Senan Kazımoğlu
Senan Kazımoğlu 21 Azer Harekatı

21 Azer Harekatı

Daha önceki yazılarımda Azerbaycan’ı Güney ve Kuzey olarak ikiye bölen Rusya ve İran arasındaki “Türkmençay” anlaşmasından bahsetmiştim. Hatta 1828 yılından sonra Kuzeyde kalan bugünkü bağımsız Azerbaycan’ın tarihine değinmiştik. Şimdide İran tarafında kalan Güney Azerbaycandan bahsedelim.

İranda, Afşarlardan sonra yönetime gelen Türk Kacar ailesi tamamen farslaşmıştı. Bu da, 1828 yılındaki anlaşmadan sonra İran’a bırakılan Güney Azerbaycan bölgesinde sıkıntılara yol açıyordu. Güney Azerbaycan Türkleri en temel hak ve hürriyetlerinden yoksundu. Hatta kendi öz Azerbaycan Türkcesinde bile eğitim hakkı elinden alınmıştı. Daha sonra halk bu sıkıntılarını Sultan 2. Abdülhamit Hana ilettiler ve bizzat Sultan 2. Abdülhamit Han, Güney Azerbaycanda Türkçe okullar açtırdı. Fakat bu da uzun sürmedi.

Baskılara dayanamayan Güney Azerbaycan halkının ilk büyük baş kaldırışı 1905 yılında Settar Han başkanlığında Tebrizde başlayan “Meşruti İsyanı” oldu. 6 yıl devam eden bu isyan daha sonra İran rejimi tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı.  Bu isyan bastırıldıktan bir müddet sonra Tebrizde Şeyh Muhammed Hiyabani önderliğinde yeni bir isyan başladı. Fakat bu isyanda 1920 yılında İngilizlerin yardımıyla İran rejimi tarafından bastırıldı. Bu iki büyük harekatın etkileri her ne kadar büyükte olsa, Güney Azerbaycan tarihinin en büyük milli harekatı 12 Aralık 1945 yılındaki “21 Azer Harekatı”dır.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Sovyet ve İngiliz ordusu İran’a girdi. 20 yıldır İran Şah Rejiminin tüm zulümlerini tadan, kendi dilinde konuşma özgürlüğünden bile mahrum bırakılan Güney Azerbaycan Türkülüğü, bu imkandan faydalanarak Azerbaycan Milli Hükümetini kurdu. Hükümetin başkanlığına Seyit Cafer Pişeveri getirildi. Milli harekatın “21 Azer Harekatı” adı almasına sebep ise İran takviminde o günün 21 Azer’e denk gelmesidir.

Pişeveri başkanlığındaki Azerbaycan Milli Hükümeti, ilk olarak İngiliz destekli Şah Rejimine karşı Sovyetlerden destek aldı. Bundan sonra Güney Azerbaycanda eğitimden sanata, askeriyeden sağlığa, birçok alanda reform başladı. Hükümetin resmi dili Azerbaycan Türkçesi olarak kabul edildi. Bu dilde kitaplar, gazeteler, dergiler yayınlanmağa başladı. Okullar, kütüphaneler, kültür merkezleri açıldı. Tebriz Devlet Üniversitesi, Devlet Tiyatrosu ve Azerbaycan Devlet Radyo Ajanslığının temelleri atıldı. Sağlık ve eğitim hizmetleri şehirlerle sınırlı kalmayarak Güney Azerbaycan’ın bütün köylerine ulaştırıldı. Tamamı gönüllü Azerbaycan Türklerinden oluşan ve Azerbaycan Milli Ordusunun esasını teşkil edecek “Fedai” birlikleri kuruldu. İran Şah Rejiminin yönetime geldiği 1925 tarihinden itibaren 20 yılda yapılmayan reformlar 1 yıl gibi kısa sürede yapıldı.

Yapılan bu kadar güzel işlere rağmen İngiliz ve Amerikalılarla anlaşan Sovyetler, Azerbaycan Milli Hükümetini Şah Rejimine peşkeş çekti. Azerbaycan Milli Hükümetiyle aralarında olan dokunulmazlık anlaşmasına rağmen İngiliz ve Amerikan destekli İran Şah Rejimi, kanunsuz olarak Tebriz’e girerek Milli Hükümeti devirdi. Şah Rejimi 1 yılın bütün reformlarını yok etti. Toplu katliamlar, hapis ve sürgünler başladı. Hükümetin birçok üyesi katledildi. Sovyet egemenliğindeki Azerbaycan’a kaçabilen hükümet başkanı Seyit Cafer Pişeveriyse burada da davasından vazgeçmediği için 1947 yılında Sovyet istihbarat örgütü tarafından düzenlenen şüpheli bir kazada öldürüldü.

Her ne kadar Güney Azerbaycandaki Milli Harekatlar kanla bastırıldıysa da halk, hala o kutlu günün geleceği ümidiyle yaşamaktadır. Güney Azerbaycan şairi Muhammed Hüseyin Şehriyarın dediği gibi: “Azatlıktır bana mehlem, sana derman Azerbaycan”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Senan Kazımoğlu Arşivi