Şenol Metin
Şenol Metin Biz ne ara katilimize aşık olduk!

Biz ne ara katilimize aşık olduk!

Bugünkü yazımda devlet sistemimizin siyasi ve sosyal maliyeti çok yüksek üç hastalığını yazmak istiyordum;

Nepotizm

Debdebe, gösterişe dayalı kamusal harcamalar

Yönetim kurulları ve döner sermaye üzerinden birden fazla maaş alan üst düzey kamu yöneticilerinin kamu vicdanında oluşturduğu infiali yazacaktık. Bir sonraki yazımıza inşallah…

Geçen hafta içerisinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen cezanın Yargıtay tarafından onaylanması ile başlayan tartışma tüm ülke gündemini esir etti. Öncelikle şunu ifade etmek lazım;

Konu siyasal bir çerçevede tartışılsa da aslında çok teknik, hukuki bir çerçevede olmasına rağmen infazı mümkün olmayan, yatarı olmayan yargısal prosedürden, siyasetin yargıya müdahelesi gibi bir algı üretmek, başarıdır. Hitler’in Propaganda Bakanı Gobbels’in bile şapka çıkaracağı başarıdır.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Partimizin tüm milletvekilleri, derhal İstanbul il başkanlığı binamıza doğru yola çıkın.’ açıklaması her boyutu ile not edilmiştir.

CHP Gençlik Kolları'nın  ‘Tüm gençlik örgütünü il başkanlığına çağırıyoruz.’ çağrısı ile Genel Başkanın açıklaması birlikte değerlendirildiğinde konunun parti çevrelerinde tartışıldığı, olgunlaştırıldığı ve parti kararına dönüştürüldüğü açık.

Bir parantez;

Bir yargı kararı sonrası CHP’nin verdiği tepki ile Necmeddin Erbakan’ın 28 Şubatta partisi kapatıldığında verdiği tepkiyi mukayese edelim; Bunun için Necmeddin Erbakan’ın Partisi kapatıldığında yaptığı o açıklamayı bir hatırlayalım;

“Bu karar tarihin akışı içerisinde basit bir noktadır. Refah Partisi camiasının çok daha büyüyüp gelişeceği kesinlikle açıktır.”

Her iki parti liderinin Devlet anlayışlarındaki, hukuka saygıdaki, yargı kararına muhalefetini ifade ederken uslup farklılığını ve nezaketi takdirlerinize sunuyorum. Parantezi kapatıp yazımıza dönelim;

Canan Kaftancıoğlu’na alt mahkemelerin verdiği 5 cezadan 3’ünü Yargıtay onadı ve 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası aldı. İnfaz Kanunu gereği cezanın infazı mümkün değil, yani yatarı yok.

Canan Kaftancıoğlu’na verilen destek mesajları dikkat çekicidir;

Canan Kaftancıoğlu 11 Ocak 2013 tarihli sosyal medya paylaşımında PKK’nın kahramanlaştırmaya çalıştığı kadın Sakine Cansız hakkında;

‘İnsanlık tarihi kadınla başlar. İnsanlık kadına yapılanlarla kaybeder. Demiş Sakine Cansız. Ve insanlık yine kaybetti.’ paylaşımları ile ve Sözde Ermeni Soykırımının yıldönümünde 24 Nisan 2012’de;

Tarihte bugün: Ermeni soykırımı başladı. Katledilen ermeni vatandaşlarımızı anıyoruz. 19.15’te Taksimde’ paylaşımında bulunarak PKK ile aynı çizgide bulunmakla kalmadı sözde ermeni soykırımı iddialarına da destek olarak ne kadar vatansız olduğunu göstermiştir. ‘Devlet katil değil, seri katil!’ diyerek de devlet, millet düşmanı ihanet  çizgisini pekiştirmiştir.  

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun bu paylaşımlarını okuduktan sonra hiçbir vatansever, milliyetçi, muhafazakar siyasetçi bu kadına destek olamaz, destek olan da vatanseverim, milliyetçiyim, muhafazakarım diyemez. 

Canan Kaftancıoğlu 1 Mart 2011 tarihli sosyal medya paylaşımında;

‘Erbakan 95 yılı üniversite mezuniyet törenimize katılmıştı, yeğeninin diplomasını vermek üzere. Çoğumuz ıslıklamıştık. Bugünde aynı şeyi yaparım gibi’

21 Haziran 2012 tarihli sosyal medya paylaşımında da Kendisine son süreçte destek mesajı atan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu hakkında;

‘Sivas Katliamı anması nedeni ile panel yapan bir kurumun Temel Karamollaoğlu’nu panelist olarak davet etmesi kaç puan? Katil aklama sanatı.’ 

Bu iki sosyal medya paylaşımını okuyan hiçbir Milli Görüşçü Canan Kaftancıoğlu’na destek olamaz, destek olan da Milli Görüşçüyüm diyemez.

Memur-Sen öncülüğünde başörtüsü yasağını sonlandırmak için imza kampanyası düzenlenip, serbest kiyafet eylemi başladığı tarihlerde 28 Ekim 2013 tarihli sosyal medya paylaşımında CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu;

‘Başörtüsü serbestliği diye birşey olmaz, var mısınız kılık kıyafet serbestliğine? Sonra oyunbozanlık yapmak yok ama!’ ardından aynı tarihli sonradan sildiği paylaşımında;

‘Meclis bahçesi uygun, bende bikini ile güneşlenmek mesela :)) ‘ diyerek Allah’ın emri örtünme ile ilgili düşüncelerini insan haklarını ve islamın en temel değerlerini hiçleştirerek, alay ederek gerçek düşüncesini ayan etmişti. Bu paylaşımlarını okuyan, destek mesajları  atan mütedeyyin muhafazakar siyasetçiler bu destek mesajlarını geri alacaklar mı merak ediyorum.

Yukarıdaki paylaşımların sahibi bu kadının varlığı bile CHP liderliğindeki altılı masanın milliyetçi, muhafazakar, mütedeyyin unsurları için taşınamaz iken bu paylaşımlar sonrası bu unsurların verdiği destek manidardır.

Bu kadının varlığı CHP’nin devletin kurucu partisi olduğu söylemini aşındırırken, CHP’nin Kemalist/Atatürkçü/Devletçi çizgide olduğu iddiasının retorikten ibaret olduğunu ıspat etmektedir.

Peki bu kadar siyasal, sosyal maliyete rağmen bu sınırsız destek niye?

CHP, Gezi Kalkışmasından çok ders çıkardı. ‘CHP artı Ordu eşittir İktidar’ denkleminde ordunun denkleme girmeyeceği anlaşılınca denklem ‘CHP artı illegalite’ olarak kurgulandı. İllegal unsurların bir kanadını HDP’yi altılı masanın görünmeyeni olarak yedekte tutarken diğer kanadını  İstanbul İl Başkanı üzerinden kontrol etmektedir. En azından iletişim kanalı olarak kullanmaktadır.

Boğaziçi Üniversitesindeki rektör ataması sonrası başlayan olaylarda  Canan Kaftancıoğlu’nun eylemcilerle  kurduğu samimi görüntüler bu iletişimin düzeyini deşifre etmektedir.

Peki;

Ermeni soykırımı iddiasını seslendiren birisine destek olan Atatürkçüler, milliyetçiler,

Devlete seri katil diyen birisine destek olan milliyetçiler,

Başörtüsüne hakaret eden birisine destek olan dindarlar,

Erbakan Hocamı ıslıklayan ve yine yaparım diyen, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na katil diyen birisine destek olan milli görüşçüler;

Biz ne ara katilimize aşık olduk!...

İktidar hesaplarına…

Değer mi!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi