Üç Satır Cümle “H2o”
Miktarı değişmeyen gazların ve miktarı değişen gazların oranına çok fazla değinmeden, şöyle konuyu uzatmadan su buharı ve karbondioksitin miktarı bulunduğu coğrafya ya da beşeri faktörlerin etki alanına göre değişkenlik gösterebilmektedir. Azot, oksijen ve diğer gazların miktarında değişkenlik söz konusu değildir. Yani suyun kaynağı olan gazların atmosferde var olmaya devam ediyor olması insanlığın ve dünyaya dair türevlerin geleceği hususunda önemli. Yukarı da kaleme aldığım üç satır cümle suyun kaynağı konusunda bütün konuya bedel galiba…
Neyse geçelim konuya üç satır cümleye üç satır daha ekleyelim…
Ülkelerin suyun kaynağına ulaşıp ulaşmaması hususunda bulundukları coğrafyanın yeryüzü şekilleri, ya da bulundukları enlem dereceleri elbette önem arz etmektedir. Bir ülkenin dağları aslında yeryüzü şekilleri adına o ülkenin doğal su depolarıdır. Yeryüzü şekillerinin dağlık engebeli ve yüksek olması ülkenin su kaynaklarının fazla olmasını sağladığı gibi bulunduğu enlem dereceleri elbette tatlı suyun kaynağı olan buzulların etki alanı, kullanılabilir suya ulaşma koşullarını daha da kolaylaştırmaktadır.
“Su” var fakat kullanımı hususunda bir takım problemlerin yaşandığı gerçeği de ortada durmaktadır. Ülkelerin kendi içinde ya da uluslararası arena da bir takım sınıflamalara tabii tutulduğu ülkelerin gelişmişlik şartları da dikkate alınarak su zengini ya da su fakiri ülkeler sıralamasında yer alması kişi başı tüketim miktarının oransal nispetinde değer görmektedir.
Diğer taraftan tarımsal manada önemini koruyan, tarihte su kanalları ile insanlığın geleceğine bir katkı da bulunan uygarlıkların yanın da tarımsal sulama ve suyun kullanımı noktasında bir takım eksikliklerin olması gayet doğal fakat bu eksikliklerin farkına varıp, yanlış tarım uygulamalarını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar ülkelerin geleceğinde elbette önemli… (Bu konu da daha bilimsel yazılara bakmak isteyenler Yazar Mahmud Ali Cengiz Körosmanoğlu ağabeyin yazılarına bakabilir.)
Su kaynaklarının verimli kullanımı ülkelerin gelişmişlik şartları ile doğru orantılı gözükmekte… Gelişmişlikten kastımın baştan söylemekte fayda olacağı kanaatindeyim, okuma yazma oranlarına bakılarak ya da beyinsel gelişmişlikle doğrudan alakalı olduğu gerçeği üzerinden yol almak daha mantıklı gelmektedir. Tabi beyinsel gelişmişlik düzeyi, beşeri gelişmişlik düzeyi ile aynı yolda olması gayet doğaldır. Ülkelerin bu anlamda suyun kullanımı konusunda daha tutarlı olduğu gözükmektedir. Diğer yandan bu gelişmişliğin bir yansıması olmayan, fabrikasal atıkların akarsulara taşındığı gerçeği de elbette “suyun” ülkelerin geleceğinde yerinin belirlenmesinde çokta iyi gözükmediğini söylemekte fayda var.
Uluslararası gündem de yerini her daim koruma özelliğine sahip olan bu konu gelecekte coğrafi şartları çöl olan arazilerde ya da ülkeler de kuraklığın varlığı üzerinden bir takım söylem ve ifadeler de bulunulması abestle iştigaldir. Tanımadığın biri hakkında ne kadar konuşma kabiliyetine sahipsen bilmediğin bir ülkenin coğrafi şartları üzerinden algı değişikliği sağlayacak derece de su kaynakları üzerinden kıtlık ya da tarımsal anlamda verimi konuşmak çok da doğru değildir. Algı oluşturmak düzeyinde kalkıp su yetersizliği üzerinden yürümek ve gelecekte “Su Savaşları ”gibi iki kelimeyi gündem de tutmakta ki gayenin ne olduğu konusu irdelenmesi gereken konulardan biridir.
Üç satır cümle içerisinde özet niteliğinde, su tüketimi konusunda elbette bilinçli olmakta fayda olduğu gerçeğini de bir kenara not almalı… Su kaynaklarının varlığı, tarımsal verim, kıtlık gibi mevsimsel dengenin ve sıcaklık şartları hususunda, özellikle küresel ısınmaya katkı sağlayan batılı ülkelerin bu konu da yeterli tedbirleri almak zorunda olduğu, insanlığın geleceği açısından önemlidir.
Üç satır cümle de H2o…