Tarım milli bir meseledir

Tarımın ülkelerinin geleceği için çok önemli olduğunu söyleyen Candem Organik Gübre Yönetim Kurulu Başkanı İdris Candan Tarım Politikalarını ülke savunması kadar önemli, hatta daha önemli olduğunu söyledi.

Tarım milli bir meseledir

Konya, mart ayında yapılacak Tarım Fuarına hazırlanırken, Konya ve ülke tarımının satır aralarını Candem Organik Gübre Yönetim Kurulu Başkanı İdris Candan ile konuştuk. Organik tarımdan, organik beslenmeye, toprak analizinden yerli tohum üretimine kadar birçok konuda detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik.

ORGANİK GÜBRE NEDİR VE NE İŞE YARAR?

Yapısında azot, oksijen, hidrojen, karbon bulunan cisimlere organik denir. Buna kömür de petrol de dâhildir. Burada organik zararsız, kimyasal zararlı diye yanlış bir algılama var. Bu gübreleri haddi aşmadan yani dozunda ve zamanında düzgün bir şeklide kullandığımız zaman hiçbir zararı yoktur. Mineral dediğimiz potasyum, demir, çinko, mangan, bor, bakır, kalsiyum, magnezyum toprakta olmayan veya toprakta var olup da bitkilerin alamadığı maddelere gübre takviyedir. Organik gübre ve organik tarım tamamen birbirinden farklı konulardır. Sektörün içinden biri olarak organik tarımı da organik olmayan tarımı da tavsiye etmiyorum. Benim taraf olduğum iyi tarım uygulamaları dediğimiz az bir kimyasal kullanarak, minerallerin bitkiye faydasından da yararlanıp üretim yapmaktır.

tarim--(1)-001.jpg

ORGANİK BESLENME NEDİR?

Halkımızın yanlış anladığı konulardan biri de organik beslenme. Organik beslenmek için vatandaş evinin bahçesine domates ekiyor. Bu domatese de hiç gübre vermiyorum diye övünüyor. Evlerin de kötü, kıraç tarım arazilerine yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda bu topraklar mineral yönünden zayıf topraklardır. Başka bir yerde de ben yetiştirdiğim domatese dönem dönem azot, fosfor, potasyum gibi minerallerden verdim.  Bu iki domatesi hasat ettiğimiz zaman besleme ile elde ettiğimiz domatesin analizini yaptığımızda mineral yönünden zengin olduğunu görürüz. Diğerinde ise mineral yönü eksik, sadece kabuk ve tortu var. O nedenle de minerallerle desteklenmiş bitkilerin tüketilmesi daha faydalıdır.

tarim--(4)-001.jpg

TOPRAK ANALİZİ NİÇİN ÖNEMLİDİR?

Toprağa hangi maddeleri hangi oranda vereceğimizi de ancak toprak analizi yaparak tespit edebiliriz. Analizin neticesine göre hangi mineraller eksik ise takviye edilebilir.  Dünya Gıda ve Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu araştırmaya göre ülkemizdeki topraklar çinko yönünden oldukça fakir. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da bu oran yüzde doksan beşlere kadar çıkıyor. Devletimiz de toprak analizi yaptıranlara destek veriyor. Topraklarımızda organik madde düşük, PH yüksek, kireç çok yüksek, demir, mangan, bakır eksik. Çok gübre atınca çok fazla ürün alacaksınız diye bir şey yok. Dengeli bir şekilde hepsinden bulundurmamız lazım. Bunları da kapsayan piyasada çok güzel gübre formülasyonları var.

tarim--(7).jpg

TARIMDA YERLİ ÜRÜNLERİN KULLANIM ORANI NEDİR?

Ülkemizde ayrıca maalesef bir ithal hayranlığı var. Biz bu noktada yerli bir üretici olarak emniyet sibobu görevi yapıyoruz. Bizim gibi yerli firmalar olmasa satılan ürünler 4-5 katı daha fazla bir fiyata satılır. Vatandaşımız içeriği daha güvenli ürünler tüketmiş oluyorlar. Biz ürünlerimizi bu memleketin topraklarında kullanılacağı için, toprağa zarar vermeyecek şekilde üretmeye çalışıyoruz. Dışarıya satılan bir ürüne bu özeni kimse göstermez. Biz de yerli bir gübre üreticisi firma olarak bu hizmeti vermeye çalışıyoruz.

tarim--(2)-001.jpg

YERLİ TOHUM ÜRETİMİ KONUSUNDA ÜLKE OLARAK NEREDEYİZ?

Ülkemiz tohum konusunda da büyük gelişmeler kaydetti ancak kendi anaç tohumumuzu üretmemiz gerekiyor. Bizim bu noktada tohum üretmedeki faaliyetimiz aslında tohumu çoğaltmakla sınırlı kalıyor. Bunun esas anacını yapmamız lazım. Bugün mısır tohumunu yurt dışından alıp, 50 kiloyu 150 kilo yapıyoruz. Bu tokumlar kısır olduğundan bunları tekrar ekip, dikip verim alma şansımız yok. Anacın tekrar yurt dışından gelmesi gerekiyor. Bir buğdayda kendi anaçlarımız var. Diğer ürünlerde de kendi ürünümüzü kendimiz üretmemiz lazım. Çünkü bunlar stratejik ve hayati önem taşıyan konular.  

idris-candan--(1).jpg

ÇİFTÇİLERİMİZE TARIMIN GELİŞTİRİLMESİ NOKTASINDA NE GİBİ GÖREVLER DÜŞÜYOR?

Türkiye’nin aşçıları çiftçilerdir. Bizler topraktan yetişenlerle besleniyoruz. İnsanoğlu olarak bitkisel ve hayvansal olmak üzere iki besin kaynağımız var. Hayvansalın da köküne indiğimizde o da bitkisel. Biz bitkileri güzel beslersek, kaliteli beslersek, hayvanımızı da düzgün beslemiş oluruz. Dolayısıyla da bunu tüketen insanımızı da düzgün beslemiş oluruz.  Biz bitkileri bu minarelerle beslediğimiz zaman daha tarlada zararlılara karşı daha mukavemetli hale geliyor. Bu noktada çiftçilerimizin bilinçlenmesi gerekiyor. Sağlığa milyonlarca lira harcayacağımıza bu paranın çok küçük bir bölümünü çiftçimizi bilinçlendirmeye harcasak çok daha verimli olmuş oluruz. Çiftçimiz toprağını doğru beslerse eczaneden çinko veya demir tableti almamıza gerek kalmaz. Eski ekmeklerin kokusu yok diyoruz. Çünkü eskiden topraklar mineral yönünden daha zengindi. Aşırı kimyasal verip toprağın yapısını bozduk. Toprağın mineral zenginliği bitti. Organik yönü olmayan bir toprağın taştan hiçbir farkı kalmaz. Bu noktada ülkemizdeki çiftçilere çok büyük görev düşüyor. 80 milyona yakın insanın sağlığı, geleceği, nesli çiftçilerimizin elinde bulunuyor.  Hastalıklar çoğaldı diyoruz. Bunun nedenleri hep yediğimiz içtiklerimizden kaynaklanıyor.

SON OLARAK EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR KONU VAR MI?

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı üçe bölmemiz lazım. Gıda, Tarım ve Hayvancılık kendiler başlı başına büyük önem arz eden konulardır. Bu üç stratejik ve önemli konunun bir Bakan tarafından idare edilmesi gerçekten çok zor. Hepsi de çok önemli ve devasa sektörler. Belki bir silahtan ve savaş uçağından daha çok önemli olan konular. Çünkü hasta bir nesil yetiştirirsek zaten kendi kendimizi öldürmüş oluruz. Bizim sağlıklı bir nesil yetiştirmemiz lazım. Hasta bir nesle silah atmanıza gerek yok. İşe buradan başlayıp denetim mekanizmalarını artırmamız lazım. Bu beslenme işini sadece ticari olarak değil, sağlık açısından da değerlendirmemiz gerekiyor.  
 

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ