

Giyimleri değil, kuşamları, konuşmaları, dinledikleri müzik bizim değil…

Caner Hocam konuştukça ben bunları düşünüyorum…

Bu millet bir daha fetih yapabilecek mi? Kendine gelebilecek mi?

Umutlu olmalı mıyız?

Bugün eğitim sistemimiz bizim değil, güzel arabalara binmek, güzel evlerde oturmak, batının bize sunduğu yağmacı toplumun bir parçası olacağım diye, birçok akademisyen, öğretmen tarihine, geleceğine ihanet ediyor…

Batı taklitçisi bir zihniyet, kendisine kurduğu tatlı hayatın hülyasında, gelecekle bağını koparmış, sorumsuz, makam mevki, kadın, para manyağı insanlar topluluğu…  

Peki, nasıl olacak? Nasıl bu tablo değişecek, nasıl olacak da içimizdeki gezi zekâlılar değişime dönüşüme uğrayıp, sorumluluk alabilecekler?

Allah’tan istemeliyiz biliyorum… Kalpler Rabbimin elindedir… Değiştirir, dönüştürür…

Hidayet verir, ihsan nasip eder…

Dileyelim… Dua edelim…

Bugün ülkemizdeki en büyük sorun batı standartlı yaşamdır…

Eğitim sistemimiz, baştan sona değişmeli… Sınıf yapımız değişmesi gerekiyor, bina mantığımızın değişmesi gerekiyor, çocuklarımızı birer mürebbiye gibi sınıflara doldurarak yalancı ve yalandan tarih, edebiyat, fizik, kimya öğreten sistemin değişmesi gerekiyor…

İşimiz zor, yol uzun…

Amaç güç olmak değil amaç İlahikelimetullah’ı bütün cihana yaymaktır…

Gün kendimize gelme günüdür…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi