Barbaros Ulu
Barbaros Ulu Bu Ülkenin Yumuşak Karnı: Güneydoğu veya Arz-ı Mev'ud

Bu Ülkenin Yumuşak Karnı: Güneydoğu veya Arz-ı Mev'ud

İyice anlaşıldı ki I.Dünya Savaşının çıkış sebebi, Osmanlı dolayısıyla Ortadoğu'ya giremeyen emperyalistlerin Osmanlı'yı yok etmek suretiyle emellerine kavuşmalarından ibarettir. Osmanlı'nın toprağı olan her yeri işgal edip aralarında pay etmek için tüm Ortadoğu'yu lime lime edip miras gibi paylaşanlar, bize Türkiye'yi bırakmak suretiyle ölümü gösterip sıtmaya razı etmişler. Bize niçin Türkiye'yi bıraktılar? Öyle zannediyorum, kime kalacağı konusunda aralarında anlaşamadıkları için şimdilik kalsın, kozlarımızı ileride paylaşırız diyerek etrafımızı düşmanla çevirmek suretiyle sonraya bırakmışlar. İleride alamasak bile sürekli zayıf düşürmek suretiyle parçalarız, Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e kırdırırız. Böylece bellerini doğrultamaz, istediğimiz zaman aramızda pay ederiz, demişler.

Osmanlı'dan kopardıkları her bir toprak parçasına iradesi olmayan, kendilerine bağımlı küçük küçük devletler kurdururlarken nedense Kürtlere toprak vermemiş, onlara bir devlet kuruvermemişler. Niçin? İleride durmadan kaşır, Türkiye dışarıya bakamaz, kendi içiyle uğraşır. Uğraşmalı ki düşen aslan yerinden kalkamamalı.

Biz ister açık, ister kapalı konuşalım, ister sümen altı edelim: Güneydoğu bizim yumuşak karnımız. Adına ister Güneydoğu, ister Kürt sorunu diyelim. Bizim böyle bir sorunumuz var. Aslında sorun Güneydoğu ve Kürt sorunundan da öte belki de "Arz-ı Mev'ud" sorunu Güneyimizde oynanan oyun. Çünkü Kürtlerin çoğunlukta olduğu Güneydoğunun büyük bir kısmı, Yahudilerin "Allah'ın kendilerine vadettiklerine" inandığı topraklardır. 1970'li yıllardan beri bizi birbirimize kırdırıp uğraştıran gücün esas niyeti, "Kırın birbirinizi! Bana iş bırakmayın, takatiniz kalmayınca buralara ben çörekleneceğim diyor.

Batı'nın, ABD'in ve İsrail'in niyeti bu iken biz ne yapıyoruz? Pansuman tedbirlerle sorunu çözüyoruz diyerek sorunu derinleştiriyor, kendi elimizle siyonizmin arzı mev'ud hayaline odun taşıyoruz. Şu iyice anlaşıldı ki Güneydoğu, yer altı maden yataklarıyla zengin. Türk ve Kürtlerden müteşekkil burası, Türk'e ve Kürt'e bırakılmayacak kadar önemlidir. Birbirimize kız alıp verdiğimiz, akraba ve et-tırnak olduğumuz bu ülkenin iki asli unsuru olan halkın arasına yani et ile tırnağın arasına içimizden devşirdikleri PKK kıymığını koymuşlar, bizi şimdilik bununla oyalıyorlar, kıymığı çıkartmıyorlar anlayacağınız. Bizde bu oyuna alet oluyoruz.

Türk'üyle, Kürt'üyle Güneydoğumuzda oynanan bu büyük oyunu bozmak zorundayız. Özellikle Kürtler bu oyuna gelmemeli. Kürtler şunu iyice düşünmeli ki sizi bizden kopararak size kurmanızı vaadettikleri devlet, asla sizin devletiniz olmayacaktır. Ortadoğu'da yüz yıl öncesi kurdurdukları devletler Arapların olmadığı gibi Güneydoğu'da da siz olmayacaksınız. Gelin bu oyunu birlikte bozalım. Biz bir ve beraber olursak asla içimize giremezler. Arzı Mev'ud hayalleri de ütopya olarak kalır. Yeter ki siz hayır deyin. 

Bugün devletler güçlerini birleştirerek bir araya gelip tek devlet olmaya çabalarken devlet kurma hayaliyle parçalanmayalım, birlikte iyi bir sinerji meydana getirelim, birbirimizi kırıp dökerek sadece emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Eğer aklımızı başımıza almaz, ülkenin üzerine oynanan oyunları birlikte bozmazsak bu ülke elden gittikten sonra  dökeceğimiz gözyaşının ve keşkelerin hiç faydası olmaz. 

Not: Burada Kürtler derken tüm Kürtlerin bölünmeyi istediği anlamı çıkmasın. PKK'nın arkasına takılan ve bölünmeyi isteyen Kürtleri kastediyorum. Genelleme hakkaniyete uygun düşmez. Çünkü nice Kürtler bilirim benimle aynı düşünen. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barbaros Ulu Arşivi