Ramazan sofraları “israf sofralarına” dönüşmesin
Onbir ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif’i karşılamamıza sayılı günler kaldı. Her yerde Ramazan hazırlıkları yapılıyor. Bu mübarek ay tabi her zaman olduğu gibi bereketiyle geliyor. Herkeste bir Ramazan hazırlığı telaşı var.
Ramazan Ayı, Allah Teâlâ'nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur'an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır. Ayrıca bu ay içinde bin aydan daha değerli olan Kadir Gecesini de içinde barındırıyor.
Tüm bunlara rağmen Ramazan’ı sadece aç kalmak olarak görme yanlışına düşüyoruz çoğu zaman. Hâlbuki bu ay kendimize çeki düzen vereceğimiz, yaşantımızı gözden geçireceğimiz bir zaman olmalı.
İsrafın yasaklandığı bir dinde, paylaşmanın ön plana çıktığı bir ayda, insanın beklentisi elbette ki çok güzel örneklere tanık olmaktır. Oysa Ramazan’daki iftar menülerini gördükçe, gerçeklerin bezen beklentilerinizi yerle bir ettiğini hissedebiliyorsunuz.
Kaç çeşit iftariyelikle nerede nasıl orucunuzu açacağımızı planlarız. Hurmasız, pastırmasız vb. iftariyelikler olmadan iftar açılmaz çünkü. Bir de gidilen yerlerde arkadaşlara hava atmak için yer bildirimi yapılmalıdır. Bütün bunlardan sonra da fitre hesabı yapar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirleyeceği fitre miktarını bekleriz.
Ramazan, envai çeşit yemeklerin resmigeçit yaptığı bir iklim değildir, olmamalıdır. Ramazan diğer aylardan daha fazla yemek yenen, daha fazla para harcanan, daha fazla israf edilen bir ay değildir. Ramazan, az da olsa yemeğin paylaşıldığı, israfın hiç olmadığı bir aydır.
Ramazan yoksulların, düşkünlerin, ihtiyaç sahiplerinin korunup kollandığı, sahip çıkıldığı bir ay olmalıdır.
Ramazan verilen davetlerin birer gösteriş malzemesi yapılmadığı zenginlerle birlikte fakirlerin gariplerin iftar sofrasına davet edildiği bir ay olmalıdır.
Özellikle İslam coğrafyasındaki yetimleri, öksüzler, ihtiyaç sahipleri unutulmamalı. Her gün orucumuzu açarken bir dilim ekmeğe muhtaç din kardeşlerimiz aklımıza gelmeli.
Dinimiz bize gösterişte değil hayırda yarışın diyor. Kim daha şatafatlı iftar daveti verecek diye yarışın demiyor.
Peygamberimiz, komşu hakkı ve paylaşmaya büyük hassasiyet göstermiş, “Yanı başında komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü’min değildir” buyurmuştur. Zengin komşuya komşularını aç bırakması da haram sayılmıştır.
Bizse günümüzde komşumuzun kim olduğu bilmiyoruz. Kaldı ki aç veya muhtaç olup olmadığını bilebilelim.
11 ayın sultanı Ramazan ayının ülkemize, coğrafyamıza ve tüm İslam âlemine hayırlar getirmesi dileğiyle…