Yeni Haber'de Ramazan 3. Gün

Yeni Haber ailesi olarak hayırlı iftarlar diliyoruz. Konya için bugün iftar saati 19.32
Yeni Haber'de Ramazan 3. Gün

DUA VE NİMETLER

İFTARDA BULUŞUYOR

 

İslâm’ın beş esasından biri olan orucun bir parçasını oluşturan iftar İslâm muhitinde oruca denk bir ilgi ve öneme sahip olmuş, bu konuda bazısı Hz. Peygamber’in sünnetinden, bir kısmı da İslâm toplumlarının kültürel birikim ve farklılığından kaynaklanan müstehap ve mendup niteliğinde çeşitli âdâb ve gelenekler oluşmuştur.

Hadislerde, vakti girdikten sonra oruçlunun iftarda acele etmesi ve orucunu hurma veya tatlı bir şeyle yahut su ile açması tavsiye edilmiş, Resûl-i Ekrem bunu bizzat uygulayarak akşam namazını kılmadan önce birkaç hurma ile orucunu açmıştır. Hz. Peygamber’in ayrıca, Yahudi ve Hristiyanların iftarı geciktirdiğini belirterek iftarda acele etmeyi Müslümanlara mahsus bir özellik olarak tanıtması, sahura kalkmayı teşvik edip iftar yapmaksızın iki orucu birbirine eklemeyi yasaklaması, gerçek dindarlığın şâriin belirlediği ölçülere uymakla gerçekleşeceği, dindarlık adına şâriin istemediği bir yük altına girmenin doğru olmadığı ana fikrini teyit eder mahiyettedir.

 

Sahur yemeğinin dindeki yeri ve önemi nedir?

Sahur yemeği, oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahura kalkmış ve ümmetine de tavsiye etmiştir (Buhari, Savm, 20). Hz. Peygamber (s.a.s.), hadislerinde sahur yemeğinin “bereket” (Buhari, Savm, 20) ve “mübarek gıda” olduğunu (Ebu Davud, Savm, 16) ayrıca sahur yemeğinin, Müslümanların orucu ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyam, 46). Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kasani, Bedaiü’s-sanai, Beyrut 1997, II, 632). Alimler, sahurun oruca dayanma gücü verdiğini, maddi manevi bereketlere vesile olacağını bildirmişler; hadislerdeki “maddi bereketi”, Allah’ın sonsuz cömertliği ile sahura kalkanlara mükafat olarak verdiği rızık genişliği ve malda bereket ihsan etmesi; “manevi bereketi” de ecir ve sevap vermesi olarak anlamışlardır. Çünkü kişi sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuştur. Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.  Geceleri pek az uyurlardı. Seherlerde bağışlama dilerlerdi. (Zariyat 51/15-16-17-18). Bu şekilde manevi lezzetlerle başlanan oruç daha canlı, daha şevkli tutulur. Bu tür maddi-manevi bereketleri olan sahur ihmal edilmemelidir.

 

INŞIRÂH SURESİ

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla!

 

1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

2, 3. Belini büken yükünü senden alıp atmadık mı?

4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?

5, 6. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

7, 8. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.

(Bazı müfessirler bitirilen işi, bazıları da başlanacak işi olarak yorumlamışlardır. Bu yorumların ortak noktası, dünya ve ahiret arasındaki dengeye dikkat edilmesi gereğinin vurgulanmış olmasıdır.)

 

Ayet

Biz, senden önce de hiçbir beşere ebedîlik vermedik. Şimdi sen ölürsen, sanki onlar ebedî mi kalacaklar? Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz. •Enbiya (34-35)

Hadis

Câbir b. Abdullah (r.a.)’ın naklettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Zulümden kaçının; zulüm (zalim için) kıyamet gününde zifiri karanlıklardır.” (Müslim, Birr, 56.)

Dua

Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri üzerimize yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et! (Bakara, 2/286)