Mahmut Ali C. Körosmanoğlu
Mahmut Ali C. Körosmanoğlu Sözleşmeli tarıma duyulan ihtiyaç

Sözleşmeli tarıma duyulan ihtiyaç

Öncelikli olarak fiyat ve stok anlamında üreticinin ve tüketicinin önünü görmesi anlamında sözleşmeli tarımın önemi çok büyüktür. Üreten kaça satacağını bildiği için, tüketici de eline gelecek malı bildiği için bir güven ortamı oluşur. Piyasada oluşacak manipülatif panik havasını önler ve piyasada bir güven ortamı olur. Sözleşmeli tarım gibi entegrasyon (iş birliği) hareketlerinin en önemli itici güçlerinden birisi tüketici pazarındaki gelişmelerdir. Tüketicinin daha bilinçli hale gelmesi, oluşan talebin sürekli karşılanabilmesi, kalite ve istenen miktarda üretim, sözleşmeli tarım için ana nedenlerden biridir.

Dünyada bilim ve teknik her geçen gün gelişiyor. Tarımsal anlamda da her gün yeni teknolojik ve güncel, aktüel bilgi oluşuyor. Tarımsal yayım için sözleşmeli tarım çok önemlidir. Sözleşmeli tarım bu anlamda, yeni üretim tekniklerinin uygulama alanına hızlı bir şekilde aktarılmasının en önemli yolu olarak görülüyor.

Üretim için en önemli etmen sabit yatırım masraflarıdır. Sabit giderler bazen üretim dalgalanmalarına sebep olmaktadır, dolaysıyla da işletmeleri olumsuz yönde etkileyecektir. Özellikle ham madde sağlamasındaki dalgalanma bunda önemli rol oynamaktadır. Sürekli olarak, istenen miktar ve kalitede girdi sağlamanın en etkin yolu olacak model gibi görülmektedir.

Tarımsal faaliyet çok sayıda dağınık ve küçük işletmelerde yürütülüyor ise, sermaye ve yönetim açısından önemli eksiklikler bulunur. Sözleşmeli tarımla bu eksiklikleri de giderebilir.

Bunlara ek olarak riskin azaltılması, maliyetin düşürülmesi, pazarlık gücünün kazanılması, pazarın iyileştirilmesi, uygun girdi sağlanması, anlamında sözleşmeli tarımın önemi büyüktür.

Ülkemizde de TİGEM de 1965 ten bu yana sözleşmeli tohumluk üretimi çalışmaları yapılmaktadır. Günümüzde Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve Pancar Ekicilerinin İstihsal Kooperatifler Birliği (PANKOBİRLİK) çiftçiyle sözleşmeli pancar tarımı yapmaktadır.

Şeker pancarından sonra sözleşmeli üretimin uygulandığı ürün sanayi tipi domatestir. Şeker pancarı alıcısı sadece birer kamu kuruluşu kooperatifi olmasına karşın, sözleşmeli sanayi tipi domateste alıcı, gıda sanayinde faaliyette bulunan çok sayıda ve değişik niteliklerdeki işletmelerdir. Meyve ve sebze işleme sanayinde sözleşmeli tarım uygulaması yaygın olarak görülürken, bu sanayi kuruluşları çeşitli nedenlerle spot alımlar da yapmaktadır.

Bu entegrasyon genellikle sanayi ve ticaret kesimlerinde hammadde olarak kullanılan ürünler ve özellikle tohumculuk endüstrisinde gelişmiştir.

Kimyasalların (gübre, tarım ilacı) aşırı kullanımıyla birlikte aşırı sulama yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesine, taban suyunun yüksek olduğu alanlarda çeşitli toprak sorunlarına neden olmaktadır. Sözleşme süresince üreticinin işletmecilik kararlarına müdahale edilmesine karşın, sürdürülebilir kaynak kullanımı konusundaki sorumluluk üreticiye bırakılmaktadır. Çevresel etki, şirket ile çiftçi arasındaki sözleşmede yer almayan bir maliyet öğesidir. Bu anlamda sorumluluk eşit olmalıdır.

Sözleşmeli üretme olan olumlu görüşlere karşı, firmaların küçük ölçekli çiftçileri sistem dışı tutabileceği, daha az sayıda daha büyük çiftçiyle çalışmayı ve böylece kırsal gelir eşitsizliğini daha da kötüleştirebileceği endişeleri bulunmaktadır. Bu endişeleri giderici tedbirler alınmalı, sözleşmeli tarım küçük çiftçileri de kapsayacak şekilde düzenlemelidir.

Sözleşmeli tarımla üretim desenini ülkenin gereksinimleri yerine çok uluslu firmaların istek ve gereksinimlerine göre ayarlanmamalı, öncelik bu ülkenin ihtiyaç analizleri ile tespit edilen ürünlere verilmelidir.

Sözleşmeli tarımda oluşacak en büyük sıkıntı zayıf olan tarafın çiftçi olması ve çiftçinin tüm şartlara kabul edecek boyun eğecek, mecbur bırakılacak bir pozisyona getirilmesidir.

Özellikle büyük şirketlerin çiftçilerle yaptıkları sözleşmeli tarım faaliyetlerinde üreticileri koruyacak, güvence altına alacak tedbirlerin alınması gerekmektedir. Çiftçilerimiz çok uluslu şirketlerin inisiyatifine terk edilmemelidir. Uluslararası firmaların inisiyatifine bırakılmadan adil bir yol tercih edilmeli, üretici devletin hemen yanı başında olduğunu hissetmeli, bu büyük firmalara kul köle olunmadan da karşılıklı anlayışla sözleşmeli tarım yapılacağını farkında olmalıdır. Fiyatları sadece ürünü alacak firma değil, üreticilerin düşünceleri de dikkate alınmalıdır.

Alıcı firmanın tohum, ilaç, gübre vs girdi desteğinde üreticilerin fiyat ve cinsine dair söz hakları olmalıdır. Yoksa tek taraflı tutumlar, üreticiyi mağdur edecektir. Üçüncü taraf olarak devletin mutlaka olması gerekmektedir. Devlet burada denetleyici ve hakem konumunda olmalıdır Üretici ve alıcı arasında yaşanan fiyat anlaşmazlıklarında Tarım ve Orman bakanlığı, Adalet bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile ziraat odalarının bulunduğu Üretici Hakem Heyeti olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mahmut Ali C. Körosmanoğlu Arşivi