Yeni Haber'de Ramazan | Film ve Kitap Önerileri - 8 Nisan

 

 

Kurban, Rus yönetmen Andrei Tarkovsky'nin filmidir. Alexander (Erland Josephson) ateist bir oyuncu, düşünür ve yazardır. Genç karısı da kendisi gibi bir oyuncudur. Bir kız ve "Küçük Adam" diye seslendiği bir oğullarıyla şehirden uzak sakin bir hayat sürmektedirler. Uzun yıllar yaptığı araştırmaların sonucunda şekillenmiş düşünceleri, teknolojinin getirdiklerinden daha çok kaybettirdiklerine odaklanmasına yol açmıştır. Paranoya noktasına varan bu takıntısı yüzünden kendisini kesin olarak nükleer bir felaket yaşanacağına inandırmıştır. Gerçekliği, rüya ve düşlemleri ile karıştırarak yorumlamaya başlayan Alexander'ın tutumları aile içerisinde ruhsal krizlerin yaşandığı bir süreci başlatır.

 

Yönetmen: Andrey Tarkovski

Senarist: Andrey Tarkovski

Orijinal İsmi: Offret

Tür: Dram

 

 

 

Ága, yönetmenliğini Milko Lazarov'un üstlendiği, ilk gösterimi 23 Şubat 2018'de Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan bir filmdir. Yakutya'nın buz çölünde, hayata düşman, yabancı ve yaşanılması zor bir bölgede hayatını geçiren Nanouk ve karısı Sedna, balıkçılık ve avcılık yaparak hayatlarını geleneksel bir biçimde sürdürmektedirler. Ancak yaşanan iklim değişikliği bu bölgede de etkilerini göstermektedir. Karlar daha hızla erimekte ve bölgede yaşayan hayvanlar da bir salgın hastalığa yakalanıp ölmektedirler. Aynı hastalığa Nanouk'un karısı Sedna da yakalanır ve hayatını yitirir. Bunun üzerine Nanouk, geleneksel hayatı arkasında bırakarak şehirde yaşamaya başlayan kızını ziyaret etmek üzere kendisine yabancı bir dünyaya doğru yola çıkar. Film'de iklim değişikliği ile içiçe geçmiş bir şekilde ele alınan ölüm, kaybolan gelenekleri de bu şekilde vurgulamaktadır.

 

Yönetmen: Milko Lazarov

Senarist: Milko Lazarov

Orijinal ismi: Ága

Tür: Dram

 

 

 

Nokta, 2008 yapımı olan ve yönetmenliğini Derviş Zaim'in üstlendiği filmdir. Bir zamanlar işlediği bir suç yüzünden azap çeken ve çektiği azaptan kurtulmaya çalışan bir adamın hikâyesini konu alıyor. Ahmet, yapacağı hırsızlık olayının vicdanında nasıl bir kırılma yaratacağından habersiz, bir arkadaşının gazına gelerek kötü bir yol seçer: Tarihi bir Kuran-ı Kerim'i çalmak! Bu meşum görevi yerine getirmek için yola koyulduğunda çok kısa bir süre içinde azap içinde kalacağının farkında değildir. Ahmet’in işlediği bu büyük suç onu dev bir vicdansal çıkmaz sokağa doğru sürükleyecektir. Bu sokakta, insana dair tüm etik duygular birbirleriyle çarpışma fırsatını tadacaklardır. Derviş Zaim’in klasik Osmanlı sanatlarından Hat sanatını arka plan olarak belirlediği filminin başrolünde Settar Tanrıöğen var.

 

Yönetmen: Derviş Zaim

Senarist: Derviş Zaim

Tür: Dram

 

 

 

Bogeyman Mommo, anneleri öldükten sonra dedelerine sığınan ve babalarının yeni eşi tarafından reddedilen iki küçük kardeşi konu alan, Atalay Taşdiken'in yazıp, yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği 2009 yapımı bir Türk dram filmidir. Dokuz yaşında bir çocuk; hem ağabey, hem baba, hem anne, hem de bir bilge olabilir mi? Ayşe için olur. Hatta hiçbir şeyden korkmayan bir ağabeydir o. Annesiz iki çocuğun içinizi ısıtacak, kimi zaman gözünüzü yaşartacak öyküsü. Hem de gerçek. Yalın bir dille köyü, köyün insanlarını, kardeşlerin ilişkini anlatan film, sürpriz bir finalle bitiyor.

 

Yönetmen: Atalay Taşdiken

Senarist: Atalay Taşdiken

Tür: Dram

 

 

 

 

2005 yılında yaşamını yitiren İngiliz tasavvuf bilimcisi Martin Lings'in Hz. Muhammed (s.a.v) hakkında yazdığı eser, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede ciddi oranda okundu. Martin Lings’in Hz. Muhammed’in Hayatı adlı çağdaş siyer kitabı uluslararası kabul gören, kapsamlı ve titiz bir çalışmadır. Kaynaklara olan sadakatiyle öne çıkan eser, akıcı üslubu ve kolay anlaşılırlığıyla da okuyucusunun teveccühünü kazanmıştır. Köklü bir araştırmanın ürünü olan kitap, konusunun gerektirdiği yoğunluğu da akıcı bir şekilde işlemiştir. Sahip olduğu edebî ve ilmî boyut ile emsallerinden ayrılan bu çok değerli çalışma sayesinde, İngiliz asıllı Müslüman yazar Martin Lings (Ebû Bekir Sirâceddîn) Siyer alanında araştırma yapan otoritelerin haklı takdirine mazhar olmuş ve eseri “Sîret Ödülü”ne layık görülmüştür.

 

 

 

Kitapta, bir gencin yaşadığı sıkıntıların ardından isyana düşmemek için şeytani seslere karşı verdiği mücadele anlatılıyor. İsyan etmek üzere olan bir genç... Kötücül davetlere karşı verilen bir mücadele... Çetin bir imtihan... Seven gönüllerin inanılmaz ayrılığı... Yüce gönüllü bir üstad... Ve bulunmaz bir sevda... Sevdiğini toprağa verdikten sonra İstanbul'a yerleşen Saltık Buğra'nın hayatında yepyeni bir sayfa açılacak; çektiği ızdırabın şifasını, kendine çok uzak bir dünyadan gelen sevda vesilesiyle Yaratıcı'ya secdede bulacaktır. Ahmed Günbay Yıldız'ın eskimeyen kaleminden sürükleyici ve ibretlik bir roman.

 

 

 

Bu Gece Özgürlük, Hindistan'ın bağımsızlık tarihini anlatır. Resmi belgeleri ve tanıklarıyla beraber Lapierre / Collins ikilisinin en büyük araştırmasıdır. Gandhi, Nehru, Cinnah gibi büyük liderlerin ve İngiltere'nin aktörlüklerini yaptıkları koca bir tarihin öyküsü. Kendisini sömürge haline getiren Batı'nın sanayileşmiş ve teknokrat dünyasının değil, kendi öz varlıkları ve kültürleriyle direnen bir Hindistan'ın tarihi. Çok kültürlülüğün çeşitli çözümleri içerisinde kendisini sürekli bir çözümsüzlükte bulan Hindistan ve Pakistan'ın trajik öyküsü. Kendilerine öğütlenen şiddet aleyhtarlığının tersine şiddet yanlısı bir kültürün akıl almaz vahşeti. Bu Gece Özgürlük, "aslında hiç ihtiyacı olmayan malları üretmek için" çoğunluğun çıkarlarının küçük bir azınlığın eline terk edilişinin resmidir. İnananlar ve İnanmayanlar olarak ikiye ayrılan rasyonel dünyanın dışında yüzlerce inancın yarattığı şaşırtıcı zenginliğin birikimi Hindistan. Paylaşılmaktan, zenginliğinin farkına varılmayan ve Şiddet Aleyhtarlığı'ndan Tuz Yürüyüşü'ne ve Sivil İtaatsizlik'ten Pasif Direniş'e varan büyük hareketlerin doğduğu müthiş bir eylemlilik tarihi. Hindistan'ın parçalanması, bugünlere ışık tutan bugün yapmamız gerekenler için önemli ipuçları taşıyan tarihten bir ders.

 

 

 

‘Bu kitap, Avi Shlaim’in hayli olumlu eleştiriler alan önceki çalışması Collusion across the Jordan (1998)’ın, halen çok doyurucu olmakla birlikte gözden geçirilerek kısaltılmış bir baskısı. Kitap, Doğu Ürdün Emiri Abdullah ile sonradan İsrail hükümeti olacak olan Yahudi Ajansı’nın lider kadrosu arasındaki ekseriyetle gizli ilişkilere odaklanmak suretiyle, talihsiz Arap-İsrail sorununun en önemli öğelerini gayet okunabilir ve parlak bir anlatımla ortaya koyuyor. Sempati ile menfaat birliğini, anlaşmazlık ile bir uzlaşı yakalamaya giden yolda trajik bir biçimde kaçırılan fırsatları yan yana resmettiği bu sıradışı ilişkinin etkileyici bir tablosunu çiziyor. Ağırlıklı olarak İngiliz, Arap ve İsrail yazılı kaynaklarını kullanan Shlaim, 1921’den 1951’e kadar 30 yıllık bir ilişkinin izlerini sürüyor.’