BİR GENCİ DİZİNDEN BIÇAKLAMIŞLAR
Geçtiğimiz Cuma günü bir genç sokakta yürürken birden sırtında bir acı hissediyor. Kalın bir sopayla genci bayıltmak üzere yapılan bu hamle başarılı olamıyor. Genç sopayı almaya çalışıyor. Orada küçük bir boğuşma yaşanıyor.
Ama birden saldırganlar 3 kişi oluyor. İçlerinden biri cebinden çıkarttığı çakıyı gencin diz kapağının üst tarafına saplıyor. Acılar içinde yere yığılan genç can havliyle karşılık vermeye devam ediyor. Lakin ne çare …
Yerdeyken tekmelere maruz kalıyor. En sonunda gücü bitiyor nefes alıp vermekte zorlanıyor ve bayılıyor.
Boğuşmanın yaşandığı yerden birkaç metre uzaklıkta bir kuytu köşede gözlerini açıyor. Uyandığında cep telefonu, parası, cüzdanı, çantası ve saatinin çalınmış olduğunu görüyor.
Ne kadar baygın kaldı ? Yanından hiç kimse geçti mi ? gibi soruların cevabını ise elbette bilmiyor.
Pantolonun cebinden çıkarttığı mendil ile bir nebze olsun kendi kendine tampon yapmaya çalışıyor. Acılar içinde seke seke caddeye çıkıp bir araba çevirip hastaneye gidiyor. Hastanede dizinden aldığı bıçak darbesinin derin bir yara olduğu görülüyor. Pansuman, dikiş filan derken ilk müdahale yapılıyor.
Doktor yoğun bir tedavi sürecine girileceğini söylüyor. Çünkü bıçak darbesi nedeniyle gencin bacağı ciddi hasar görüyor. Ameliyat olma ihtimali ile evde istirahat etmek üzere taburcu ediliyor.
Hastanede polisler tarafından ifadesi alınan gencin verdiği bilgiler doğrultusunda saldırganlar yakalanıyor. Saldırganların henüz yeni reşit olmuş kendisinden birkaç yaş küçük olduklarını öğreniyor.
Saldırıya uğrayan gencin cüzdanı haricinde diğer eşyalarına ulaşılıyor.
Yani parası ve kimliklerini bulunma ihtimali ortadan kalkmış oluyor.
Saldırıya uğrayan gence suçlular bir mektubu yazıyor. Kendilerinin affetmesini istiyorlar.
Ama gencin tavrı haklı olarak affetmeye yönelik olmuyor.
Uğradığı maddi mağduriyet, yaşadığı travma hesaba katılırsa ona hak vermemek elde değil gibi …
Üstüne birde belki ömür boyunca azda olsa topallayabilirsiniz sözü belki de yaşama sevincini yok ediyor. Bu nedenle iç dünyasında neler döndüğünü hiç kimse bilemez.
Ama gözlerine bakan birisi hayat ışığının nasıl söndüğünü görmekte hiçte zorlanmıyor.
Saldırıya uğrayanın veya saldıranların kim olduğu elbette önemli değil …
Bu olay bir şekilde yaşandı ve bitti …
Sonuçları ve acıları ne kadar sürer bilinmez …
Şimdi sorum şu; Siz saldırılan gencin yerinde olsanız bu özür mektubunu kabul eder miydiniz ?