Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Ah şu Konyalının hali?

Ah şu Konyalının hali?

İzmir’in haline bakıp bakıp şükrediyoruz ya sürekli… Yapılmayan hizmetlerine falan…

Ama şunu unutuyoruz;

İzmir’le Konya’nın, her ne kadar da birbirlerini eleştirseler de, zıt fikirlerin ama aynı düşüncelerin farklı coğrafyalardaki iki ayrı yansıması olduğunu…

Kurduğum cümleden bende bir şey anlamadım. Şöyle anlatayım bari; Konya ile İzmir oy verirken öyle hizmetin kalitesine falan bakmaz.

Biri Atatürkçülüğüne, diğeri muhafazakarlığına bakar…

Yani İzmir’e yağan yağmurun yarısı Konya’ya yağsa Altgeçitler küçük göllere, yollar viyana kanallarına döner… Az bir şey yağdığında durum ortada… Sanki Türkiye’nin en iyi alt yapısına sahipmişiz gibi davranmanın anlamı yok…

Konya’da ki hava kirliliğinin yarısı İzmir’de olsa, İzmirli ayaklanır… Vs. Vs…

Yok birbirimizden farkımız yani aslında… Ama benyine de İzmir’in haline bakıp şükretmeye devam ediyorum o ayrı…  

Konyaspor’un kupa başarısı bu şehre gönül veren herkesi mutlu etti. İstisna yok.

Alınan kupa için yapılan kutlamaları, çalınan kornaları, atılan sevinç çığlıklarını eleştirsem mi, övsem mi bilemedim…

Önce biraz sevinecek gibi olduk. Ama şehitlerin üzüntüsü ağır bastı ve tüm şehir sustu… Küçük çapta kutlamalar olsa da, sevincimizi içimize, üzüntümüzü, öfkemizi ve kinimizi dışımıza vurduk…

İşte bu şehir bu yüzden güzel…

Aldığımız Türkiye Kupasının anıtını dikeceklermiş! Her zaman hatırlayalım diye…

Bende şunu hatırlatayım;

Biz zaferlerini anıtlarla kutlayan bir medeniyet değiliz…

 

 

Son dönemde Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmezle neden bu kadar çok uğraşıyorlar. Ortaya çıkan mektuplar hadi neyse de insan çocukları camiye çekiyor diye eleştirir mi Diyanet İşleri Başkanını… Uğraşır tabi. Nedeni FETÖ falan da değil öyle.

Geçtiğimiz günlerde Gençlik Fuarı'nda konuştu Görmez. Konuşmasında; Kuran-ı Kerim'in akla dayalı olduğunun unutulmaması gerektiğinin, Allah'ın "aklı olmayanı din ile mükellef tutmadığını söyledi.Görmez, akıl ile ilim arasındaki ilişkiyi güçlendirmenin önemine vurgu yaparak, İslam'ın "akıl ile nakil", "akıl ile kalp" ve "vahiy ile akıl" arasında kurulan doğru ilişkiden ibaret olduğunu belirtti. Felsefe okumayın diyen sarıklı cübbeli insanları eleştirdi. Kur’an-ı Kerim’i akla dayalı olduğunu hatırlattı gençlere Görmez…

Mehmet Görmez şu ana kadar dinden çıkarılmadıysa oda Allah’ın lütfu… 

Ama yakındır…

Baksanıza akıl falan diyor. Düşünün diyor…

Birilerinin de saltanatı sallanıyor. Onunla uğraşmayıp ta benimle mi uğraşacaklar…

Şu medyanın ne övgüsüne bir anlam verilir ne yergisine…

TEOG’lar açıklanmış. Kamerasını kapan her zamanki gibi o dağ senin bu dağ benim TEOG birincisi çoban avında…

Her sınav sonunda çobanlık yapan köylü çocukların peşinden koşulmasının anlamı ne? Zekanın bir imkan meselesi mi? Ne demek istiyorsunuz bu çocuklara?

Ayrıca kutlanması gereken bir kesim varsa bu; Elinde, eğlenerek, gezilerek tozularak, oynanarak, internet başında, sinema kuyruğunda, AVM dükkanlarında, geyikle geçirilecek imkanı olduğu halde  birinci olabilen TEOG birincisi…

Yoksa köylü çocukları bakın birinci oluyor demekle onları mı övüyorsunuz bizim çocukları mı yeriyorsunuz?

Yada onlara hakaret edip bizim çocuklarımı övüyorsunuz meçhul…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi