Mahmut Ali C. Körosmanoğlu
Mahmut Ali C. Körosmanoğlu Bitki hastalıkları ile kültürel mücadelenin önemi

Bitki hastalıkları ile kültürel mücadelenin önemi

Hastalıklarla mücadelede kültürel mücadele bir tür koruyucu hekimlik gibidir. Bu yöntemle mücadele, bitkinin hastalanmasını önlemek için alınan tedbirlerdir.

Her bitkinin sağlıklı bir şekilde geliştiği koşullar vardır. Bu koşullar normalden uzaklaştığı zaman bitkiler, zayıf gelişim göstererek hastalıklara karşı daha duyarlı hâle gelir. Bu nedenle kültürel işlemlerin en uygun şekilde yapılması, bitkilerin en iyi koşullarda yetiştirilmesi ve hastalıklara karşı korunması gerekir. Kültürel mücadele çevre dostudur, kalıntı yapmaz, etkisi uzun sürer. Kültürel mücadele normal tarımda ve organik tarımda kullanılabilir.

1- Dayanıklı Çeşit Islahı ve Kullanımı

Kültürel mücadelenin ilki hastalığa dayanıklı bitki yetiştirmektir. İlaç kullanımı tek başına bir çare oluşturmazken canlılara ve doğaya zarar verebilir. Bununla birlikte ekonomik olarak mali yük getirir. Bu için hastalıklara dayanıklı bitki ıslahı çalışmaları yapılır. Bu yöntemde hastalığa dayanıklı genler başka canlılardan elde edilerek bitkiye aktarılır ya da bitkilerdeki dayanıklı genler bulunarak dayanıklı yeni bitki elde edilmeye çalışılır. Dayanıklı çeşit ıslahı diğer yöntemlerle yeterince mücadele edilemeyen solgunluk, pas, virüsler gibi hastalık etmenleri için önemli bir mücadele yöntemidir.

2- Yer Seçimi

Bitkiyi yetiştirmek istediğimiz yerin iklimi ve toprak özellikleri bitkinin sağlıklı gelişimi için en önemli etkenlerdir. Üretimi yapılacak bitki için en uygun ve elverişli şartların olduğu bölge seçilmelidir. Bitkinin uygun ortamda sağlıklı bir şekilde gelişmesi hastalıklara karşı direncini artırır. Toprak şartları ıslah edilerek iyileştirilebilse bile her kültür bitkisini kendi optimum sıcaklıklarında yetiştirmek sağlıklı bir üretim için ön koşuldur. Örneğin iklim faktörü göz önüne alınarak yapılan yetiştiriciliklerde ilkbahar geç ve sonbahar erken donlarından, aşırı sıcak-soğuk havalardan ve nem eksikliği veya fazlalığı gibi olumsuzlukların etkisinden de bitkiler korunur.

3- Sağlıklı Bitki Yetiştirme

Bir bitki yetiştirirken temiz, sağlıklı, hastalıklardan arındırılmış, yüksek verimli tohum ve bitki çoğaltım materyalleri (çelik, aşı kalemi, soğan, yumru vb.) kullanılmalıdır. Çoğu hastalık etmeni, tohum ve bitki materyalleriyle birlikte bitkiye taşınabilir. Bir bölgede bulunan hastalık, bu materyallerle hastalık olmayan diğer bölgelere de taşınır. Sağlıksız veya hastalık etmeni taşıyan bitki materyalleriyle üretim yapıldığında ürün kayıpları yaşanır ve hedeflenen verim elde edilemez. Bu nedenle üretimde kullanılacak materyallerin sağlıklı olduğuna dair sertifikası olmalıdır.

4- Hastalıklı Etmenlerin Yayılmasına Engel Olma

Hastalığın başlamasına, bulaşmasına, dağılıp yayılmasına engel olmak için alınan önlemlerin tümüne birden sanitasyon denir. Bu önlemler hastalık taşıyan veya hastalıkla bulaşık bitki artıklarının (yaprak, dal, meyve vb.) toplanması, uzaklaştırılması, yakılması, derine gömülmesi ve kullanılan bütün alet ve makinelerin dezenfekte edilerek temiz tutulmasıdır. Örneğin patates yumrularında kışlayan patates x-virüsü kullanılan aletlere bulaşarak uzak mesafelere kadar taşınır. Hastalık etmenlerinin yayılmasını önlemek için yapılan bir diğer önlem ise eradikasyondur. Eradikasyon, hastalık kaynağı veya ara konukçu bitkilerin gerektiğinde kültür bitkileriyle beraber yok edilmesidir.

5-Ekim Nöbeti

Sürekli bir bitki aynı yetiştirilirse o bitkiye adapte olmuş patojenlerin orada yoğunlaşmasına neden olur. Ayrıca sürekli aynı bitkinin yetiştirilmesiyle bitkinin ihtiyacı olan aynı besin maddeleri kullanıldığından toprak besin maddesince tek taraflı olarak tüketilir. Böylece toprak zayıf hâle gelir ve toprak yorgunluğu oluşur. Bu nedenle bitkileri korumak için birbirini takip eden yıllarda farklı ürünler yetiştirilerek ekim nöbeti (münavebe) yapılmalıdır.

6-Malç Uygulaması

Toprak üstünün ekim-dikim sırası boyunca plastik, kurumuş bitki, sap veya samanla örtülmesi işlemine malçlama denir. Malçlama uygulamasıyla güneş ışığının toprağa girmesi engellenir, topraktaki su kaybı önlenerek toprağın nemi korunur, toprağın ısısı arttırılır, yaprak ile meyvelerin toprakla direkt teması önlenir ve yabancı ot çıkışı engellenir. Kuru ottan yapılan malçlamaların patates Y virüsü gibi bazı hastalıkları azalttığı bilinmektedir.

7-Toprak İşleme

Toprakta kalmış olan bitki artıklarının üzerinde yaşayan hastalık etmenleri, yeni bitkiler için hastalık kaynağı oluşturabilir. Bu nedenle toprak altüst edilerek veya derin sürülerek bitki artıkları toprağa gömülür. Bu yolla inokulum toprağa gömülerek canlılık kabiliyeti azaltılır ya da toprak yüzeyine getirilerek güneş ışığına, soğuğa, sıcağa ve kurağa maruz bırakılır.

8-Gübreleme

Organik ve mineral ekleyerek toprakta eksilen elementleri toprağa verme uygulamasına gübreleme denir. Toprakta besin elementlerinin eksikliği veya fazlalığı bitki gelişimini etkilediği gibi hastalık etmenleri üzerinde de etkili olur. Gübreleme işlemi, bilinçsiz veya tek taraflı olarak yapılmamalıdır. Bilinçsiz yapılan gübrelemeler hastalık etmenlerinin bitkileri daha hızlı hastalandırmasına yol açmaktadır. Örneğin toprakta azot fazlalığı bitkilerde aşırı büyüme, gevşek doku, ince hücre duvarları ve geniş stoma açıklıklarının oluşmasına neden olur. Bu durum bitkilerin özellikle mantar hastalıklarına karşı dirençsiz olmasına yol açar. Bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı azalır. Doğru yapılmış bir gübreleme bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı daha dirençli olmasını sağlar.

9-Sulama

Sulamada kullanacağımız suyun kaynağı herhangi bir hastalık etmeni barındırmamalıdır. Sulama suyu, bitkiler için yeterli miktarda ve nitelikte olmalıdır. Özellikle salma ve karık usulü sulamalarda sulama suyuyla birçok patojen veya inokulum taşınarak diğer bitkilere de bulaşabilir. Yağmurlama sulamayla sulanan bitkilerin yapraklarında nem fazla olacağından fungal ve bakteriyel hastalıkların oluşmasına sebep olacaktır. Hastalıklara karşı en uygun sulama yöntemi damla sulama yöntemidir

10-Ekim-Dikim Zamanı

Ekim ve dikim zamanının belirlenmesi bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı korunmasında önemlidir. Ekim ve dikim zamanı, iklim ile çevre şartlarına bağlıdır. Sıcaklığın düşük, toprak neminin yüksek olduğu erken ekimler toprak patojenlerinin zararını arttırır. Bitkilerin büyüme ve gelişme dönemlerinde çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir. Özellikle fidelerde devrilmeye neden olan çökerten hastalığı aşırı yağışlı, sisli ve rutubetli havalarda daha da şiddetlenir.

Ekim veya dikim zamanının erken ya da geç bir döneme alınmasıyla bitkilerin hassas olduğu dönemin patojenlerin yoğun olduğu dönemden uzaklaşması hastalık oluşturma olasılığını en aza indirir. Örneğin karasal iklimin hâkim olduğu bölgelerde hububatta pas hastalığından korunmak için erken ekim yapılır. Ekim veya dikim zamanının erken ya da geç yapılabilmesi için iklim şartlarının da elverişli olması gerekir.

11-Hasat Tarihleri ve Uygulamaları

Ürünler olgunlaştıkça patojenlere olan hassasiyet de artar. Bu nedenle bazı ürünler erken hasat edildiğinde zarar daha az olur. Örneğin muz, hurma gibi meyveler tam olgunlaşmadan hasat edildiğinde toplama esnasındaki olabilecek kayıplar azaltılır. Muz meyvesi yeşilken hasat edilirse koçan ve parmaklarında hastalık oluşmaz ama olgunlaşırsa koçan ile parmaklarda fungal hastalıklar belirir ve muz siyahlaşmaya başlar

Hasat, usulüne uygun bir şekilde ürüne zarar verilmeden ve bitkide büyük yaralar açılmadan yapılmalıdır. Ürünlerde yaralanmalar önlenirse depo çürüklükleri azaltılabilir. Örneğin patateste yumuşak çürüklük hastalığından korunmak için patates, yumruların kabuğu kalınlaştıktan sonra hasat edilmelidir. Bağlarda kurşuni küf hastalığından korunmak için hasat geciktirilmemeli ve hasadın yağışlı dönem öncesi tamamlanmasına çalışılmalıdır.

Kültürel mücadele uzun yıllara sâri bir mücadeledir. Sezon içinde oluşan hastalıklara çözüm üretemez. Bilgi birikimi ve yoğun emek isteyen bir iştir, sabırla, istikrarlı bir şekilde çalışmaya devam gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mahmut Ali C. Körosmanoğlu Arşivi