Ali Kaya
Ali Kaya Vize krizi ve stratejik hedefler

Vize krizi ve stratejik hedefler

Öncelikle Antalya ilimizin yetiştirdiği usta siyasetçi Deniz Baykal’a  geçirmiş olduğu rahatsızlıktan dolayı geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum inşaAllah tez zamanda sağlığına kavuşur ailesine ve görevinin başına geri döner.

Diğer taraftan Amerika ile Türkiye arasında son haftalar da tüm haberlerde yer bulan vize krizi ile her iki taraflarının heyetlerince görüşmelerin başlaması ve bir sonuç çıkmaması ve her iki ülke  tarafının da aralarında patlak veren bu krizi çözmeye istekli olduklarını beyan etmeleri gerçekten umut verici gelişmelerdir. Amerika çıkarlarına ters giden bir durum olduğunda Türkiye ile arasında krizler ortaya çıkmaktadır. Acaba Amerika vize krizini köşeye sıkıştığı için mi çıkardı yoksa çıkarlarına ters giden bir olaylar zinciri var da zaman kazanmaya mı çalışıyor,  bunu zaman gösterecek.

                Öncelikle bu kriz Amerika ile Türkiye’nin arasında ortaya çıkan ilk kriz değildir ve son kriz de olmayacaktır. Vaktiyle 1964 Abd başkanı Johnson Başbakan İsmet İnönü’ye gönderdiği mektup ta  Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri harekat yapacağından haberdar olduğunu ve bundan endişe duyduğunu eğer Sovyet Rusya ile savaşa girerse yanında durmayacağını üstü kapalı bir şekilde tehdit etmesine,  dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarihe geçen cevabını söyler “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünya da yerini alır”.

Daha sonraki yıllarda yine Kıbrıs üzerinden Amerika’nın ambargosu ve Türkiye’nin İncirlik üssünün kullanımını askıya alıp üssün Tsk’ya devredilmesi krizinde de Amerika ile ilişkilerimiz neredeyse tamamen kopma noktasına gelmişti.

Kuzey Irak’ta askerlerimizin tutuklanması ve sorgulanması gibi krizler sürekli Amerika’nın bölgede ki dengeler arasında denemeler, yakınlaşmalar yaptığı dönemlere denk gelmektedir. Son vize krizi de yine bölgede dengeleri değiştirmek isteyen Türkiye ve Amerika arasındaki politik ve siyasi manevraların sonucu ortaya çıkmıştır. Şöyle ki 1964 tarihin de Kıbrıs’a askeri harekat planlanması Kıbrıs’ın Türk hakimiyetine geçeceği ve  Amerika’nın bölgedeki rolüne zarar vereceği bir gelişme olarak hesaplandığı için buna siyasi bir engel olma girişimi olarak tarihe geçmiştir, 1974 Kıbrıs Barış harekatında silah ambargosu bunun en somut delilidir.

Şimdilerde  üç bin tırdan fazla  silah yardımı yaptığı Ypg ye Amerika’nın biçtiği rolü. Konumuza dönersek Amerika geçmiş dönemlerde  Türkiye yönetimlerine müdahale  etse de  yine  Amerika’nın isteklerine koşulsuz uyacak bir yönetim şekillendirememiştir. Çünkü Türkiye yönetiminin ne zaman ne yapacağını tam kestiremeyen ve belleğindeki  Müslüman Türkiye  korkusundan kurtulamayan bir Amerika hep alternatif bir devlet arayışına girmiştir ve krizler ortaya çıkmıştır.

Bu krizler hem siyasi olarak Türk hükümetlerini yıpratarak köşeye sıkıştırmak ve Türkiye’nin Kıbrıs, Suriye ve en son Irak ta  Musul ve Kerkük bölgesi için Sayın Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” söyleminin gerçekleşmesinden endişe ederek Amerika’nın bu bölgedeki stratejik hedeflerine uymadığı için ortaya çıkmış siyasi ve stratejik hedefi olan bir krizler olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerika heyetinin vize krizinin bitmesi için Türkiye’ye dört madde şart koştuğunu ve bu şartları Türkiye’nin kabul etmediğini ve ortak bir komisyon kurularak vize krizinden beraberce çıkma isteklerini basından takip etmekteyiz.  Amerika heyetinin bize şart koyduğu maddeler ise şöyle;

  1. Metin Topuz ve Mete C. İle ilgili kanıtlar iletilmeli
  2. Temasların Abd isteğiyle olup olmadığı sorulmalı
  3. Çalışan Abd’nin talebiyle temas yürüttüyse tutuklanmasın
  4. Çalışanlarına dair soruşturmada Abd’ye bilgi verilmeli

              Bu maddeleri Türkiye’nin kabul etmeyeceğini bilerek geldiklerini düşünmekteyim “zararın neresinden dönersen dön kardır” mantığı güden bir kriz yönetimi Amerika’nın bölgede sıkıştığının göstergesidir. Çünkü Türkiye olmadan Amerika bölgede kendini uzun süre tutamaz bu da  İsrail’in geleceği için kötü günlerin başlangıcı olabilir. Veya Suriye de Fırat Kalkanı harekatı ile varlığını hissettiren Türkiye’nin Irak ta Musul ve Kerkük’e operasyon yapacağından endişe ediyor olabilir.   Musul ve Kerkük bölgesine böyle bir askeri operasyon Amerika’nın bölgeden dışlanarak atılması demek olacaktır.  Türkiye ile vize krizinin böyle bir dönemde ortaya çıkması, Amerika için vize krizinin nasıl sonuçlanacağı  ile değil Amerika’nın bölgede ki çıkarının ne olacağı önemlidir, Irak ordusunun Kerkük’e müdahalesi sonrası Amerika’nın önce tarafsızlığını ilan etmesi ve ardından Irak hükümeti yanında yer alması da bunun göstergesidir. Amerika yanlış ata oynadı ve bölgede köşeye sıkıştı şu an bu sıkışıklıktan nasıl çıkacağını hesap ediyor vize olayını değil, bakalım bundan sonraki hamlesi ne olacak göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Kaya Arşivi