VATİKAN , BATI VE ERMENİ MESELESİ
Geçtiğimiz günlerde Vatikanın ve Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco’nun, 1915 deki Ermeni Tehciri için ‘soykırım’ nitelemesi yapması ile Ermenilere destek vererek niyetlerini göstermiş oldular. Buna şaşırmamak lazım Çünkü 17 ile 18 yüzyıllardan beridir Ermenilere destek veren bunlar değimliydi. Peki bu Ermenilerin Osmanlıdaki durumu neydi ve ne oldu da tehcir edildi ve bu günlere gelindi.
Anadolunun eski topluluklarından olan Ermeniler Osman bey tarafından Bizans’ın baskısından kurtarılarak özgür yaşamalarına olanak verildi, Ermenilerde bağımsız bir Ermenistan hayali oluşuncaya kadar, Türklerle çok iyi geçiniyorlardı. Ermeniler, bütün Osmanlı tarihi boyunca, en sadık bir tebaa olarak devletin önemli mevkilerinde görev yapmışlar ve Osmanlıya hizmet etmişlerdir. Ermeniler Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde zengin sınıfı oluşturmaktaydılar.
Köylüsü olsun, şehirlisi olsun, çoğu varlıklı kişilerdi.17 ve 18 yüzyılda Vatikan kilisesinin Osmanlı Ermenileri üzerine oyun oynayarak yüzyıllardır bizimle beraber yaşamış Ermenileri Osmanlıdan ayırmaya çalışarak Osmanlıyı zayıflatmak içten vurmak istemiştir.
Osmanlıda bu yıllarda İstanbul Ermenilerinin “Katolik propagandası” yapmalarını bir ferman ile yasaklamıştır. Bunun sebebi de Vatikan Kilisesi ve Avrupanın Osmanlı topraklarında dini veya siyasi olarak güç kazanmasını engellemek istemişlerdir. Fakat Vatikan Kilisesinin oyunları Osmanlı Rus savaşında başarılı olmuştur.Ermeni ayrılıkçı hareketi diğer ülkelerde Osmanlı ile ilişkilerde bir kart olarak görülmüş ve zaman zaman kullanılmıştır. İngiltere, Fransa, Rusya ve diğer bazı devletler Ermenilerin haklarını gerekçe göstererek çok sayıda olayda Osmanlı Devletinin iç işlerine karışmıştır. Berlin Antlaşması bunun en açık örneğidir.
Birinci Dünya Savaşı esnasında Rusya, Osmanlı ile arasında Ermenileri bir tür kalkan olarak kullanmıştır. Ermenilerin içeriden, kendisinin dışarıdan saldırmasıyla Osmanlı ordularını yenmeyi amaç edinmiştir. Osmanlı bu olaylar karşısında Tehcire başvurmuştur. savaş alanına yakın olan Ermeni nüfus Suriye ve çevresine göç ettirilmiştir. Tehcir için kanun çıkarılmış göç edecek Ermenilerin ihtiyaçlarının karşılanması için yasal çeşitli önlemler alınmıştır. Ancak savaş şartları, Kürt çetelerin saldırıları, salgın hastalıklar ve kıtlık sebebiyle çok sayıda ,ermeni yolda hayatını kaybetmiştir.
Bu kadar tarih bilgisi yeterli sanırım ama 100 yıl önce yapılmış bu eylem için Ermeni soykırımı safsatası yıllardır Ülkemize bir şantaj malzemesi olarak kullanılması ve son yıllarda 18 yüzyılda Osmanlıya karşı kullanılmış Ermeniler hala Türkiye cumhuriyeti ne karşı da kullanılarak bizim orda bir söz vardır Kabak aşı gibi ikide bir ısıtılıp ısıtılıp önümüze konur olmuştur ve artık bu mesele kabak tadı vermeye başlamıştır. Daha dün gibi Karabağ da,Srebrenitsa da ve Suriye de yapılan katliama sessiz kalan batı önce bu katliamın hesabını soracağı yerde 100 yıl önceki tehcire sahiplenerek soykırım safsatası ile ülkemizle uğraşır olmuştur.
Bunun sebebi Ülkemizi köşeye sıkıştırıp Ermenilere tazminat ödemeye mahkum etmek istemeleri gibi basit bir bakış açısı değildir.Çünkü Ülkemiz şuanda hem Türki cumhuriyetlere ve İslam ümmetine daha sıkı bir bağ ile bağlı olması ve ekonomik olarak Dünyada ilk 17 ekonomiye yükselmesi ve büyüyen güçlü bir Türkiyenin önünü kesmeye çalışmaktır.Acizane tavsiyemiz Avrupa ve Amerika da ülke adına açılacak davaları tanımamak ve ilişkilerimizin buna bağlı olduğunu deklare etmek olduğu kanaatindeyim.
Saygı ve muhabbetlerimi sunarım.