Asıl anlayamadıklarımız kendine milli görüşçüyüz diyenler…
AK Parti biliyorsunuz yaptığı bütün icraatları geniş bir şekilde tabana anlattıktan sonra hayata geçiriyor. Hükümetimiz şimdi ülkemiz için çok önemli bir adımı atmak üzere, bu adımla ülkemiz yıllarca özlemini çektiği Başkanlık Sitemine geçecek. Hem ülkemizdeki tek parti sürecinde oluşturulmuş komünizm ve Nazi Almanya’sı tortulardan kurtulacağız, hem de milletimiz ayağındaki prangaları çıkarıp yeni yüzyılda daha rahat bir şekilde dünyanın önemli ülkelerinin arasına girebilecek yönetim şekline kavuşacak.
Bu çerçevede AK Parti muhalefetin aşırı başkanlık sistemi karşıtı açıklamalarını bertaraf etmek için halkımıza başkanlık sistemini akademisyenler aracılığıyla anlatıyor. Bu çerçevede Konya’da Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Yavuz Atar Başkanlık sistemini anlattı. Karaman’da ise Necmettin Erbakan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Birol Akgün Hocamız başkanlık sistemini anlattı.
Peki, bütün bu konferanslardan Hürriyet gazetesi neyi görmüş? Enteresan bir tip Karaman’daki konferans esnasında ayağa kalkıp başkanlık sistemiyle Cumhuriyet’in elden gideceğini savunmuş. Hürriyet’te bunu görmüş ve büyük haber olarak bu saçma olayı okuyucusuna duyurmuş.
Birol Hocam başkanlık sistemi ile padişahlığın geleceği mavalına inanan tuhaf adamı ikna etmiş ama bu olay ülkemizde bir tuhaf alışkanlığı da bizlere göstermesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum.
Biliyorsunuz Sağlık Bakanlığının basit kurumsal çalışmasından bile vatanın bölüneceğini çıkartmışlardı. CHP’nin, İşçi Partisinin, DHKPC’nin Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) bağlantılı bir politikasının uzantısı aslında bu. Adamlar bu çerçevede Hükümetin her politikasından vatanı bölmeyi çıkartacak sosyal medyada atraksiyon geliştiriyorlar ve sonra da bu atraksiyona sosyal medyanın cahil topluluğundan destek alıyorlar… Sonrada biliyorsunuz CHP lideri çıkıp bu olaylardan oy devşirmeye çalışıyor ve Hükümetin politikalarının basitleştirilmesi için başını Hürriyet ve genel olarak Doğan Grubunun çektiği bir medya topluluğu ile çalışmalar yapılmaya çalışılıyor. Yok, zannetmiyorum, bu ayak oyunları saman alevini aşamaz.
Eğer Rabbimizin de bir planı olduğunu düşünmüyorsanız bu atraksiyonlardan korkarsınız ama ben korkmuyorum, biliyorum ki güneş balçıkla sıvanmaz…
Ben CHP ve İşçi Partililer ile ETÖ’nün manevralarını anlıyorum da kendisini Milli Görüşçü olarak ifade eden Saadet Partililerin derneklerinin, gazetelerinin, televizyonlarının, profesyonel yazarlarının, gazetecilerinin ve siyasetçilerinin nasıl oluyor da böyle bir süreçten en fazla faydalanan kesim olmak için hükümetimize ve hükümetimizi destekleyenlere hakaretlere varan ifadelerle saldırıyorlar, onu anlayamıyorum.
Sayın Ahmet Davutoğlu ve Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan geçmiş zamanların hatırına kesinlikle bu insanlara karşı bir siyaset geliştirmiyor. Fakat bu insanlar Ergenekoncularla, İşçi Partililerle, MHP’lilerle ve hatta bir başka boyutu ile de BDP’lilerle kol kola aşırı bir şekilde ulusalcılık mavalı okumayı sürdürüyorlar.
Aslında biliyorum Türkiye genelinde sesleri çok fazla duyulmuyor zira oyları çok düşük ama Konya’da gerçekten çok fazla can sıkıcı bir boyut ile Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve hükümetin politikalarına aşırı ve aşağılayıcı ifadelerle muhalefet ediyorlar.
Aslına bakarsanız Ak Parti Konya İl Teşkilatı da, Konya Milletvekillerimiz de, Konya’mızın Ağabeyi Sayın Ahmet Davutoğlu’da bu insanları muhatap almıyor, doğru da yapıyorlar ama biz bu tabandan gelen birisi olarak yaşanan bu saçmalığa, birkaç bencil hacı ağabeyin Konya’da borusu ötsün diye yapılan bu aşırı açıklamalara karşı çıkıyoruz.
Şunu herkes bilmeli AK Parti tabanı olmayan bir parti değildir. AK Parti her öne gelenin boynuna vurup elinden her şeyinin alınacağı bir parti değildir. AK Parti basit bir projede değildir. Kendisine, Erbakan Hocanın yolundan gidenler, olarak ad koyan ve yaptıkları ile Erbakan Hocanın kemiklerini sızlatan, çoğunun sözüne güvenilmez, yalanı sıradan bir alışkanlık haline getirmiş, kendinden başka herkesi Müslüman olmamakla suçlayan partilerine oy vermeyi nerede ise şehadet getirmenin bile önüne koyan kesim şunu anlamalıdır; Erbakan Hocada, bir başka insanda geçicidir. İnsan yaşar ve ölür, ölmeyen fikirlerdir, İlahi Kelimetullah’ın dünyaya anlatılması vazifesi kalıcıdır. İşte bugün o bayrak Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dadır. Bunu anlamayanlar biliyorum ki bu dünyada da ahirette de mutlaka bunun vebalini yaşayacaklardır.
Bakın solculara, bakın CHP’ye, bakın İşçi Partisinin açıklamalarına AK Partinin bu ülkede dini hâkim kılacak adımlar attığını söylemiyorlar mı? Peki, saygıdeğer kaymak yiyip sonra kaymağın sahibine küfreden siz iflah olmaz topluluk siz ne için kavga ediyorsunuz AK Parti ile…