Mahmut Ali C. Körosmanoğlu

Mahmut Ali C. Körosmanoğlu

Yeni destekleme modelini anlama kılavuzu

Yeni destekleme modelini anlama kılavuzu

Tarımda destekleme modeli değişti. Geçtiğimiz aylarda hayvancılıkta da yeni modele geçilmişti. Şimdi hayvancılık desteklemelerinde olduğu gibi bitkisel desteklemelerde 3 yıllık olarak planlandı.

İlk kez destekler üretimden önce açıklandı ve bundan sonra da böyle olacak. Mazot gübre desteği kesilmediği gibi, normalde verilen desteklemelere göre verilecek destek en az 3 kat arttı.

Buğday üzerinden örnek verirsek; iç Anadolu da 2024 yılı itibariyle 185 ₺ alan üretici yeni destekleme modeline göre en az 317 ₺ alacak. Hayvancılık desteklemelerinde olduğu gibi bitkisel üretim desteklerinde de ilave destekler çok önemli. Toplamda temel destek, planlı üretim desteği, üretimi geliştirme destekleri beraber 975 ₺’ye kadar alabilecek.

Geçtiğimiz günlerde 2024 yılı bitkisel üretimde verilecek desteklemeler açıklanmıştı. Bu yılda çiftçi hangi üründen ne kadar destek alacak belli olmuştu. Bu modelle yapılan son destekleme idi. Bu desteklemelerin açıklanmasından birkaç gün sonra da bitkisel üretimde yeni destekleme modeli açıklandı. 2025,2026 ve 2027 yıllarını kapsayan destekleme modeli resmî gazetede yayınlandı.

Ziraat mühendislerinin uzun zamandır dillendirdikleri “Tarımda desteklemeler yıllık olmaz, çok yıllık olması lazım” itirazına cevap geldi. Bundan sonra hayvancılık desteklemelerinde olduğu gibi bitkisel üretimde desteklemeler artık 3 yıllık olarak planlanacak. Olması gereken de buydu.40 yıldır bu dile getiriliyordu, artık bu modele geçildi çok şükür. Tarımda desteklemeler uzun vadeli olmalı, çiftçi önünü görebilmeli buna göre planlama yapmalı. Avrupa’da, Amerika’da 5 yıllık ,7 yıllık destekleme programı olur ve çiftçide ona göre planlama yapar. Artık ülkemizde de durum bu şekilde olacak. Gelin detaylarına bakalım.

Stratejik ürünlere ilave destek verilecek. Bu stratejik ürünler 13+1 formülü ile ifade ediliyor. Türkiye'de yaklaşık 206 başlıkta geniş bir yelpazede üretim yapılıyor. Desteklemelere “13” artı “1” ürünle devam edilecek. “13” stratejik ürün; hububat (arpa, buğday, mısır) baklagil (nohut, fasulye, mercimek), yağlı tohumlar (aspir, kanola, soya, pamuk, ayçiçeği) ve diğer dediğimiz patates ve soğan. “+1” olarak ifade edilen şey de yem bitkileri.

Destekleme tutarları girdi maliyetlerindeki değişime göre her yıl güncellenecek. Su skıntısı olan yerlerde münavebeye uygun üretime ilave destek verilecek. Kamu tarafından ıslah edilen milli tohumla üretim yapan ilave deste alacak.

Bu model ortaya çıkarılırken ziraat odaları, bakanlık yetkilileri, araştırma kuruluşları, üniversiteler, ticaret borsaları kısacası tüm tarafların düşünceleri, görüş ve önerileri dikkate alınarak hazırlanmış. İki yıl üzerine çalışılıp tarafların görüşleri alınıp ona göre şekillenmiş bir program.

Desteklemelerin esas problemi sade olmaması, akademik olması ve çok maddeli olması idi. Bu yeni modelde desteklemeler sadeleşmiş durumda. Bitkisel destekleme daha önce 21 ana başlıkta 165 kalemde veriliyor idi. Şimdi 3 ana kaleme düşürüldü. Bu desteklerin anlaşılabilir ve ulaşılabilir olması açısından önemli.

En başta da suyu merkeze alan, su dikkate alınarak bir planlama yapılmış. Bu iklim krizini ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak adına çok önemli bir detay.

3 yıllık planlama ve desteklemenin sonunda hububatta 2023 yılı itibariyle ortalama 35 milyon ton olan üretim %13 lük bir artışla 39,5 milyon tona çıkması hedefleniyor. 1,2 milyon ton olan baklagiller %17’lik bir artış hedefi ile 1,4 milyon tona çıkarılması ön görülüyor. Yağlı tohumlarda da 4,6 milyon ton olan üretim, 5,6 milyon tona çıkarılarak %22’lik bir artış hedefleniyor.

Bu bitkisel üretimde yeni destekleme modelinin önceki uygulamadan ne farkı var?

Çiftçi Üretim döneminden önce hangi üründen ne kadar destek alacak bu belli oldu. Bu da çiftçinin plan yapmasını, program yapmasına yardımcı olacak. Bir öngörülebilirlik durumu oluştu.

Burada desteklemeler artı mı azaldı mı, mazot gübre desteği yok mu tartışmalarından daha önemli bir şey var. Önce şunu söyleyelim; desteklemeler arttı, eskiye göre çok daha fazla olacak çiftçinin eline geçen para. Bu net…Yani bu desteklemelerin katsayı ve miktarı tamamen mazot ve gübre üzerinden hareketle yapıldı. Bu girdilerin fiyatları, kullanım oranları, temel giderlerdeki yüzdelik oranına göre hesaplanmış. Bu da taraflarca belirlenmiş bir konu. Bu konuyu bildikleri halde bu program açıklanır açıklanmaz “mazot ve gübre desteklemeleri kaldırıldı” demek çok iyi niyetle açıklanacak bir durum değil.244 TL OLAN KATSAYI BİR DEKARDA MAZOTUN HARCANAN MAZOTUN YARISI GÜBRENİNDE DÖRTTE BİRİ MASRAFI. Temel destekle tüm ürünler için mazot maliyetinin yüzde 50'si ve gübre maliyetinin yüzde 25'i karşılanacak.

Devlet diyor ki bir dekar tarlada ürün yetiştirmek için 488 ₺ mazot ve gübre harcanır diyor. Bu uzmanlar tarafından bulunmuş. Tarlada yapılan pulluk, kazayağı vs. işlemleriyle 488 mazot ve gübre masrafı oluyor. Burada mazotun yarısını gübrenin dörtte birini devlet olarak ben vereyim diyor. Her ürün için tarlada yapılacak işlem farklı, atılacak gübre farklı. Örneğin buğdayda bu katsayı yeterli değil, daha fazla işlem yapılıyor, mesela 2 kere kazayağı çekiliyor diye bu katsayı 1,3’e çıkıyor. O zaman buğdayın temel desteği 1,3 çarpı 244 yani 317,2 tl oluyor. Başka ürünlerde o ürünün masrafına göre katsayı değişiyor. Her üründe toprak işleme aynı değil. Her üründe kullanılan gübre standart değil. Dolaysıyla üründen ürüne katsayı farklı oluşu gayet doğal. Mesela çeltik ve kütlü pamuğun destek katsayısı 2,25 olarak belirlendi. Çeltik ve kütlü pamuk üreticisi dekara 549 lira temel destek alacak. Burada bu destekle kalmıyor ilave desteklerle bu sayı yükseliyor, birazdan detaylandıracağım. Burada bir metodoloji var, bir sistem var. Nasıl memur işçi emekli bir katsayı üzerinden zam alıyorsa tarımda da destekler bir sistematik veri üzerinden, bilimsel gerçeklerden hareketle verilecek. Bu 244 rakamı yıllara göre güncellenecek. Seneye 344 olabilir. Bu seferde buğday için 344 çarpı 1,3 ile 447,2 olacak. Çeltik için 344 çarpı 2,25 ile 774 ₺ olacak.

Bu hamle, planlı üretime geçiş demek aslında. Ülkemizin en önemli konusu bu. … Bu kısım mazot gübre desteği yok mu tartışmalarıyla güme gitti tabiri caizse. Farkında olamadık ama bu aslında tarımda sessiz bir devrim oldu bu destekleme modeli ile…

Burada maalesef iletişimde problemler yaşanıyor. “Yanlış üslup doğru sözün katilidir.” diyor Sadi Şirazi. Bu böyledir. Ne söylediğimizden çok, nasıl söylediğimiz önemli. Buradan kastım nasıl anlatacağımız. Tarımda yıllardır beklenen bir program açıklanıyor, ama üslupta sıkıntı olduğu için doğru olan bir proje yanlış anlatıldığı için sıkıntı yaşanıyor. Çağımız iletişim çağı ama iletişimde problem yaşıyoruz.

Bu destekleme programı için bir ön hazırlık yapılabilirdi. En az bir hafta program için bir merak uyandırılabilirdi. Bunu bir çok yolu var.

Çağımız gözle düşünülen bir çağ. Önce görseller ile ön bilgi verilebilirdi…

Tarımda devrim niteliğinde destekleme modeline geçiliyor ama bugün akılda kalan tek şey devlet mazot ve gübre desteğini kesti şekilde hafızalarda kalıyor ise burada bir iletişimde problem var demektir... Burada bir yanlışlık var. Bir yerlerde hata var. Hep mi anlayamayan suçlu? Bizler bu programı maalesef halkımıza tam anlatamadık. İletişimin dilini kullanamadık.

Bu toprakların İslamla mayalanmasında emeği olan Mevlâna Celalettin Selçuki hazretlerinin çok veciz bir sözü var: “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.”

Sizin ne anlattığınızdan ziyade karşı tarafın ne anladığı önemli. Tarım bakanlığı burada muazzam bir hizmete imza atıyor ama bunu muhatabına tam anlatamıyor. Burada kötü niyetli kişi kurumların bu hizmeti önemsizleştirme, itibarsızlaştırma işlemi var ama buna da hazırlıklı olmak gerekmez mi?

Bir anlaşılmama sorunu var. Bu arada bu iletişimsizlikte iki tarafında payı var. Devlet elbette resmi ve hukuki bir dil kullanacak, eyvallah… Ama biraz daha çiftçinin anlayacağı zemine çekmesi gerekiyor. Yaş ortalaması ellinin üstünde bir kitleden bahsediyoruz. O yüzden dilimizin muhteşem derinliklerinden yararlanmak gerekiyor. Üreticinin de anlamak için biraz gayret göstermesi gerekiyor. Desteklemelerin etki alanının oluşması iyi bir iletişimden geçiyor.

Bitkisel üretimin desteklenmesi yeni programında çiftçilere 3 ana başlıkta destekleme yapılacak.

1-temel destek

2- planlı üretim desteği

3- üretimi geliştirme destekleri

Devlet hangi ürünlere temel destek verdiğini, hangi ürünlere planlı üretim desteği verdiğini ve hangi ürünlere üretim geliştirme desteğini verdiğini belirlemiş. Bu liste yayınlandı, internetten bulunabilir. İnternetten bulamazsanız tarım il ve ilçe müdürlüklerinden temin edebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mahmut Ali C. Körosmanoğlu Arşivi