Tahir Akyürek Başkanımızın Üzerinde Konsensüs Sağlanması Değerli
AK Parti Konya Milletvekili ve 1. Sıra Adayı Tahir Akyürek Başkanımız Yeni Haber Gazetesine ziyareti sırasında bizim de görüşme olanağımız oldu, kendileri ile çok değerli olduğuna inandığım bir süre içerisinde bir kahve içme imkanını elde ettik.
Değerli bir görüşmeydi, özellikle benim için bu görüşmenin çok kıymetli olduğunu belirteyim.
O dönemde ismi Konya TV olan Kanal 42’den, yazdığım bir yazıdan dolayı ayrılmak zorunda kalmıştım.
Suçum FETÖ ile mücadele etmekti.
Hiçbir AK Partilinin “geçmiş olsun” diye bile aramaması, sıkıntılarımızın hiçbir AK Partili için bir anlam, değer taşımaması, sadece bende değil, ailemde de aslında çok derin kırılmalara, kırgınlıklara neden olmuştu.
Şunu bilmemiz gerekiyor, yöneticiler insanlarla diyalog kurarken, çok önemli bağlılıklar oluşturabildiği gibi, önemli kırgınlıklara da neden olabiliyorlar, umarım siyaset erbapları bu hususu unutmazlar.
Hayatımda mesela Recep Konuk Başkanımızın bunun için yeri bambaşkadır.
Ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gece gündüz bilmeden bu milletin geleceği için mücadele ederken, ne olursa olsun, şunu da görmemiz gerekiyor, bugün şahsi kırgınlıklarımızla konuya yaklaşamayız. Gün kırgınlıklık günü değil, gün birlik beraberlik günüdür.
Ahmet Davutoğlu ve taraftarları gibi, Temel Karamollaoğlu ve partilileri gibi sürece hırsımız, siyasi manevra, kişisel kırgınlık ve dargınlık mantığı ile yaklaşabileceğimiz bir zaman diliminde değiliz.
Allah hepimize hesap soracak, duruşumla hakkın hakikatin, doğru olanın yanında durmaya çalışıyorum, kırgınlıklarım, hırsım beni yönetmiyor, sorumluluk duygum, hesap verme duygum yönetiyor.
Biliyorum ki şimdi çıkarlarım için CHP’ye oy verirsem bu Rabbimin karşısında hesabını vermem gereken bir vebal olacak ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a hak ve hakikatin yanında diyerek, ülkeme sahip çıktığı gerçeğinden yola çıkarak oy verirsem, vebali de ona bırakmış oluyorum.
İster anlatabileyim ister anlatamayayım, benim açımdan hakikat budur.
Bunu hayatımda şahsen çok net görüyorum, onun için de konuya şahsi kırgınlıklarımın değil, Aziz Vatanımızın geleceğinin Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğine ihtiyaç duyduğu gerçeği ile yaklaşıyorum.
Bakın Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk Havalimanını alenen CIA’nın taşeronu olan bir Amerikan şirketine peşkeş çekivereceğini ilan ediyor.
Alenen PKK’nın yandaşları ile anlaşıyor ve terör devletinin burnumuzun dibinde kurulmasına cevaz vereceğini gösteriyor.
İYİ Partililer bile sadece siyasi ikbal için nerede ise PKK’nın burnumuzun dibinde kuracağı devleti hoş görmeye başlamışlar, Mansur Yavaş, “HDP silah bırakalım derse iyi olur” mealinde saçma sapan laflar ediyor.
İYİ Partili ülkücü kardeşlerimiz şunu göremiyorlar mı? Bölgemize kurulacak bir PKK terör devleti Türkiye’nin kontrolünde olmayacaktır, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan zaten bunun için uğraşmıştır ama sonuçta PKK ve yandaşlarının ABD’ye, emperyalizme, siyonizme göbeğinden bağlı olduğu, onların istikametin dışında hareket etmeyecekleri görülmüştür.
“Silahlar sussun” diye mücadele veren Recep Tayyip Erdoğan’a “hain” diyenler, terör devletinin kurulacağı, kayyumların kaldırılacağı, onların yerine gelecek mesela Diyarbakır’da belediye başkanı olacak PKK yandaşının kendisini Ankara’ya değil, PKK terör devletine bağlı göreceği gün gibi aşikâr olan bir durumda bu aziz milletin “barış” söylemine inanmasını istiyorlar. Yazık, bu hale bu ülkeyi seven biri nasıl gelebilir, inanın anlayamıyorum? Siyasi hırs bu kadar mı değiştirir insanı?
Durum bu, alenen vatanın bölünme riski ile karşı karşıyayız.
Alenen PKK ve FETÖ gibi örgütlerin mensuplarının salıvereceğini, devletimizi FETÖ’nün tahakkümüne tekrar bırakacağının işaretlerini gösteriyorlar.
Size şunu söyleyeyim, Sadullah Ergin’in, İdris Naim Şahin’in kim olduklarını, onların kim istedi diye bakan olduğunu en iyi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bilir ve bu insanları da taammüden AK Parti’den uzaklaştırmıştır.
Nasıl oluyor da tekrar bu insanlar siyaset arenasının içine hem de Atatürk’ün kurduğu parti olan CHP tarafından çekiliyor?
İşte bu hususları düşündüğümüz zaman, kırgınlığımızı bir tarafa bırakıp kutsal vatan, aziz millet, şanlı bayrak için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yer almak gerekiyor.
Buna mecburuz.
Tahir Başkanımız da bunu ifade ediyor ve birliğimizin, dirliğimizin, ülkemizin toprak bütünlüğünün bu bilince ihtiyacı olduğunu görmeliyiz.
Fevri hareketin bedeli çok ağır olacak bu aziz millete, görmeliyiz.
Tahir Akyürek Başkanımızın da böyle bir dönemde bizi ziyaret etmesi, çok samimi bir şekilde konuları bizimle paylaşması, çok değerli olmuştur, onu da ifade edeyim. Sorunları biliyor ve görüyor, bunlar önemli.
Şunu da size izah edeyim, Tahir Başkanımız aslında Konya’da birinci sıradan aday olmayı bırakın, siyaseti bile artık düşünmüyormuş ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kendilerini çağırmış ve derleme, toparlama görevini tevdi etmiş o da mecburen sorumluluk duygusunun gereği olarak bu görevi yapıyor.
Biz Konyalıların da kendisine destek olması gerektiğini düşünüyorum.
Bakın, pandemi, savaş, seller, deprem… Nasıl bir dönemde yaşadığımızı görebiliyorsunuz, bu dönemde bile birbirimizi anlayamayacak, sevemeyecek miyiz?
Ülkenin, bu toprakların birliğimize, dirliğimize ihtiyacı var. Birbirimizi anlayabileceğimize ve birbirimizi sevebileceğimize inanıyorum. Size inanıyorum, ferasetinize inanıyorum.
Şu notu da aktarayım, TBMM haberlerini TBMM’nin kendi haber sayfasından alırım, orada Tahir Başkanın başkanlığını yaptığı komisyonun yoğun çalıştığını görebiliyordum ama diğer komisyonlar kadar ajanslarda bu haberler, bu çalışmalar yer almıyordu. Bunun nedeni de işte aslında Tahir Başkanın tavrı ile ilgiliymiş.
Haberlerinizin medyada yer alması için gayret sarfetmeniz gerekiyor, yoksa yer almaz, bunu en iyi bilenlerdenim. Haberlerin medyada yer almamasının nedeni de buymuş, daha açık ifadeyle siyaset düşüncesinden uzaklaşmasıymış ama olmazlığını da görebiliyorsunuz, derleyici toparlayıcı ağabeylere ihtiyacımız var, bunu da biliyoruz.
Ülkenin yarısı bir depremle yıkılmış oraların inşası gerekiyor, FETÖ 15 Temmuz hesaplaşmasını bitirmek istiyor, ülkemize yeniden çökmek istiyor, İsrail – ABD, Fırat ve Dicle arasına göz dikmiş oraya PKK devleti kurmak istiyor, Akdeniz gidecek, Karadeniz gidecek… Rusya – Ukrayna savaşı nereye evrilecek pek belli değil, enerji, gıda, teknoloji alanlarında üretmeye güçlenmeye, güçlü olmaya mecburuz.
Hal böyle iken şahsi meselelerimizin nasıl bir önemi olabilir, değil mi ama…
Onun için de net ifade edelim, Tahir Başkanımızın böyle bir zamanda Konya’da derleyici, toparlayıcı olarak “ağabey” görevi ile birinci sıradan aday olması çok değerlidir.
Şahsen, kendilerine her açıdan başarı diliyorum, elimden geldiği hususta da destekleyeceğimi belirtmek istiyorum.
Allah aziz milletimizin yar ve yardımcısı olsun.