AK Parti Konya kongresinde aslında ne yaşandı?
AK Parti Konya’da pazartesi günü 7. Olağan İl Kongresi heyecanı yaşandı. Tek liste ve tek aday ile gidilen kongrede mevcut İl Başkanı Hasan Angı, delegelerin oyuyla yeniden il başkanı seçildi.
Başkan Angı’nın göreve devam edeceğini zaten 6 ay önceden az çok tahmin ediyordum. Çünkü AK Parti Genel Merkezi’nin Konya’daki uyum ve istikrarı bozmayacağı kanaatindeydim.
Kongreyle ilgili kısaca bilgi vermek gerekirse; kongreye Eski Başbakan ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta da katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Rize’den video konferans bağlantısıyla Konya teşkilatına seslendi.
Ve AK Parti Konya’da yeni dönem başlamış oldu.
Kongreden sonra bazı ulusal gazetelerde AK Parti’nin Konya kongresi ile ilgili olarak çeşitli haberler çıktı.
AK Parti İl Başkan Adayı olduğunu söyleyen Müşerref Özden isimli birinin açıklamaları öne çıkarılarak, AK Parti Konya İl Başkanlığı’na çeşitli suçlamalar yöneltildi.
Çıkan haberlere göre, Müşerref Özden, adaylığının kabul edilmediğini, hatta salona dahi alınmadığını iddia ediyor.
Konuyu biraz araştırıp olayın iç yüzünü öğrenmeye çalıştım.
Edindiğim bilgileri, harfiyen aktarıyorum.
Öncelikle Müşerref Özden adaylığını AK Parti Genel Merkez yerine AK Parti Konya İl Başkanlığı’na yapmak istiyor. Teamüllerde böyle bir şey olmadığı için, il teşkilatı tarafından genel merkeze başvuru yapması gerektiği yönünde bilgilendiriliyor.
Bundan sonraki süreçte Müşerref Özden saha çalışmalarına ve çeşitli ziyaretlere başlıyor.
Bu sürecin ardından kongre günü gelip çatıyor.
AK Parti’nin kongre salonunda bulunan divan görevlilerine, Hasan Angı’nın listesi haricinde bir listenin daha geleceği haberi ulaşıyor.
İşte ne olduysa bundan sonra oluyor.
Öncelikle adaylık süreci ile ilgili olarak AK Parti’nin tüzüğünden bir bilgi paylaşmak istiyorum.
TÜZÜK 46.4 - (Değişik: 12.09.2015 günlü BKK. m.1) Partili her üye, yer kaydı aranmaksızın, kongrede yapılacak seçimlerde aday olabilir veya aday gösterilebilir. Ancak belde, ilçe veya il başkanlığına adaylık başvurusu, o kongrede oy kullanma hakkına sahip delege tam sayısının en az % 5’inin Divan Başkanlığı veya noterlikçe tevsik edilmiş imzasını taşıyan yazılı isteği ile yapılır. % 5’in hesabında
kesirli sayılar tama iblağ edilir.
Yani tüzüğe göre, bir kişinin il Başkanı adayı olarak kongreye bir liste sunabilmesi için toplam delege sayısının yüzde 5’inin yazılı teklifi gerekiyor.
Olay da tam burada patlıyor işte. Müşerref Özden’in adaylık başvuru listesinde sadece 4 tane delegenin imzası mevcut. Yani yeterlilik sayısını karşılamıyor.
Bu sebeple de Müşerref Özden’in adaylık başvurusu parti tüzüğünün yeterlilik sayısını karşılayamadığı için hukuki olarak kabul edilemiyor.
İkinci husus ise kongre divanına sunulan yönetim kurulu listesinin 50 kişiden oluşması gerekiyor.
Yönetim kurulu listesi çok önemli bir ayrıntı! Mevcut duruma göre, yönetim kurulu listesinin 26 kişi altına düşmesi halinde bile mevcut il yönetiminin geçerliliği ortadan kalkıyor. Yani daha net olarak söylemek gerekirse, şu anda il yönetiminin yarısı istifa etse, mevcut yönetim bile düşüyor aslında.
Hal böyleyken Müşerref Özden’in 5-6 kişilik bir yönetim kurulu listesiyle seçilmesi zaten hukuki olarak mümkün görünmüyor.
Yani Müşerref Özden’in girişimi aslında daha doğmadan ölmüş…
Diğer taraftan bir de Müşerref Özden, kongrenin başladığı vakitte salona girmeye çalışırken kendisini engelleyip içeriye almak istemediklerini söylüyor.
Bu konuyla ilgili AK Parti İl Başkanlığı’ndan birkaç kişiyle ve salon kapısında görevli olanlarla görüştüm.
Müşerref Özden’in, sadece delegelerin giriş yaptığı kapıdan girmek istediğini söylüyorlar. Her kongrede olduğu gibi bu kongrede de delege olmayanların bu kısımdan alınmadığını, Özden’in de AK Parti Delegesi olmadığı için bu bölgeye giriş izninin olmadığını aktarıyorlar.
Çünkü delegelerin her birisi içeriye girerken imzasını atıp, yaka kartını alıp, salonun saha kısmında isim isim kendilerine ayırılan yere geçmiş. Delege olmadığı için kendisini tribünlere yönlendirmişler…
Konuya ilgili olarak edindiğim bilgiler bunlar. Müşerref Özden’in adaylık başvuru dilekçesi ve yönetim listesini de aşağıda paylaşıyorum. Yorum sizin…
Öte yandan sol medyanın; olayın arkasını önünü araştırmadan haber yapması da çok manidar. Mesele Konya olunca, hele bir de AK Parti olunca hemen atlamışlar. Konunun hukuki arka planını hiç araştırmamışlar. Normal şartlarda bu konunun ciddiye alınacak bir tarafı yok.
Son olarak, Müşerref Özden’in “Sözde Ömer gibi olanlar, Ömer gibi olanlara savaş açıyorlar. Parti zenginler kulübü haline geldi” cümlesine bir şey söylemek istiyorum.
Hasan Angı’nın yönetiminde Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Ebrar Çoban kardeşim bu yönetimde de yer alıyor. Kendisi bir üniversite öğrencisi. Muhtemelen ekonomik gücü Müşerref Özden kadar bile yoktur…
Ama nihayetinde bu teşkilata Ömerler de lazım, Ebrarlar da lazım, hatta zenginler de lazım.