Temmuz darbesi öncesi ve sonrası
Bu haftaki yazımıza geçmiş olayları tekrar ederek başlamak istiyorum, sizlere 15 Temmuz darbe girişiminin öncesi ve sonrası olayları anlatarak ülkemizin içinde bulunduğu durumu gözden geçirmenizi istiyorum.
2008 yılında dünya ekonomik krizle uğraşırken o zamanlar Başbakan olan Sayın Erdoğan kriz bizi teğet geçecek dediğinden sonra Davos Ekonomik Forumunda ‘’One munite’’ ile İsrail’e ilk kez karşı çıkan bir ülke lideri olarak Türkiye bir karalama kampanyasına ve Başbakan Erdoğan’da bunun akabinde onlarca saldırıya maruz kalmıştır. Hedef tahtasına konulan Türkiye Mavi Marmara baskını ile sarsıldı ve bu baskını yapan İsrail ile o zamanlar ilişkilerimiz kopmuştu ve ülke içerisinde bulunan hain odaklar ihaleyi devralarak önce mit olayı ve Gezi olayları sonrasında gelişen olaylar zinciriyle Sayın Erdoğan’ı siyasetten uzaklaştırmak istedilerse de bunun kolay olmayacağını gösteren önemli olayları da beraberinde getirdi.
Türkiye ve Erdoğan, 17-25 aralık ile FETÖ’cü yargı ve polis mensuplarının darbe girişimleri ile tekrar eden saldırılar sonucu yine yıkılmayan Sayın Erdoğan’ın gerçek gücünün halkı olduğunu anlayan üst akıl türlü oyunlarına devam etti. Üst akıl önce Türkiye’nin ve dolayısı ile Ak Partinin terör örgütleri ile masaya oturan ve terör örgütlerini destekleyen bir ülke imajına sarılarak oyunlarını farklı bir alana çekmeye çalışsalar da yine bunda da başarılı olamadılar. 2015 yılı haziran ayındaki genel seçimlerden sonra Terör gerçek yüzünü bir kez daha göstererek yine Ak parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine karalama ve saldırılar yaparak yıpratma çabalarına devam etti, hatırlayın
PKK terörünün çözüm sürecinden sonra başladığı 2015 Temmuz ayından sonra medya ve basında terörün suçlusu olarak yine Ak parti ve Erdoğan’ı hedef göstermeye çalışan haberler yapılmıştı. İçimizdeki bazı çevreler, halk nezdinde Erdoğan’ı küçük düşürme amacı ile sürekli saldırmaya devam ettiler. Tamam bunları belki de herkes çok iyi biliyordu ama hedefe veya hedefin ne olduğuna dikkat edelim. Tüm bu saldırıların hepsinin ortak bir özelliği vardı o da hem İktidar partisi olan Ak Parti ve Lideri Erdoğan üzerine yoğunlaşmakta idi, bu da sağduyulu Türk milletini liderin etrafında kenetlenmeye iterek Ak Parti ve Erdoğan’ın elini halk nezdinde daha güçlü hale getirmekteydi. Ve 15 Temmuz darbe girişimi halka rağmen iktidarı devirmeye yönelik bir darbe girişimi olarak tarihteki yerini aldı.
Temmuzdaki darbe girişimi tüm bu oyunların dönüm noktası idi şöyle ki, artık batılı devletler veya sözde dost müttefik veya stratejik ortak ne derseniz deyin maskelerini çıkardılar ve yüz yıldır ilk defa açıktan açığa aleni bir şekilde Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı yapmaktan çekinmediler. Tüm bu anlattığımız gelişmeler yüz yıldır ülkemizde batının hep maşaları vasıtası ile yapılırken Temmuz darbe girişiminin başarısızlığının şokunu atamayan üst akıl artık her türlü kirli oyunlarını açık bir şekilde oynamaya başlayarak Türkiye’nin gittiği yolun batıyı ve onu yöneten üst aklı nasıl rahatsız ettiğini göstermeye yetmektedir.
Türkiye darbe girişiminden kırk gün sonra Suriye de varlığını gösteren DAEŞ terör örgütüne Suriye topraklarında operasyon yaparak tüm çevreleri tekrar rahatsız etmiş olmalı ki Avrupa ve Amerika elbirliği içerisinde FETÖ’cü terör mensuplarının iade etmemek veya Türkiye’nin terör listesine aldığı PYD terör örgütüne silah yardımı dahil her türlü uygulamaları yapmaktan çekinmemişlerdir. Darbe girişiminden hemen sonra Türkiye’nin yanında yer alması gerekenler hemen OHAL uygulamaları ve tutuklu darbecilerin haklarından bahsetmelerine de sebep olacaktı yani darbenin başarısız olacağını beklemiyorlardı ve panikle bu tür açıklamalarda bulundular. Türkiye önümüzdeki nisan ayında referandum yapacak olması da yine üst aklı rahatsız ederek referandumla alakalı oyunlarını uygulamaya başlaması da yine Erdoğan’ı güçsüzleştirme çabalarını göstermektedir. Saygılarımla