Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu PEYGAMBERİMİZİ ANLAMAK

PEYGAMBERİMİZİ ANLAMAK

Kutlu doğum programları ile, peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) in dünyaya teşriflerinin yıldönümü kutlamaları yapılmaktadır.

Peygamberimizi iyi anlamak, anlatmak bir zorunluluktur. Peygamberimizin rehberliğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Efendimizi anlatan sayısız eserlerin mevcut olduğunu biliyoruz. “Siyer” diye nitelendirilen bu kitaplar, peygamberi anlatmak, hayata dair mesajlar vermek maksadı ile yazıldıkları malum.

Küçüklüğümde, peygamberimizle alakalı ilk bilgilerimi rahmetli anneannemden almıştım.

Anneannemi dinlerken, anlattıklarını heyecanla dinler, peygamberimizle alakalı sorular sorardım.

Peygamberimizin çocukluğu, gençliği, peygamber oluşu, hicreti, evliliği gibi konularda yapılan anlatımları hala unutmadım.

İlk okuduğum siyer kitabı, Zekayi Konrapa’nın “Peygamberimiz Hazreti Muhammad” adlı siyer kitabıdır. Okunmasını tavsiye edenlerdenim.

Peygamberimizin hayatından, peygamberlik gelmeden önceki örnek yaşantısından bir bölümü paylaşmak ve günümüze bağlantılı hale getirmek istiyorum.

            Hazreti Muhammed (S.A.V) yirmi yaşlarında iken, Mekke’de toplum hayatı ciddi manada bozulmuş, haksızlık toplumu bezdirme safhasına gelmiş.

            Bu tür sıkıntılara çare bulmak, haklının hakkını sağlamak amacı ile Hz. Peygamberin amcası Zübeyr’in öncülüğünde “Hilful Fudul”-Erdemliler İttifakı- kurulmuş.

            Hz. Muhammed’in de içinde isteyerek bulunduğu bu cemiyetin üyeleri şu üç temel meseleyi amaç edinmişlerdir:

“Antlaşma yemini şöyledir.

1-Mekke’de, ister oranın halkından olsun isterse dışarıdan gelen insanlardan olsun, bir kişinin zulme uğradığını gördükleri zaman onunla birlikte olacaklardı.

2-Mazlumun hakkı zalimden alınıncaya kadar zalimin karşısında olacaklardı.Başka bir ifadeyle mazluma hakkı iade edilinceye kadar mazlumla bir tek el gibi –yekvücut- olacaklardı.

 

3-Deniz, bir tek tüyü ıslatıncaya kadar, Sebir ve Hıra dağları yerlerinde kaldığı müddetçe ve maişette(mali durumda) tam bir eşitlik sağlanana dek bu maddeler geçerli olacaktı”

Peygamberimizin, “ Böyle bir cemiyete, İslamiyet devrinde çağrılsam yine icabet ederim.” Buyurduğu rivayet edilmiştir.

            Farklı dünya görüşü olan insanların, haksızlığı ortadan kaldırmak, zulmü engellemek bir araya gelmeleri önemli bir birliktelik.

            Günümüzde; çeşitli amaçlar için kurulmuş olan sivil toplum kuruluşları –STK- işleyiş ve faaliyetleri göz önüne alındığında, “Hilful Fudul”u hatırlarım.

            Hizmet için yarışan Sivil Toplum Kuruluşlarına üye olmak, faaliyetlerini yardımcı olmak, her fert için bir gereklilik olduğu kanaatindeyim.

            Peygamberi örnek almak, O’nu “Rol Model” olarak kabullenmek her Müslüman için göz önünde tutulması gereken önemli bir gerçek.

            Peygamberi anlamak, O’nun hayatında uyguladıklarını benimseyerek, aynısını hayat düsturu haline getirmek demektir.

            Aksini düşünmek, peygamberimizi anlamamak demektir. Peygamberi anlamamak, İslamı anlamamaktır.

            Peygamberimizi en iyi öğrenmenin ve anlamanın kaynağı,- şüphe yok ki- Kitabımız Kur’an-ı Kerim’dir. Allah (c.c) ın mesajlarında peygamberimizi anlamak için, Kur’an-la buluşmak her Müslümanın asli görevidir.

            Peygamberi anlatma, gündemde canlı tutma adına yapılan program ve özel çalışmalara katkıda bulunanlara şükranlarımızı sunmanın yolu, faaliyetlere katılmak ve katkıda bulunmaktan geçtiğini unutmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi