Tarih tekerrür etmez görebilene !
Geçen haftaki yazımızda Ankara da meydana gelen terör saldırılarının , devletimizi ve Cumhurbaşkanımızı hedef aldığını, bu eylemlerin silahlı veya silahsız saldırıları içinde barındıran Psikolojik savaş teknikleri ile gerçekleştirildiğini izah etmeye çalışmıştık. Saldırıların amacının halk gözünde Sayın Erdoğanı itibarsızlaştırmak , hükümeti ve devlet kurumlarını iş yapamaz gibi göstererek halkı sokağa döküp gezi benzeri ayaklanmalarla devletin önünü kesmek istediklerini açıklamaya çalışmıştık. Bu haftaki konumuz da temelde aynı olsa da dış güçlerin de işe karıştığı ve daha karmaşık bir hal aldığını tarihi olaylarla izah etmeye çalışacağım.
Tarihi olaylar açısından bakıldığında Osmanlının son dönemleri ile son yıllarda yaşadığımız olaylar arasındaki benzerlikler dikkatimi çekti. Önce günümüzde yaşanan olaylar ile Osmanlı tarihinin en önemli siyasetçilerinden cennet mekan Sultan Abdülhamit Hanın tahttan indirilmesi ile sonuçlanan olaylar ile benzerlik olduğunu belirtmek isterim. Avrupa’nın hasta adam diyerek türlü oyunlarla yıpratmaya çalıştıkları ve yıkılmasını istedikleri Osmanlının yeniden güçlenmesi için çalışan Sultan Abdülhamit Handır. Sultan eğitimden, ekonomiye sanayi ve kültürel politikaları ile Osmanlının çöküşünü yavaşlatmıştır. İlginç olanda o tarihlerde içeride ve dışarıda ağız birliği etmişçesine Hak ihlalleri , diktatör söylemleri sıkça kullanılmıştır bugün de hala sıkça kullanılmaktadır. Abdülhamit’i tahtan indiren Harekat Ordusu komutanı Mahmud Şevket paşanın Padişah Abdülhamit için sarf ettiği sözler çok ilginçtir internetten dinlemenizi tavsiye ederim . Yıldız sarayı için söyledikleri ile günümüz de Beştepe de Aksaray için söylenenlerin benzerliği sanki bu günümüzü anlatıyor. Mahmud Şevket paşa elindeki makam ve mevkiyi kullanarak Sultan Abdülhamid hanı tahtan indirerek bir darbede bulunmuştur , günümüzde Pensilvanya merkezli Paralel yapı olarak adlandırılan örgütün 17-25 aralık ve mit tırlarının durdurulması olayları ile devletimize girişilen bir darbe olması da benzerlik gösterir. Osmanlıda İttihakçıların amacı ne kanuni Esasinin yürürlüğe girmesi ne meşrutiyetin ilanı , ne de meclisin açılması idi ,amaçları bunları kullanarak sultanı tahttan indirerek Adriyatik’ten Çin Seddine İslam alemine etkisi olan hilafet politikasının bitirilmesi ve Osmanlının yağma edilmesi idi. Reisi Cumhurumuz Erdoğan da bu bölgelerde (Adriyatik ve Çin Seddi arası) halk tarafından sevildiğini yani İslam aleminin sevilen tek lideri olduğunu unutmayalım. Abdülhamit Hanın Osmanlının güçlenmesi için çalışması batının işine gelmiyordu günümüzde sayın Erdoğan’ın kısa sürede yaptığı politikalarla ülkeyi Batının kontrolünden kurtarmaya çalışması (IMF borcunun ödenmesi , güçlü ekonomi , Askeri ihtiyaçların dışa bağımlılıktan kurtarılması gibi) Ekonomik ve sosyal icraatları batının Erdoğan’ın iktidardan indirilmesini istemesi gibi benzerlikler önemlidir. O zamanlar da batının ikiyüzlü politikaları özellikle Yunanistan ile yapılan harp de ve Girit ayaklanmalarında Osmanlının yanında yer alır gibi gözükerek Osmanlının aleyhine çalışmışlardır günümüzde PKK’yı terör örgütleri listesine alıp PYD’yi kahraman ilan etmeleri ve en önemlisi Güneydoğuda terörle mücadelemiz de PKK’yı özgürlük savaşçısı gibi görerek silah yardımı yapmaları çok benzerlik göstermektedir. Geçen hafta Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun AB müzakereleri için Brüksel ziyaretinde Hollanda hükümeti PKK’yı Terör Örgütleri listesine aldığı halde PKK çadırının kurulmasına fikir özgürlüğü diyerek izin vermesi ikiyüzlülüğün en bariz göstergesidir. Terörden en çok etkilenen bir ülke olarak bizimle dost ve müttefik olan ülkelerin teröre karşı işbirliği içerisinde olmasını önemsiyor ve bunun gereği olan terör örgütlerinin kendi ülkelerindeki faaliyetlerine izin vermemelerini umut ediyoruz. Sonuç olarak artık bu oyunları gören büyük bir halk kitlesi ve Erdoğan gibi büyük bir lider var ve tarihin tekerrür etmesine izin vermeyecek bilgi ve beceriye sahipler. Tarih bu kez tekerrür et-me-ye-cek.
Son söz olarak Terör nerde ve kime yapılırsa yapılsın terördür. Geçtiğimiz günlerde Belçika da meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyorum.
SAYGILARIMLA.