Uyan ey gözlerim gafletten uyan!

Allah-ü Teâlâ "Üç Aylar"ı kullarının yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır.

Allah-ü Teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır.

Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen "Receb, Şaban ve Ramazan" aylarını da, kullarının yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır.

Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve ihsanı bütün kainatı kuşatmıştır.

Güneş ve hava insanlara, canlılara nasıl hayat veriyorsa, Allah’ın lütuf ve ihsanı da biz insanlara büyük bir nimetidir.

İnsanlar bu nimetlerden kendi gayretleri ve nasipleri oranında yararlanırlar. Elimize bir kap alıp, berrak ve tatlı olan bir nehrin kıyısında beklemezsek, susuz yüreğimizi sulamak için kabımızı nehre daldırmazsak nasıl gider susuzluğumuz?

Eğer biz, penceremizi hava ve güneşe kapatmışsak, ihtiyacımız olan hava ve güneş bizim gönül odamıza nasıl girer?

Gözümüzü kapatırsak gündüzü sürekli gece sanır, karanlıkta öylece bekleriz.

Ya da kendimizi bir kütüphane gibi ilimle doldursak, ama açıp kendi gönlümüzü okumazsak bu ilmin bize ne faydası var?

Şimdi şu soruyu soralım kendimize. Kabahatimiz nerede bizim?

Kabını suya daldırmayan susuzda mı, penceresini hava ve güneşe açmayanda mı?

Kitapları hapsedip okumayanda mı, yoksa kitaplarda mı?..

İşte Allah’ın maddi ve manevi nimetlerinden yararlanmak, çaba, gayret ve çalışmakla olur.

Üç aylar denilen Recep, Şaban ve Ramazan ulu Allah’ın rahmet aylarıdır.

Mübarek kandil geceleri, bayramlar ve bayram geceleri bu rahmetin af ve mağfiretin verimli bahar yağmuru gibi üzerimize oluk oluk aktığı zaman dilimleridir.

Üç ayların başlangıcı, Recep ayının biri ile başlar, Ramazan Bayramı ile son bulur. Bu üç ay içerisinde Regaib Gecesi, Miraç Gecesi, Şaban ayında Berat Gecesi, Ramazan’ın her günü çok müstesnadır. Ve bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’nden sonra Arefe bize bayramı müjdeler.

Tabi ki diğer günlerde de ibadetlerimizi aksatmadan yerine getirmeliyiz. Bu zaman dilimleri, diğer gün ve gecelerden daha faziletli, feyiz ve bereketi daha çok olan zamanlardır.

Biz Allah’ın kullarına düşen, bunun farkında olup manevi hayatımız için bunları en iyi bir derecede değerlendirmemiz gerektiğidir. Yoksa zaman su gibidir, akıp gider. Farkında olamayız. Dinimizde buna gaflet denir. Fırsatı elden kaçırma anlamına gelir. Oysa geçen zaman asla geri gelmez. Onun kıymetini elden çıkarmadan bilmemiz gerekir.