Beştepe’deki o görüntü ne anlama geliyor…
24 Haziran Seçimleri’ne 40 günden az bir süre kaldı. Şu ana kadar yaşananlara şöyle bir bakacak olursak, erken seçim kararının ülkemizin salahiyeti açısından ne kadar önemli olduğunu her gün bir kez daha idrak ediyoruz. Seçim sathı mahallinde son 40 içine girdik ve artık resim yavaş yavaş şekillenmeye başladı.
Cumhur İttifakı için şimdilik her şey yolunda görünüyor. Tabii bunu, bugünü baz alarak söylüyorum. Siyaset rüzgarı tersten esmediği sürece gidişat Cumhur İttifakı adına olumlu gibi. Yurt içi ve dışında yaşanacak en ufak birgelişme bile 3-4 puana etki edeceği için, yine de dikkatli izlemek lazım. Seçim sonucu için en sağlıklı öngörüyü son 1 hafta kala söyleyebiliriz diye düşünüyorum.
CHP’nin geçmiş politikalarının aksine, Muharrem İnce alışılmadık hamleler yapıyor. CHP, geçmişte hep Recep Tayyip Erdoğan üzerinden siyaset yapardı ve kazanan hep Erdoğan olurdu. İnce’nin, adaylığının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek istemesi, beraber fotoğraf vermesi stratejik bir hamle kanımca. İnce’nin bu stratejisi ilk tur için Meral Akşener'i de bitirdi zannımca. 2.tura kalması istenen Akşener şimdilik tarih oldu.
Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olamayacak ama Kılıçdaroğlu’nu da koltuğundan edecek gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan belki de o yüzden Beştepe’de kabul edip, samimi bir fotoğraf verdi. Normalde CHP’nin uzun yıllardır Erdoğan nefreti üzerinden yürüttüğü siyaset bu fotoğrafla felç oldu. İnce de Cumhurbaşkanlığı konusunda bir yere kadar gidebileceğini bildiği için rahatsız olmadı o fotoğraftan. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muharrem İnce’yi potansiyel bir tehlike olarak da görmüyor ayrıca.
Dan diye söyleyelim o halde, Erdoğan'ın girdiği her seçimi Erdoğan kazanır. Bunu muhalefet de biliyor. Muhalefetin amacı, seçimi 2.tura taşıyıp psikolojik baskı oluşturmak, moral bozmak, gündem oluşturmak.
Cumhur İttifakının avantajı şu; muhalefetin ortaya attığı "tamam" propagandası gibi algılardan karşı ittifak rüzgarı alıyor, yoğun enerji bir araya topluyor. Cumhur İttifakı’na mesafeli duran bitaraflar, bu “tamam” konusuna gıcık olup taraf seçmek zorunda kalıyor. Ve bu bitaraflar Cumhur İttifakı’nda kanalize oluyor.
Muhalefet tarafında ise “tamam” gibi etkili bir slogan bulunsa bile, kanalize olunacak tek bir isim, lider ortaya çıkmıyor. Lider olmadığından, güç kayboluyor. Bir enerji oluşuyor, ama Meral, İnce, Temel, Selo, v.s dağılıp eriyor.
Yani Cumhur İttifakı tek ve aykırı ses olmayan bir blok. Karşı taraf ise çoklu ve değişken olduğundan, süreç boyunca illa hata yapıp malzeme veriyor. Söylemler tutmuyor mesela, tek bir lideri olmadığından da kontrolsüz bir güç oluşuyor.
Bir şeyi ne kadar uzun yaşarsanız, değeri o kadar zor anlaşılır. 40 yıllık eşler birbirlerinin değerini günlük hayatta fark etmez, alışkanlık olmuştur çünkü. Ama ancak kaybedince anlarlar.
Yani Erdoğan'ın bunca olaya, badireye rağmen kazanması bile büyük başarıyken, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bunu beceren bir lider olmamışken, siz Ondan her seçimde açık ara fark bekliyorsunuz. Tarih kazananları yazar, kaç farklı kazandıklarını değil. Erdoğan toplumun zor zamanında hep en önde mücadele etmiştir, tehlike anında camı kırıp aradığımız şeydir.