Terör Suçundan Aranan Fethullah Gülen Türkiye’ye İade Edilir mi?
Dün, İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği gerekçeli kararı yayımladı. Fethullah Gülen artık resmen bir terör örgütü lideri olarak aranıyor.
İşin doğrusu, bugünlere gelmemiz nedeniyle Rabbimize Şükür ediyoruz. Zira bu adamlar gerçekten acayip bir sarmal kurmuşlar ve ülkemize resmen sivil darbe yapacaklarmış.
Geçen Cuma günü Yeni Şafak Yazarı Cem Küçük Konya’daydı, bu konuları biraz kendisi ile konuşma olanağım oldu, Cem Bey’in bu konuda enteresan bir düşüncesi var, paralel devlet kurma iddiasıyla varlığını sürdüren Fethullah Gülen liderliğindeki bu örgüt, çok güçlüymüş.
Daha doğrusu şöyle ifade edeyim, bu örgütün bizim zannettiğimizin üzerinde bir gücü varmış. 150’nin üzerinde ülkede örgütlenmiş, yine Cem Küçük’ün ifadesi ile “öl” dendiğinde canlı bombaya dönüşecek çok ciddi bir efsunlu militan topluluğu, bankalar, medya, şirketler ve ABD ile İsrail ile ortak iş tutarak Türkiye’yi yönetme arzusu ile adamlar resmen darbe planı yapmışlar ama tutmadı, Şükür tutmadı…
Kim ne derse desin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yiğit, net duruşu ile Elhamdülillah bu örgütün planları deşifre oldu ve büyük tehlike bertaraf edildi.
Şimdi ise taşlar yerine oturuyor, hâkimlerimiz gerekli kararları veriyorlar, bağımsız mahkemelerimiz bu terör örgütü ile ilgili önemli süreçleri başlatmış oluyor.
Burada tabi bir de uyarı da bulunmak istiyorum, bu örgüte yataklık yapan da suçlu olacak, bu örgütle işbirliği yapan, hizmet eden, para veren, bu örgütün planlarının içinde yer alanlar da suç işlemiş oluyor. Zira bu örgüt artık resmen bir terör örgütü…
Aynen PKK’ya destek olmak ne ise, paralel ihanet örgütüne de destek olmak odur, bu eylem terörü desteklemek olacak.
Bu çerçevede saf, iyi niyetli, hala; mahkemelerimiz tarafından terör örgütü lideri olarak ifade edilen Pensilvanya’daki şahıs için “alim, evliya” diyen cahil kardeşlerimizi de uyarmak istiyorum, çocuklarınız bu örgütün okullarına giderse terörün elinde oyuncak olur, çocuklarınız bu örgütün dershanelerine giderse bu terör örgütünün elinde oyuncak olur, efsunlanmış birer militan olur.
Siz kendiniz bu terör örgütüne yataklık yaparsanız, destek olursanız, para sağlarsanız, yardım yaparsanız sizde terör örgütüne yardım ve yataklıktan suçlu kabul edilirsiniz ve yargılanırsınız.
Onun için aman aklınızı başınıza toplayın, bunlar saf değiller, bunlar temiz değiller, bunlar çete kurmuşlar, ülkemizin geleceğine, milletimizin iradenize göz koymuşlar, İsrail ile ABD ile işbirliği yapmışlar ve Türkiye’yi nerede ise işgal edeceklermiş.
Neyse geçelim iade sürecine, ben Fethullah Gülen’in artık Türkiye’ye iade edileceğini düşünüyorum.
“İade süreçleri siyasi süreçlerdir” diyenlere ben şahsen katılmıyorum, iade süreçleri hukuki süreçlerdir, Anayasanın, hükümeti, Adalet Bakanlığını, mahkemeleri bağladığı süreçlerdir.
ABD ile Türkiye 1970’de bir anlaşma yapmışlar. Bu anlaşmanın başlığı; "Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Antlaşması" şeklinde.
Burada Türkiye ile ABD’nin suçluları nasıl ve ne şekilde, hangi şartlarda iade edecekleri gayet net bir şekilde yazılmış. Anayasayı okuyan herkes bilir ki uluslararası anlaşmalar Anayasa hükmündedir ve bütün kanunları ve kanunların altındaki tüm düzenlemeleri bağlar.
Türkiye ile ABD’nin suçluları iade anlaşmasında en kritik ifade ise, bir suçlunun bir diğer ülkeye iadesi için, söz konusu suçun 2 ülkede de suç olması, şartı yer alıyor.
Amerika Başkanının, “delil” vurgusu da zaten bunun içindi. Obama, “eğer bize delil verebilirseniz, elbette ki iade ederiz” demek istiyordu. Türkiye onun için bu süreci ince eleyerek, sık dokuyarak yürüttü. Yapılan işlemlerin tamamen hukuki ve şeffaf yapılması özellikle istendi ve buna göre de bir iddianame hazırlandı. Şimdi Fethullah Gülen’in iadesi istenecek ve bütün delillerde gerekli makamlara sunulacak, Fethullah Gülen de diğer suçlular gibi iade edilecek.
Zaten Türkiye şu ana kadar ABD’nin Türkiye’den istediği bütün suçluları iade etmiş. Bir de tabi zaman aşımı konusu var, suçun zaman aşımına uğraması durumunda da iade yapılmıyor. Ama terör suçlarında zaman aşımı yok.
Türkiye'nin son 5 yılda ABD'ye verdiği suçluların başında, ABD ekonomisi sarsan gayrimenkul finansman sistemi Mortgage skandalının kadın aktörü Virjinya kökenli Diane Frederick Atari geliyor.
Türkiye, 2009'da ABD'ye iade ettiği Ürdün uyruklu Fahed Kutkut, adam öldürmek ve büyük miktarda hırsızlıktan aranıyordu.
Ukrayna uyruklu Yuri Zinchenko ise insan kaçakçılığı, kara para aklama, çete oluşturma suçlarından yargılanıyormuş.
İran uyruklu Sayed Hadi Mahdavi Mortazavi ise kara para aklama ve bilişim sistemlerini kullanarak dolandırıcılıktan,
Suriyeli Ahmed İbrahim el-Ahmed ise Irak'ta ABD askerlerinin ölümüne neden olmaktan aranan iade edilen bir diğer suçlu olarak dikkat çekiyor.
ABD'nin terör suçundan aradığı Ahmed Diini'nin iade süreci ise halen devam ediyor.
Görüldüğü gibi Türkiye bu noktada ABD’nin istediği bütün suçluları iade etmiş. Şimdi eğer ABD Fethullah Gülen’i iade etmezse Türkiye – ABD anlaşmalarının dışında bir tavırla ABD hareket etmiş olacak. Bu net bir şekilde Türkiye – ABD krizi anlamına geliyor.
Özellikle böyle bir süreçte ben ABD’nin bunu göze alabileceğini ve hukuksuz hareket edebileceğini düşünmüyorum.
Zaten, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf’in son açıklamalarına bakarsanız, ABD’nin Fethullah Gülen’i iade etmeyeceği yönünde bir eğilimini de göremezsiniz.
Farklı bir görüş ise ABD’nin Fethullah Gülen’i kendi ülkesinden sınır dışı edeceği ve Fransa’ya göndereceği şeklinde.
Bu da pek inandırıcı gelmiyor. ABD yönetimi şunu artık çok iyi biliyor, eğer Türkiye’ye karşı böyle bir yönteme yönelirse Türkiye bunu ayniyet çerçevesine bir angajman değişikliği kabul eder, uluslararası anlaşmayı ihlal kabul eder ve aynısını ABD’ye uygular ve ABD’nin istediği suçluları artık iade etmez. Bundan zararlı çıkacak olan da ABD olur.
Türkiye eski Türkiye değil ve inanın bana bunu en iyi ABD biliyor.
Zannediyorum 1 aya kadar bu işlem tamamlanır, Kırmızı Bülten hazırlanır ve terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlaması ile Terör Örgütü Lideri olarak iddianamede yer alan Fethullah Gülen ülkemize getirilir ve yargılanır.
Gördünüz mü dönemin Başbakanı, nasıl Cumhurbaşkanı olur muş ve ülkesine kast edenlerden nasıl hesap sorarmış?
Görün görün, bu tarihi süreç aynı zamanda Yeni Büyük Türkiye’nin yoluna kesintisiz devam ettiğini gösteriyor.
Bugünleri bize gösteren Rabbimize Şükrediyoruz, başka ne diyebiliriz…