Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu YANSIMALAR

YANSIMALAR

Almanya buluşmalarından hatırımızda kalanları sizlere yansıtmaya devam ediyorum. 

Herkesin çalışıyor olması, görüşmek ve buluşmak için zaman yetersiz kalıyor. Gruplar halinde, randevulaşarak buluşmak zorunda kalıyoruz. 

Buluşmalarımızdan yansımaları sizlerle gelecek yazılarda paylaşmak üzere, genel görünüm ve yaşam ile ilgili gördüklerimi yazmak istiyorum. 

Sabahın erken saatlerinde işe gidenler, okula giden öğrenciler yolları kalabalıklaştırıyor. Akşam saatlerine kadar, sokak ve caddelerde çok az kimselere rastlıyorsunuz. 

Hangi yerleşim alanına giderseniz gidin, her yerde fabrikalar, işletmeler göze çarpıyor. Sokaklarda boş ve aylak gezenler hiç yok gibi. Bu insanlar nerede diye düşünüyorsunuz. 

Kalabalık olan alanlar, tren istasyonları. Hareketlilik oralarda var. İssizler de genellikle oralarda dolaşıyorlar. 

Zaman zaman çevre gezileri yaptık. Şehirlerin dışında ormanlara, gezinti alanlarına, spor alanlarına, tarım alanlarına. Sebze ve meyve bahçelerine yaptığımız gezilerde dikkatimi çeken önemli güzellikler oldu.

Bakir kalmış, el değmemiş kara parçası yok gibi. Her yere insan eli değmiş. Ormanlık alanlara, dağlara da insan elinin değdiğini fark edebiliyorsunuz. 

Orman aralarında spor alanları, gezinti yolları yapılmış. Yönlendirme levhaları, şiltler ve güvenlik ile alakalı alınan tedbirler sayesinde, insanlar boş zamanlarını, sağlık için spor“ amacına yönelik faaliyetlerinde buralardan faydalanıyorlar. 

Hobi bahçeleri kurularak, çevre yeşilliği ve temizliği akıllı bir yöntemle halledilmiş. Meyve bahçeleri kurulmuş, ağaçların meyvelerini senelik az bir ücret karşılığında isteyenlerin istifadesine sunulmuş. 

Dağ yamaçlarına ulaşım yolları, setler yapılarak, yarı asma halinde bağ bahçeleri kurulmuş. Cetvelle çizilmiş gibi, sıralı ve düzenli bağlıkların bakımı dikkati çekecek şekilde yapıldığını görüyorsunuz. 

Tarlaların aralarına, cifçilerin ulaşımını kolaylaştırıcı asfalt yollar yapılmış. Yağmur sularını tahliye eden drenaj kanalları ile sular küçük göletlerde toplanması sağlanmış. Toplanıp dinlendirilen bu sular, gerektiğinde tekrar sulama için veya temizlik için kullanılmakta. 

Bahçelere, yerleşim alanlarının uygun olan yerlerine yağmur sularını toplamak ve daha sonra  kullanmak üzere yeraltına su depoları yapılmış, böylece temiz su tasarrufuna bilinçli bir katkı sağlanmış. 

Almanya’nın „Otomobil Ülkesi“ olması dolayısı ile, ulaşımı sağlayan yolların gelişmesinden, trafik düzeninden bahsetmemek olmaz. 

Her şehre ve yerleşim alanlarına, otoyol, duble yol, ara yol üzerinden alternatif bir biçimde ulaşmanız mümkün. 

Aynı zamanda, gelişmiş demiryolu işletmesi ile hızlarına göre sınıflandırılmış trenlerle, her yerleşim alanına konforlu bir yolculuk yapmanız mümkün. 

Ülkeyi; kuşbakışı ile havadan gözlemleme yaptığınızı farz ederek haritalara baktığınızda, her tarafı insan vücudunu kaplayan damarlar gibi, karayolları ve demiryolları ile kaplı olduğunu görürüsünüz, 

Trafik akışında sorun yaşanmıyor. Kurallar konmuş, uygulamalarında kamu kontrolü destekli olduğundan, trafik kuralları ihlali hiç yok gibi. 

Trafik yönlendirme levhalarında abartılı bir detaylandırma var. Bu yüzden Almanya „Şiltler Ülkesi“ olarak adlandırılmış. 

Yerleşim alanları temizliği paylaşım ve işbirliği sayesinde çözülmüş. Herkes evinin önünü süpürdüğü için sokaklar, caddeler tertemiz. Çöplerin madde yapısı özelliğine göre tasnifi yapılarak toplanması sağlandığından çevre temizliği problemi ortadan kalkmış. 

Bunları ifade ederken, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle hatırlamak gerekir. Bir vesile ile Berlin'e yaptığı ziyaret dönüşü, Avrupa’nın durumunu merak edenlere verdiği kısa ve özlü cevabını hatırlayalım. 

„İşleri var DİNİMİZ gibi, DİNLERİ var işimiz gibi.“ 

Avrupa’nın bu düzene ve sisteme kavuşması, zenginliğe ve refaha ulaşması, -tarihi bilenlerin malumudur- kendileri dışındaki ülke ve insanların kanı ve gözyaşı ile alakalı olduğunu unutmamak gerekir. 

Günümüzde olduğu gibi, özellikle İslam dünyasında oynanan oyunlar ve kurulan tuzaklarla kurdurdukları düzen sayesinde sömürülen zenginlikleri kullanarak medeniyetlerini  oluşturmuşlar. 

Bu sistematik düzenin hala devam etmekte olduğunu  düşünmemek, anlamamak, nasıl adlandırılmalıdır? Bilmiyorum !!? 

Bilenlere, bildiklerinin gereğini yapanlara SELAM OLSUN.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi