Öztürk AA çalışanlarına veda etti
AA Genel Müdürlüğü görevinden ayrılan Kemal Öztürk, "Önemli olan AA’nın hedeflerine ulaşmasıdır. Bunu da siz 100. Yıl Ekibi’nin sağlayacağına gönülden inanıyorum" dedi
AA Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü görevinden ayrılan Kemal Öztürk, "İlkelerim ve çalışma prensiplerim açısından görevimden ayrılmak istedim ve Yönetim Kurulu’muz bunu saygı ile karşıladı. Önemli olan Anadolu Ajansı’nın hedeflerine ulaşmasıdır. Önemli olan Gazze’nin, Kudüs’ün, Halep’in, Şam’ın, Bağdat’ın, Kahire’nin, Myanmar’ın ve hiçbir ayrım yapmaksızın, nerede bir masum varsa onun sesini dünyaya duyurmaktır. Bunu da siz 100. Yıl Ekibi’nin sağlayacağına gönülden inanıyorum" dedi.
Öztürk, AA Konferans Salonu'nda düzenlenen törenle kurum çalışanlarına veda etti.
Anadolu Ajansı'nda 2 Ağustos 2011 yılında göreve başladığını hatırlatan Öztürk, "Bu denli muhteşem bir hikaye yazabileceğimizi hiç düşünmedim" diye konuştu.
"Bir Ramazan günü, iftarımızı açtıktan sonra yaptığım bir konuşmada, dünyanın en ilk 5 ajansından biri olabileceğimizi, bu gücü burada gördüğümüzü söylemiştim. O gün gerçekten buna çok inanmıştım, inanarak da söylemiştim ve hiçbir de plan yapmamıştım" diyen Öztürk, büyük bir hayale inanan insanların, çok çalışarak neler yapabileceklerini herkese gösterdiklerini söyledi.
Öztürk, Anadolu Ajansı'nın adı bile bilinmezken, 3 yıl içine dünyanın en etkili 10 ajansından biri olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Beni daha çok gururlandıran şey şudur; bu başarıyı gerçekleştiren ekip batılı ülkelerden transfer edilmedi, bu ülkenin, bu coğrafyanın çocukları arasından seçildi.
Anadolu Ajansı, tarihte bir arada yaşayan Türkler, Araplar, Kürtler, Boşnaklar, Arnavutlar ve daha nice kardeş milletlerin bir araya gelerek el ele verip yazdığı muhteşem bir hikayedir.
Bu ajans, bu milletlerin de ajansıdır artık. Bu ajans, dünyada mazlumun, mağdurun ve sessiz yığınların sesidir artık. Yeni Türkiye’nin sancak taşıyan kurumlarından biridir.
Ajansımızın yerel ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını objektif ve sağlıklı bir şekilde vermesi, ülkemizde kargaşa ve manipülasyonu önlemiştir. Sadece bu bile başlı başına tarihe geçecek bir başarıdır.
Bu eser hepimizin ortak hayalidir ve gelecekte çocuklarımıza anlatacağımız hikayemizdir."
"Benim için sizlerden ayrılma vakti geldi"
Kurum çalışanlarına "Benim için sizlerden ayrılma vakti geldi" diye seslenen Öztürk, "Biliyorum, bu projeye başlarken yani 'AA 100. Yıl Projesi'ni 8 yıllık bir proje olarak çizmiştik. Doğru, 8 yıl devam edecek, sürecek bir vizyon koyduk. Ve bu 8 yılın sonunda da dünyanın ilk 5 ajansından biri olacağız buna inanıyorum. Hükümetimizin daha önceden olduğu gibi bundan sonra da 100. yıl vizyonumuza destek vereceğine inanıyorum" dedi.
"Anadolu Ajansı versiyon 3.0'a geçmemiz gerekiyor"
Ajans çalışanlarından son bir isteğinin daha bulunduğunu dile getiren Öztürk, şunları söyledi:
"Artık Anadolu Ajansı versiyon 3.0'a geçmemiz gerekiyor. Versiyon 1, Türkiye içinde güçlenmiştik, Anadolu'da bir çok yerde arkadaşlarımızla yerel ve ulusal haber yapmak için çok uğraşmıştık. Versiyon 2, uluslararası bir yapılanmaya gittik. Şimdi versiyon 3'e geçiyoruz. Yani ben olmadan da, Kemal Öztürk olmadan da dünyanın en büyük 5 ajansından biri olacağını göstermelisiniz. Sizden son isteğim budur. Tüm ekibimizin, hiçbir tereddüt göstermeden, hedeflerimiz için çalışmasını istiyorum. Yeni gelecek yönetimle benimle çalıştığınız gibi dayanışma içinde olmanızı, Türkiye'nin sesini dünyaya duyurmaya devam etmenizi istiyorum.
Anadolu Ajansı bir haber ajansından öte, bir idealin, bir ortak hayalin, bir gelecek tasavvurunun medyaya yansımasıdır. Anadolu Ajansı medyada kalitenin ve güvenin adıdır.
Kurduğumuz Haber Akademisinde yetişen genç arkadaşlarımızın geleceğin en iyi habercileri olacağına ve medya sektörüne büyük kalite katacağına inanıyorum.
Neden ayrıldığım konusunda çok şey söylenecektir. Bilin ki yüzümüzü kızartacak, kurumumuzun adını lekeleyecek en küçük bir hatamız olmamıştır. Yönetim Kurulu üyelerimizle birlikte, 3 yıl 4 ay boyunca, devraldığımız yönetimi alnımız ak, başımız dik bir şekilde bugünlere getirdik.
Bu kurumda gücüm yettiğince, ayrım yapmaksızın çalışma arkadaşlarımın hakkını ve hukukunu korumaya çalıştım.
İlkelerim ve çalışma prensiplerim açısından görevden ayrılmak istedim ve Yönetim Kurulumuz bunu anlayışla karşıladı. Önemli olan Anadolu Ajansı'nın hedeflerine ulaşmasıdır. Önemli olan Gazze'nin, Kudüs'ün, Halep'in, Şam'ın, Bağdat'ın, Kahire'nin, Myanmar'ın ve hiçbir ayrım yapmaksızın, nerede bir masum varsa onun sesini dünyaya duyurmaktır. Bunu da siz 100. Yıl Ekibi'nin sağlayacağına gönülden inanıyorum."
"Güçlü duygularla birbirimize bağlandık"
Kendisini bu göreve getirenlere, hazırladıkları proje ve hayallere inanarak destek olanlara teşekkür eden Öztürk, "Hükümetimizin bundan sonra da Anadolu Ajansı’nın stratejik önemini bilerek, kurumun büyümesi için gereken desteği vereceğine inanıyorum" dedi.
Kemal Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu süre içinde kurumdan ya da dışarıdan, bilerek ya da bilmeyerek üzdüğüm, kırdığım, canını yaktığım en azından mutsuz ettiğim insanlar varsa haklarını helal etsinler. Benden yana hakkı olan varsa hakkımı helal ediyorum.
Anadolu Ajansı hepimizin çocuğu gibi oldu. Hepimiz bir ailenin fertleri gibi çok güçlü duygularla birbirimize bağlandık. Bu yüzden kalbimin yarısının sizlerle birlikte olacağını unutmayın. Her zaman başarılarınızı takip edeceğim ve her zaman sizinle, eserimizle gurur duyacağım.
Anadolu Ajansı 2020 yılına gelmeden dünyanın en güçlü 5 ajansından biri olacak, buna canı gönülden inanıyorum. Bunu ilan edeceğiniz gün o toplantıda bulunacağım buna da söz veriyorum."
Genel Müdürlük görevine başladığı ilk zamanlarda, bir hikaye yazmaktan söz ettiğini anımsatan Öztürk, "İlk yıllarda hiç kimse buna inanmamıştı. Ben onu sizin gözlerinizden okuyordum aslında. Ortada kurum denebilecek bir yapı yokken bile, alt yapısı yokken, teknolojisi yokken, dünyada tanınmazken bile, dünyanın en büyük ajanslarından biri olacağına inanmak zor bir şey" diye konuştu.
Bu fikirleri üretirken, bu projeleri geliştirirken, bu çalışmaları yaparken hiç tereddüte düşmediğini dile getiren Öztürk, "Hep bir gün bunu başaracağımıza inandım. Ama o zaman öngöremediğim iki şey vardı. Birincisi bu kadar hızlı başarabileceğimize ben de inanmıyordum, düşünmemiştim. İkincisi bu kadar güçlü bir aile olacağımızı da düşünmemiştim" dedi.
Kurumda mutluluğun çok önemli olduğunu belirten Öztürk, çalışanların da mutlu olmasını istediklerini, mutluluğun verimi artırdığını söyledi.
Sakın Rabia meydanını unutmayın
Öztürk, bazı hatıraların, bazı yerlerin, bazı coğrafyaların unutulmaması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Onlar bizim zihnimizde ve kalbimizde yaşadığı sürece onlardan güç alırız. Rabia meydanı bunlardan bir tanesi. Sakın Rabia meydanını unutmayın. Anadolu Ajansı o meydanda doğdu. Anadolu Ajansı o meydanda tanındı ve biz tüm dünyaya ilk defa o meydandaki masumların ve mazlumların sesini duyurarak çıktık. Gazze'i unutmayın. Filistin davası dünyada fakirlerin davasıdır, gariplerin davasıdır, mazlumların davasıdır. Gazze'de çalışan arkadaşlarımın yanına gittiğimde onlara olan sevgim iki kat arttı. Çünkü evleri bombalanırken haber yapabilen tek insan Anadolu Ajansı'nda çalışır. Bundan büyük bir gurur duyuyorum. Saraybosna'yı unutmamalısınız, Myanmar'ı unutamalısınız. Myanmar'daki dulları unutmamalısınız. Yanıbaşımızda her gün acılarını haber yaptığımız Suriye'yi, Irak'ı unutmamalısınız. Neden bunları unutmamalısınız? Çünkü dünya unutuyor bunları."
Hiç kimsenin görmediği zamanlarda bir şeyi görmenin güçlü bir habercilik olduğunu ifade eden Öztürk, bütün dünya Mısır'daki darbeyi alkışlarken sadece Anadolu Ajansı'nın Rabia meydanını hatırlattığını belirtti.
Öztürk, "Bu gurur ölünceye kadar bize, hepimize yeter. İnanın bana çocuklarınıza da yeter" dedi.
Habercilikten öte bir yere geçtik
"Biz habercilikten öte bir yere geçtik, artık habercilikten öte bir şey yapıyoruz" diyen Öztürk, şoföründen güvenlikçisine, kameramanına kadar herkesin hissettiği ortak bir duygu olduğunu ifade etti.
Kemal Öztürk, "Bir ortak duygu var burada. Bir çoğunuzla aynı fikri paylaşmıyor olabiliriz, aynı ideolojiyi paylaşmıyor olabiliriz ama aynı hedefe doğru koşan insanların nasıl mucizeler yaratabileceğini burada göstermiş olduk. Bence yeni Türkiye bu. Bence yeni Türkiye'nin kurumunun böyle bir şey olması lazım. İdeolojik olarak farklı olsa da düşünce olarak farklı olsa da birbirine kenetlenmiş ve bir ortak hayale inanmış insanların çalıştığı bir kurum ancak yeni Türkiye'nin kurumu olabilir. Bugün dünyanın 84 ülkesinde temsil ediliyorsak işte bu ortak idealin verdiği motivasyonla yapıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
AA Haber Akademisi mezunlarına da seslenen Öztürk, "Onlara hep şunu söyledim, bir gün Anadolu Ajansı'nı siz yöneteceksiniz. Sakın bu günleri unutmayın. Sakın çektiğiniz zorlukları, sıkıntıları unutmayın ve bu dostluğun, kardeşliğin, alie ortamının yıllar yılı devam etmesini sağlayın. Gelecek genç kuşak gazeteci arkadaşlarımızın olacaktır. Onların da bu hikayeyi tamamlaması gerekir" dedi.
Çok güzel bir hikaye yazdıklarını ifade eden Öztürk, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Hepinizin bir satırı, bir kelimesi, bir cümlesi var bu hikayenin içerisinde. Tamamlandığında çok güzel bir kitap olacak. İnanın bana yıllarca konuşulacak, yıllarca unutulmayacak bir hikaye olacak bu. Hepinizin katkısı var, hepinizin emeği, göz nuru, göz yaşı var. Hepinize sonsuz teşekkür ediyorum. Sizlerle tanıştığım için, sizlerle çalıştığım için, beraber olduğum için, sizi tanıdığım için ve yol arkadaşlığı yaptığım için çok bahtiyarım. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Hepinize hayırlı çalışmalar diliyorum."
Öztürk'ü ağlatan Gazzeli çocukların uçurtma fotoğrafı
Konuşmanın ardından Öztürk'e çiçek ve hediye takdim edildi.
Genel Müdür Vekili Ebubekir Şahin, Öztürk'e tüm çalışanlar adına "AA Oradaydı" özel koleksiyon baskısı ile üzerinde "Sayın Kemal Öztürk sizi unutmayacağız AA ailesi" yazılı plaket sundu.
Anadolu Ajansı muhabirleri tarafından Gazze'de çekilen uçurtma uçuran çocukların fotoğrafının Görsel Haberler Direktörü Ahmet Sel tarafından hediye edilmesi üzerine duygulanan Öztürk, göz yaşlarına hakim olamadı.
Tekrar kürsüye gelen Öztürk, şunları söyledi:
"Aslında ağlamamak için çok direndim. 'Rabia meydanını unutmayın' derken benim bunu unutmama imkan yok. Çünkü o gece, Rabia meydanına müdahale olduğu gece Allahüteala bana bir evlat müjdesini verdi ve bu müjdeyi aldığım gün eşime dedim ki 'kız olursa adı Rabia' olacak. Ve şimdi kızımı her sevdiğimde o meydanı hatırlıyorum. Gazzeli çocukları... Bu uçurtmaların her birini bir çocuk uçuruyordu. Fırat'a (Yurdakul) bu fotoğrafı hep söylüyorum, başka bir şey var bunda diye. Hepsi öldü, bunu unutamayız, unutmayız."
Öztürk, fotoğrafı görünce dayanamadığını ifade ederek, "Bu fotoğraf benim hayatımı çok etkiledi. Buzdolabına konmuş çocuk fotoğraflarını çektik biz Gazze'de. Bir mezarı bile çok gördüler. İşte bu yüzden Anadolu Ajansı'nda çok çalıştım. Bunları dünyaya duyuramız lazım. Şimdi bayrağı siz devralıyorsunuz eminim daha güzellerini yapacaksınız" diye konuştu.
Medya-İş adına Sendika Başkanı Gürsel Eser, AA Haber Akademisi mezunları adına Merve Yıldızalp ve Tuğba Özgür Durmaz da Öztürk'e çiçek takdim etti.
Karanfillerle uğurlandı
Törenin ardından çalışanlar tarafından ayakta alkışlanan Öztürk, bina girişine kadar sevgi gösterileriyle uğurlandı.
Çalışanların karanfil atarak uğurladığı Öztürk, daha sonra kendi aracına binerek ajanstan ayrıldı