Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Başkan Akyürek’in örgüt mücadelesi

Başkan Akyürek’in örgüt mücadelesi

Normal zamanda yüzüne bakmayacağınız, derdinin hiçbir zaman ne iman, ne vatan ne millet olmuş bir alay insan FETÖ’ye karşı gösterdikleri hassasiyet ve öngörü yüzünden oldukça rağbet görüyor bu aralar…FETÖ’nün en büyük zararlarından biri de bu oldu. Ahlaksızlıkları yüzünden hayatları boyunca FETÖ ile bile hiç alakası olmamış insanlar bunu şimdi bir ‘Erdem’ gibi pazarlama telaşındalar ve gerine gerine önlerinden bile geçmedim diyen bu insanlar büyük alkış alıyor toplumdan. Bu toplum derken 15 Temmuz gecesi canını hiçe sayıp destan yazan milletten söz ediyorum. Reva mı?

Milat 17-25 Aralık denildi. Ama 1980’de Fetullah’ı saklamış ‘Niye bu adamı niye tutuklamıyorsunuz?’ diyeni bile gördüm… Birde binlerce yıllık geleneği olan ve bir hukuk devleti değilmişiz gibi isyan sonrası Osmanlı yeniçerileri gibi kurumlardan sürekli ‘Kelle İstiyor’ Sosyal Medya…  

Herhangi bir kurumda FETÖ ile alakalı bir görevden alma yaşansa, hemen başlıyor bu koro; Belediyeler ne olacak diye? Asıl yuvalanmalar oralar onlara göre. İstihbaratta bile olmayan bir liste var sanki ellerinde… Ve sanki herkesin kafasında Belediyelerde görevden almalar için düşündüğü bir rakam var. Mutlu olmaları için Başkanların o rakamı yakalamaları gerekiyor… Rakam öyle pazarlıkla falanda hallolmayacak gibi görünüyor…

Belediyelerden ‘Kelle İsterük’ diyenler en çok primi bunun yaptığını biliyorlar… Herkes yaptıklarının bedelini ödemeli, bu gidişle ödeyecek gibi de görünüyor… Ama eleştirmesini bildiğimiz gibi alkışlamasını ya da haklının hakkını vermesini de bilmemiz gerek…

Yüzüne bakılmayacak adamlara alkış tutulduğu bir zamanda, ömrü İslam davasıyla geçmiş insanlara kin kusmak ne denli doğru varın siz karar verin…

Bu uzun girizgahtan sonra;

Belediyecilik işi zor iş, kabul… Hizmet ederken herkesi aynı anda mutlu etmeniz çok zor…  Tıpkı görevden almalarda yaşandığı gibi… İşe alırken dikkat edersiniz, milli görüşçüleri işe alıyorlar olur, “görevden alırsınız az kişi alıyor” diye eleştirilirsiniz, aldığınız adamların neredeyse tamamı da yanlış adamlardır zaten, asıl suçlular görevlerine muhakkak devam ediyorlardır… Hatalar olmuyor mudur? Elbet oluyor? Bizim görevimiz hataları söylemek ve düzeltmeye çalışmak… Yoksa Bana bak, yeterince mücadele etmiyorsun deyip parmak sallayarak tehdit ederseniz FETÖ’den ne farkınız kalır… 

Yapılanmanın çok fazla olduğu kurumlara ses çıkaramayanlar kendi belediyelerini kolaylıkla yerden yere vurabiliyorlar. Neden mi?  Her şey Daha kolay çünkü. Daha yakın. Daha risksiz. Birde daha çok prim yapıyor.

                …

Genel Yayın Yönetmenimiz Lokman Koyuncuoğlu ile birlikteki ziyaretimizde, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ile 15 Temmuz gecesinden bugüne, gerek kendisinin gerekse başında bulunduğu kurumun tüm yaşadıklarını konuştuk uzun uzadıya… Satırbaşlarını gazete haberimizde ve yakında çıkacak ‘darbe’ dergimizde bulabilirsiniz… Haberlere dökemediğimiz bölümler belki çok daha önemli ama bazılarını yazıyor bazılarını yazamıyoruz…

En önemli gördüğümüz şu noktalara değinmeden geçmek olmaz ama;

Örgütle mücadelede Başkan’ın samimiyetinden, ihlasından ve özverisinden hiç kimsenin bir tereddüdü olmamalı, bu bir… Özellikle son birkaç yıldır ekibindeki insanları her alanda yakinen takip ettiğini ve 2013 yılından bu yana bu noktada küçük notlar aldığını söylemesi dikkat çekiciydi Başkan’ın… Gerek 9 bin kişinin çalıştığı büyük bir kurum olmasından gerekse mütevaziliği gibi şahsi özelliklerinden kaynaklı problemler çıkmıştır belki bugüne kadar ama bunların hiçbiri hayati değildi, telafi edilebilecek olanlar da telafide edildi zaten…Her şey bir tarafa 15 Temmuz ve sonrasında gördüğü manzara herkes gibi Tahir Başkanı da çok etkilemiş. O nedenle bu tarihi milat olarak belirlemiş o da herkes gibi… Hayatını, görüşlerini, icraatlarını, yaptıklarını, yapmadıklarını yeniden sorgulamış. Bu nedenle ‘Dersimizi bizde aldık. Eksiklerimizi tamamlama açısından, soğuklukları aşma bakımından, ihmal ettiklerimizi yeniden kazanma açısından. Yeniden insana yönelmemiz ve gençlikle daha fazla ilgilenmemiz gerekiyormuş” diyor bu nedenle…

Her şeyden önemlisi burada yazabileceğimiz şeylerde de yazamayacaklarımız da da şehrin emin ellerde olduğu konusunda hiçbir tereddüde yer bırakmadı Sayın Başkan… Görevden alınanlar noktasında güçlü deliller var belki ama diğer kurumlarla oranladığınızda rakam devede kulak kalıyor.

Belediyeler noktasında unutulan şu noktaları da hatırlatmak ta da fayda var; Bu belediyeler 1989 yılından 2004 yılına kadar hep Milli Görüş çizgisindeydi. Sonrasın da da Muhafazakâr isimlerle bugüne gelindi…

İkincisi ise; Bu belediyeler, Darbe oluyor şeklinde haber gelir gelmez vakit kaybı olmasın diye pijamayı çıkarmadan üstüne bu yaz gününde pantolonunu giyip yola koyulan belediye çalışanlarının, yada askeri girişler kapatılacak görevini alınca yolcularını aşağı indirip bir an olsun tereddüt etmeden canını ortaya koyup askeriyenin kapısını kapatan belediye şoförleri, hatta görev verilince bir tek mazeret üretmeden tam kadro görev yerine gelen insanların müteşekkil olduğu unutuluyor…                  

“Ama canım işte alt tabaka böyle, ama üst tabaka” diye başlayınca cümleler sihir bozulmuyor. Çünkü bu iş tabaka işi değil. Böyle insanların çalıştığı ortamlarda bir örgüt yuvalanabilir mi? Yuvalansada yaşayabilir mi? Yaşasa nefes alabilir mi?

Son olarak şunu da unutmamak gerek;

Bir şehir elbette Başkanlara emanettir. Ama başkanlarda o şehre…

Özellikle ilk günden bu yana bu davanın bir neferi olan ve ilk günden bu yana Ak Parti kadrolarında yer alan, her ne yaşanmış olursa olsun Cumhurbaşkanının yanı başında olmuş  kişilerde Reis’in bu şehre emanetidir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi