Hayrettin Atak
Hayrettin Atak “Bir Başkent Her Zaman Başkent Değildir”

“Bir Başkent Her Zaman Başkent Değildir”

Bütün Konya’nın merakla beklediği toplantı 64 gün sonra nihayet Cuma günü gerçekleşti…

Başka çaremiz yok “Zararın neresinden dönülse kardır”  deyip ümitlendik… “Ümitlenmekten başka çaremiz de yok” çünkü ciddi Turizm faaliyetleri ve büyük organizasyonlar birkaç yıl öncesinden planlanır…

“Dünya Kupası, Olimpiyatlar” gibi ciddi! Organizasyonların 10-12 yıl öncesinden hazırlıkları başlar hadi onları ayrı tutalım… Bizde bir yıl öncesinden planlasaydık iyiydi… Çünkü yapacağınız bir toplantıda olması gereken isimler, bilim insanları programlarını belirlediler. İslam dünyasından olsun olmasın yurt dışında tatil yapmayı planlayan insanların büyük çoğunluğu da planlarını yaptılar…  

Bu saatten sonra tatil planını yapmayan birkaç kişi ve hiçbir yere bilimsel çalışmaya gitmeyecek bilim adamları varsa bize onlar da yeter… 

Her neyse geç te kalınsa toplantı yapıldı ve iyi bir program belki de herkese programını değiştirebilirdi…  

Çok istememe rağmen rahatsızlığımdan dolayı katılamadım toplantıya… Ama toplantıda konuşulanları defalarca okudum, farklı kanallardan… Hatta bilgisayarı kapatıp yeniden açtım, gözlerimi ovuşturdum, yeniden okudum… Bir şey değişmedi. Açıklanan her hangi bir plan ya da program ben göremedim… Gören varsa uyarsın beni. Benden hatamdan döneyim…  

Tamamıyla “İyin niyet, temenni ve mesajlarla” dolu konuşmaların yer aldığı bir toplantı… Kaçırdığıma üzülmeli miyim?  

“Konya’mızın yükselişi sürüyor, Müthiş fırsat yakaladık, Konya önemli bir şehir olduğunu gösterdi bu başkent olayı, güzel bir yolun başındayız…!” gibi sloganik cümleleri biz zaten biliyoruz. Ki başında değil ortasındayız neredeyse…  Önemli olan bunu Konya hatta Türkiye dışında kaç kişinin biliyor olduğu ya da kaç kişiye söylediğinizdir…  

“Bir başkent, daima başkenttir” demekle başkent olunmuyor işte… Özveri gerekiyor, çalışma gerekiyor, öngörü gerekiyor…

Konya’nın önde gelen bürokratları açıklamalarını yaptıklarına göre harekete geçebilirim artık, gidip Mekke’nin merkezine “Bu yılın İslam Başkenti Konya’ya 3173 km var” tabelası asabilir, yada Umre için gelenlere ‘Konya’ temalı bir broşür dağıtabilirim diye düşündüm. Ancak param yetmeyeceği için hemen vazgeçtim…  Ya da dünyada ulaşabildiğim kadar maile Konya’yı tanıtıcı birer yazı gönderebilsem de iyi…

Her neyse yapamadım… Gelecek “Başkentliğimiz” için artık!  

Peki neler yapılacak? Benim anladığım kadarıyla toplantının şifresi şuydu;

Nisan, Mayıs aylarında alakalı, alakasız iki seminer ya da panele,’ Turizm Başkenti Konya’ logosuyla hazırlanmış afiş yada görsel asılacak… Haziranda Allah’tan tatil başlıyor… Eylüle kadar rahatız… Eylül ya da Ekim’de, Arap kıyafetleriyle bir on-on beş kişinin katılacağı birkaç organizasyon ortaya koyarsak Şeb-i Arus’a kadar bizi de şehri de idare eder… Şeb-i Arus’ta da şöyle Ankara’dan 15-20 kişilik bir İslam Ülkeleri konsoloslarıyla, rica minnet üç beş önemli ismi getirtebilirsek bizden iyisi yok…

Keşke Konya’da deniz olaydı. Bunların hiçbirine ihtiyaç da kalmazdı… 

Kudüs’ün, Medine’nin İslam turizmi için bir şeyler yapmasına gerek yok… Ama bizim çok çalışmamız gerekiyor. Nereden mi biliyorum;

Gelen ve kalan turist sayısından…

Bizim iyi bir tanıtıma ihtiyacımız var…

O tanıtımın da eksik yapısıyla sadece KOTEV tarafından yapılabilecek olması da pek mümkün görünmüyor…

Artık bir dahaki sefere…!  

En azından tecrübe kazandık… Nasıl Başkent olunmayacağını, olunamayacağını öğrendik…

Görüldüğü üzere bir başkent öyle her zaman başkent olmuyor...    

Çalışmak,  çok çalışmak proje üretmek, sistemi  ona göre oturtmak  şehri ona göre planlamak, düşünce olarak buna hazırlıklı ve o karizma ya da sahip olmak  gerekiyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi