Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu 1 KİLO PATLICAN MI? 2 KİLO TAVUK MU?

1 KİLO PATLICAN MI? 2 KİLO TAVUK MU?

Geçtiğimiz akşam ufak tefek bir alışveriş yapayım diye markete gittim.
 
Manav tezgahına yönelince gözlerime inanamadım.
 
Biberin fiyatı 12 TL, patlıcanın fiyatı 15 TL, Domates olmuş 10 TL… Alınacak gibi değil.
 
Marketçi Mehmet abiye, ne bu fiyatlar? diye sordum…
 
Halde fiyatların uçtuğundan ve Antalya’yı vuran sel ve fırtınadan bahsederek o da dert yandı.
 
Tavuk 7 TL; 1 kilo patlıcan alana kadar 2 kilo tavuk tartayım mı? dedi…
 
Mantıklı geldi doğrusu. Hiç olmazsa kursağımızdan et geçer değil mi…
 
Marketten çıkınca düşündüm, ne olacak bu sebze fiyatları diye.
 
Bir kutup ülkesi ya da çöl ülkesi olsak normal karşılayacağım ama, bu sene oldukça bereketli ve yağışlı geçen mevsimlere rağmen fiyatlar durmuyor.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyarılarına rağmen sanırım kimse işini yapmıyor…
 
Kendi kendimize yetebilecek ender ülkelerden biriyiz ama belki de bir kutup ülkesi ile aynı maliyette sebze tüketiyoruz…
 
Bu konuda acilen bir şeyler yapmamız gerekiyor.
 
Bu sebeple, bugünkü gazete manşetimizi de tarıma, sulamaya ayırdık.
 
Konu ile ilgili olarak hem yetkililerle hem de çiftçilerle konuşuyoruz sık sık.
 
Çiftçi kökenli bir aileden geldiğim için konuyu yakından takip etme fırsatı buluyorum.
 
Mesela, Altınekin bölgesinin tarım yapılabilir toprağı 779 bin dekar civarında.
 
Bölgede ne ekseniz yetişiyor ama en büyük sıkıntı sulama.
 
Su olduğu takdirde bölge çiftçisinin yetiştiremeyeceği ürün yok adeta. 
 
Çekilen su sıkıntısına rağmen; şeker pancarından ayçiçeğine, kabak çekirdeğinden arpasına, kuşyeminden buğdaya, patatesten mercimeğe kadar onlarca ürünü kaliteli olarak yetiştirebiliyor bölge insanı.
 
Bölgede 4 sene önceye kadar arazilerin yüzde 50’si sulu yüzde 50’si de kuru tarıma elverişliydi.
 
Fakat özellikle son 2 senede su sıkıntısı o kadar had safhaya çıktı ki, neredeyse sulak tarla bulmak imkansızlaşıyor.
 
Tuz Gölü’nün tuzlu suyu, bölgenin yer altı suyu ile iç içe girmiş durumda.
 
Çok yakında Karapınar’da meydana gelen obrukların daha büyükleri Altınekin, Cihanbeyli, Kulu havzasında da ortaya çıkmaya başlayabilir.
 
Daha kötüsü ise, Tuz Gölü’nün kirlettiği temiz su kaynakları hızla Konya merkeze doğru yaklaşıyor.
 
Bu konuya acilen bir önlem alınmazsa çok kötü durumlarla karşılaşabiliriz.
 
Ermenek ve Akçay, Fırat ve Kızılırmak’tan; Kulu, Cihanbeyli, Altınekin taraflarına bir şekilde su aktarılırsa, Türkiye’nin tarımsal alanda ihtiyacının çok büyük bir kısmını Konya karşılar.
 
Konya Ovası’nın su sorunu çözülürse, Türkiye’nin tarımsal anlamda dışa bağımlılığı biter.
 
Konya çiftçisinin tecrübesi, ekipmanı, ülkemize yetecek kapasitededir.
 
Sebze konusunda da çok ilginç gelişmelere şahit olabiliriz. Yeter ki isteyelim.
 
Şu anda çiftçinin en fazla şikayet ettiği konulardan biri de, tarımsal sulamada kullanılan enerji fiyatları, gübre ve mazot fiyatları.
 
Çiftçinin maliyetini artıran en büyük etken bunlar.
 
Özellikle elektrikte ortaya çıkan fiyat artışları bu yıl tüm çiftçiyi kara kara düşündürüyor.
 
Çiftçinin yüzü gülerse, Türkiye’nin yüzü güler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi