Mehmet Topuz
Mehmet Topuz Yapbozun parçaları

Yapbozun parçaları

Bu haftanın köşe yazısını yapbozun parçaları ve parçanın resmin bütününde ki yeri hususunda kayda değer birkaç kelamla bitirmek niyetindeyim. Yapbozun parçaları derken, konunun anlaşılması adına söylenecek ifadeler şunlar olsa gerek… Bunlar, insanlık tarihi ve doğanın değişim ve dönüşümü, edebiyatından felsefesine kadar bütün bulgular bir yapbozun birer parçalarıdır.

Geçelim konuya…

Doğanın, coğrafyanın kendi içindeki söylemi, yapbozun parçaları arasında ki bağlamsal ifadelerin tezahürü gibi… Yapbozun parçalarından biri, en basitinden en karmaşığına kadar, doğal süreçlerin etkisiyle sorulacak sorunun bir nedensellik ilkesine tabii olması, sorulacak sorunun en baştan bağlı olduğu sorunun, bir ilke dahilinde olması da insanlığın serüvenini bilimsellik anlamında niteliğini ortaya koyacaktır. Diğer yandan yapbozun parçalarını arama düşüncesi, neyi nerede kaybettiğini, bulma telaşında geçmekte ve insanlık tarihinde yine insanlığın söylemine kulak vermek, hepsinin anlamını anlamlandırma konusunda, soruların kendi ciddiyetini barındırıp barındırmadığını düşünmekle geçecektir anlaşılan. Konuyu bu bağlamda derinselleştirip, kendi yorumunu üretmesine yol vermek ve yolculuğun cümlesel söyleminde ilerlemekte fayda var.

Yapboz gerçeği gündelik hayatın içinde tamamlanmak üzere, bir bütünün tümel den tikele, tikelden tümele doğru var olan yolculuğudur. Başlangıç noktası olarak alınan merkezin bitiş noktası arasında ki bağlamsal ifadeleri, kendi içinde mesafe ya da insanın kendi yeterliliği ölçüsünde kıymetli olacaktır. Çünkü bir parçanın tamamlanmak üzere çıkılan yolculuğunda, aramak derdinde olduğu ve merakla beklenmedik bir manzaranın bitiş noktasına ne kadar yaklaştığı, kaybolan parçanın bulunmasına yönelik sorduğu sorular ve resme dair kendi yorumundan ziyade var olan resmin kendi ifadesiyle anlaşılır nitelik kazanacaktır. Sonrasın da hepsi aynı torbanın içinde yerini alacaktır ifadesi de bir çelişkinin ilk çelişkisi gibidir. Tabi bura da Bilge Kral Ali İZZETBEGOVİÇ in sözüne atıf ta bulunmak, hayatın kendi içinde ki akışı ve doğanın büyük resmi içerisinde şu sözü bütün konunun özeti niteliğindedir. Bura da Bilge Kral;” Aslında her şeyi aynı torbaya koyanlar ve ayırım konusunda doğru ölçüyü bilemedikleri için, bu konular da kendi zevk ve tercihlerine ağırlık verenler en büyük çoğunluğu oluşturur.” der.

Yukarıdaki paragrafın kendi içinde ki detayları da yine bir yapbozun parçaları üzerine konuşmakla, soru sormak kavramı ve soru sorma üslubunun, ilerleme ve tikelden tümele ve tümelin içinde ki tikelin varlığını anlamlandırma da önemli hudut taşlarından biri niteliğinde olacaktır. Yine soru sormak üzerine, İhsan FAZLIOĞLU’NUN yapbozun doğa ve insanlık tarihinin serüveni hususunda her sorunun kıymetini artıracak ve başlangıç noktası niteliğinde ki sözüne yer vermekte fayda var. Bura da İhsan FAZLIOĞLU’ nun; “ Sahici sorular sahici adamların işidir ve muhataplarına da sadık ve müstakim yollar açarlar.” ifadesi insanlık tarihinde ve doğanın kendi içinde ki değişim ve dönüşümünde, soru sormanın ölçütü, insan merkezli bir düşüncenin içinde, bir ölçüt gibi durmaktadır. Doğanın kendi içinde ki değişimi, insanın ev sahibi niteliğinde olup olmaması, kaybolan yapboz parçalarının anlaşılması adına soru sormanın aynı torbanın içinde, aynı değere sahip olmayan parçaların niteliğinin kavranmasını sağlayacaktır. Soru sormakta aslında bu yolculuk içerisinde, başlangıç noktası ile varılmak istenen mesafe arasında soru sormak, insanın donanımına ve bu işin ciddiyet barındırdığı gerçeğini yansıtmaktadır.

Netice-i kelamda, aslında doğanın kendi içinde ki, ve insanlığın bilimsel serüveni, kaybolan yapboz parçasını aramak düşüncesi, başlangıç ve bitiş noktasının vakti söylemler içerisinde kalması, bu doğaya ve insanlığın serüveni olacak olan konunun tamamlanması hususunda tarihin geçmişe olan bakışı ile geleceğe yönelik çıkarımları arasında yer bulacak olması, bu konunun bütünlüğünü sağlayacaktır. Konunun bütünlüğünün sağlanması, yapbozun parçalarının tamamının yerini alacağı anlamını taşımayacak ve resmin kendi içinde oluşması elbette eksik kalacaktır. Doğa ve insanlığın bilimsel anlamda ki yolculuğu kendi içindeki dönüşümü tamamlama durumunda olması halinde, vaktin bir anlamı kalmayacaktır. Ve sorular bu ilerleme içerisinde, parçaların takdiri niteliğinde önemini artıracaktır. Parçaların kendi içinde ki bütünlüğü, yapbozun en basit anlamda tamamlama gayreti sonuçta bir manzarayı oluşturacaktır. Manzara da aslında bir konunun bütünlüğüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Topuz Arşivi