Öncü Kuşak Söyleşileri - Mehmet Ali Korkmaz - Pergelin İğnesinin Battığı Yer Konya’dır
Öncü Kuşak Söyleşilerimize bugün İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz’la devam ediyoruz.
İttifak Holding’in kurumsal politikalarından, Seha, Adese, Selva, İmaş markalarıyla takip edecekleri yol haritalarına kadar ayrıntılı bir şekilde konuştuğumuz, ülkemizin önemli gruplarından birisi haline gelen İttifak Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz’la yapmış olduğumuz söyleşimizi zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.
Mehmet Ali Korkmaz ve İttifak’ı biraz bize anlatabilir misiniz?
1950 Konya doğumluyum. İlk, orta, lise öğrenimimi Konya’da, yüksek öğrenimimi de yine Konya’da İlahiyat Fakültesi’nde tamamladım. Henüz 3 aylıkken trafik kazasında babamı kaybettiğim için hayatım hep ticaret ve sanayinin içerisinde geçti.
Nasip kısmetmiş, fakültenin 2. sınıfındayken kendi iş yerimi açtım. Fakülte öğleden sonra 2’ye kadardı, 2’den sonra iş yerine gelip, ortağımla iş değişimi yapar, ben işin başına geçer, onu akşam okuluna gönderirdim. Kısa dönem olarak askerliğimi denizci olarak yaptım.
Küçük çaplı imalatlarımız, üretimlerimiz vardı, bunları geliştirmeye başladık. Burada bizim bireysel gücümüzle piyasada başarılı olunamayacağını görmeye başladık. Zamanla sanayici ve işadamı dostlarımız oluşmaya başladı. Birlikte aramızda sembolik rakamlarla para toplamaya başladık. Enflasyonist dönem, her birimizde bir miktar nakit para var, o nakit parayı bir araya getirdiğimiz tüzel kişiliği olmayan bir organizasyon oluşturduk. Ben o organizasyonun İttifak Holding’in temeli olduğunu düşünüyorum. Ama asıl önemlisi bize bir arada çalışma disiplinini ve ahlakını verdi bu organizasyon. Parayı kim toplayacak, nasıl toplayacak, geciktiren olursa ne olacak, parayı harcama yetkisi kimde ve nasıl olacak, hesaplar nasıl görülecek, hedefimiz ne olacak gibi konuların tamamını konuşmuştuk.
Bu süreç bize farkında olmadan bir arada iş yapabilme, hesap sorabilme, hesap verebilme kültürünü kazandırmış. Bir taraftan aidat gibi bir bedel yatırıyoruz, bir taraftan da bu para çalışıyordu. Bir un fabrikasının işletme sermayesini biz veriyor, burada üretilen ürünleri satıyorduk. Elde ettiğimiz gelirle bir tane de daire almıştık. Bu arada bu işi resmiyete nasıl dökeriz diye düşünmeye başladık. Bunu 2 yıl kadar 3 kişi yoğun olarak ama o arkadaş topluluğuyla da bazı geceler 2-3’lere kadar çok yoğun bir çalışma ortamında fikirleri işledik ve kendimize özgü bir model oluşturduk.
Hedefimiz belli, un fabrikası kuracağız. O dönemde ilk aşamada bizim önümüzde böyle bir ortaklık modeli yoktu. Her açıdan tartışarak, istişare ederek bir model oluşturduk. Bu işe başlayan arkadaşlarımızın bireysel çalışması olmamalı, herkes bu işin bir parçası olmalı dedik. Bu bize özgü bir modeldi.
Arkadaşlarımızın buradan başka geliri yoktu, sadece bu organizasyonda çalışıyordu. Uzun yıllar, içtiğimiz çayın, yediğimiz yemeğin parasını cebimizden ödedik. Çaylar, yemekler şirketten gibi bir havanın oluşmasını istemedik. Çıkış sürecinden sonra bir tek konuda sapmamız oldu; biz kendi imkânlarımızla bu un fabrikasını kuracak, ondan sonra halka açacaktık. Fakat yaptığımız çalışmalar bize halkın teveccühünü getirdi ve kısa sürede halka açık hale geldik.
Selva’nın bulunduğu yeri satın aldık. Buraya şantiye kuruyoruz; cam, çerçeve ya da tuğlasını ben vereyim de, beni de alın içinize diyenler oldu. Derken, biz işletmeyi tamamlama noktasına gelmeden halka açık bir yapıya dönüştük. O günden bugüne kadar 25 yıl. Sürece baktığımızda İttifak kimin diye soracak olursak? Yanıtı; Konyalının şirketidir. Patronu ve sahibi olmayan, bir Anonim Şirket… Ama iyi yönetilen, ekonominin değişimine göre reflekslerini yenileyen, tam anlamıyla Konyalının bir şirketi, Konya’nın bir katma değeri.
Bugün Konya Belediyesi hazineden belli bir bedel alıyorsa, bu bedelde katkımız var. Çünkü vergimizi Konya’da ödüyoruz. Yurtdışında da kazansak, diğer vilayetlerde de kazansak, olabildiğince kendi insanımıza iş kapısı açıyoruz. Onların gelişmesine vesile oluyor, bundan mutluluk duyuyoruz.
Üniversitelerimizle ve hocalarımızla yürüttüğümüz onlarca proje var, artık ARGE bizim yaşam biçimimiz olmaya başladı. Yaptığımız ARGE’lerin sonuçları inanınız başlı başına bir konu. Adese’de, İmaş’da, Selva’da, Seha’da ciddi ARGE çalışmaları yapıyoruz. Yapılan çalışmalar beni gerçekten heyecanlandırıyor. Selva’da geçen yıl 24 yeni ürünü piyasaya arz ettik. Bu yıl daha kontrollü ve daha fazla derinliği olan çalışmaları yapıyoruz. Üniversite ile müşterek yürütülen projelerimiz var, amacımız daha sağlıklı ürünleri daha ucuza üretmek.
İşte böyle bir kuruluşun temeli 1988 yılında atılmış oldu. O günden bu güne köprünün altından çok sular geçti. Eski başkanımız, başkan yardımcılarımız ve yönetim kurulunda görev yapan arkadaşlarımız dahil olmak üzere şirketimizin her kademesinde çalışan arkadaşlarımıza sonsuz şükran borcumuzun olduğu inancındayım. Hepsine gerçekten, içtenlikle teşekkür ediyorum. Her birinin İttifak’ın bugünlere gelmesinde bir hayli emeği oldu. 10 yıllık özel ticari hayatımı çıkartacak olursak, ticari hayatımın büyük bölümünü İttifak’ta yaşadım. Bu yapı şahsımı da geliştirdi, derinleştirdi.
İttifak’ı kurarken bu kadar büyüyeceğini düşünüyor muydunuz?
İnanın kurulmadan önce biz yaşayacağımız ve karşı karşıya geleceğimiz nimetleri de, riskleri de gördük ve konuştuk. Bunları üç arkadaş konuşmuştuk, yani iki tane de erkek şahidim var. Biz şahsi düşünmediğimiz takdirde Allah’ın yardımının bizimle olacağını biliyorduk.
Türkiye’nin, Konya’nın sayılı kurumlarından birisi olmayı zaten hedeflemiştik. O gün hedefimizde un fabrikası kurmak vardı, hamdolsun bugün Türkiye’nin en büyük 1000 şirketinin içerisinde Selva… İlk iştirakimiz Selva’nın bir özelliği 2007 yılından bu yana markalı makarnada ihracat liderliğini koruması. Bir diğer özelliği de hamdolsun ürettiği ürünlerin kalitesi ile peş peşe ödüller alması. Dünyanın en iyi gıda firmalarından birisi haline gelme hedefimiz var, bununla ilişkili de geçen yıl ciddi atılımlar gerçekleştirdik.
Şu anda mesela arkadaşlarımızın yürüttüğü ve benim de bizzat takip ettiğim bir çalışma var. Yaklaşık 4 aydır ARGE çalışması yapılıyor. Son bir aydır da uygulama adaptasyon çalışmaları yapılıyor. Neticelendiğinde, yaptığımız yeni çalışmamız hem Konya’mızın, hem de ülkemizin iftiharı haline gelecek. Makine şirketimiz İmaş’da yürüttüğümüz bir çalışma daha var. Bir süredir ARGE çalışmaları devam ediyor, eğer gönlümüzden geçeni başarırsak dünya ölçeğinde bir diğer çalışmamızı gerçekleştirmiş olacağız.
Adese bugün, Türkiye perakende sektörünün en önemli oyuncularından biri haline geldi. Bu da en başta Konya’nın gösterdiği teveccühle oldu. Ayrıca bizim ortak tabanımızın ağırlığı Konya. Biz yurt dışına sermaye toplamaya gitmedik. Konya dışında ortağımız var ama geneli Konyalıdır. Biz zaten ortağımızın artsın diye holding reklamı hiçbir zaman yapmadık. Holding adıyla para kazanamazsınız, sürdüremezsiniz, bizim için Selva mukaddestir, Adese mukaddestir, Seha mukaddestir, İrent mukaddestir.
İşletmeler önemli, buraların karlılığı önemli, biz geçmişten beri işletme odaklı çalıştık. Gönlümüz çok daha nitelikli çalışmalar yapan, özellikle Amerikalı, Avrupalı kuruluşlarda gördüğümüz yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili ürünler üretebilir konuma gelmek, bu noktada hedeflere ulaşmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz.
Önümüzdeki dönemde İttifak’ın planları nelerdir?
Önümüzdeki dönemde yurtdışı planlamalarımız daha ağırlıklı olacak. İttifak’ın açılımlarının tamamını kendim takip ettim. Şöyle bir olay anlatayım; Pazar çalışmaları yaparken iki firma karşımıza çıktı, birisi Türkiye’de meşhur bir marka, ikincisini ise kimse tanımıyor. Biz yüzde 50 fiyat farkı da vererek kimsenin tanımadığı bir markaya yatırım yaptık. Çünkü fizibilitemiz “bunu al” diyordu. Daha sonra o marka Türkiye’de patlama yaptı, yüzde 50 fiyat farkı olduğu için bize ciddi avantajlar sağladılar ve böylece biz diğerinden yüzde 50 daha ucuz almaya başladık. Makas açıldı gitti...
Yurtdışında yatırım yapmak daha fazla çalışma ister, daha fazla detaya bakma ister. Selva’nın kapasitesi yüzde 75 arttı ve artışı da satış olarak doldurduk. Biz 3 yılda bu kapasiteyi doldurma hedefindeydik, 3 yılı 1 yılda yakalık, hamdolsun… Dersinize çalışırsanız, kazanan siz olursunuz.
İttifak bu süreçte ilk defa inşaat olarak yurtdışına açıldı. Şu anda bu açılım tatmin eder mi? Elbette hayır. Pergelin iğnesinin battığı yer Konya, bunun için Konya’da tüm kurumların, tüm sanayici ve tüccarların tüm müşterilerimizin, İttifak’a ve kuruluşlarına sahip çıkmasını diliyorum. Çünkü burada meydana gelecek gelişme, herhangi bir şahsın değil, toplumundur.
Biz önümüzdeki dönemde yurtdışı çalışmalarını önceleyeceğiz, arkadaşlarımızla birlikte bu konuya yoğunlaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte 2 tane yeni yatırımda bulunmayı temenni ediyorum. Özetle; bundan sonraki dönemde daha nitelikli ve katma değeri yüksek ürünlere yöneleceğiz.
Sektör öngörünüzü sormak istiyorum? Niye bulunduğunuz sektörleri seçtiniz?
Bulunduğumuz sektörleri dönemin şartları içerisinde yaptığımız pazar araştırmaları ile ve karlılık beklentisine göre belirledik. Tercihlerimizde bilinçliydik. Ama şu anda bana hangi sektörlerde olmak istersiniz derseniz, 25 yıllık deneyimimle şunları ifade edebilirim:
Selva bizim doğmamıza vesile olan, bizi bugünlere taşıyan bir kuruluş. Kendi içerisinde bir hamle yaptı, makarnaya geçti, şimdi gıdacı Selva’ya doğru gidiyor. Yeni bir değişim başlıyor Selva’da. Elinizdeki değerler sizi Türkiye ligine taşımışsa bundan mutluluk duymalısınız.
Selva böyle, İmaş da böyle, üretimimizin yaklaşık yüzde 90’nını ihraç ediyoruz. İnşaatın sektör hacmi çok farklı… İnşaat belki ikisinin toplamını da geçecek, bu tabi proje bazında değil, yıl bazında beklentimiz böyle.
İnşaattaki hacmimiz çok gelişiyor, Erbil’de şubemizi açtık. Bu pencereden bakılacak olursa bunların hiçbirinde pişmanlığımız yok. Önce un fabrikasını kurduk, sonra un fabrikasındaki buğdayın atıklarının hayvan yemi olduğunu gördük, yem fabrikasını kurduk. Yemin en çok tüketildiği alan tavuk sektörü, yumurta tavukçuluğuna girdik. Yumurtayı da Adese’lerde, taze ve kaliteli yumurta olarak tüketime sunduk. Şimdi baktığınızda Adese ile Selva arasında bir entegrasyon kuramazsınız. Ama anlattıklarım çerçevesinde bakacak olursanız entegre mi birbirine, evet entegre… Biz un fabrikasını kurarken makineye ihtiyacımız olacaktı, zaten kendimiz sanayi kökenliydik, bu makinelerimizin belirli kısımlarını kendimiz yapma amacıyla İmaş’ı kurduk. Bunlar o günlerin ihtiyaçlarıyla şekillendi.
Daha önce bir bilgisayar firması kurmuştuk, mobilya firmamız vardı, kereste firmamız vardı ama bu sektörlerden rantabl olmadığı anda çıktık. Biz sektörlere tapmıyoruz, eğer bulunduğunuz koşulda o sektörde karlılık yoksa zarar ateşten bir gömlektir, o sektörde olmanızın bir anlamı yok. Bu, Adese’nin bir şubesi söz konusu olduğunda da böyledir, paydaşlarımızın bizden beklediği, katma değerdir, biz de o doğrultuda gereken refleksleri gösteriyoruz.
Bugünün şartlarında ne var? Bugün daha verimli sektörlere girmemiz gerekiyor. Selva’da rüşeymi Türkiye’de bir ilk olarak çıkardık. Kalite olarak bugün Selva’nın bulguru, henüz reklam kampanyası bile yapmamamıza rağmen, sadece Ocak ayından bugüne % 100’lük bir kapasite artışına ulaştı. Yine Türkiye’de ilk defa şehriye ile bulguru birleştirdik ve ikisini bir pakette şehriyeli bulgur olarak piyasaya sürdük. Adese’nin de kendi markalı ürünlerinde yenlikçilik refleksi bir hayli yükseldi.
Söyleşi: Hamdi Bağcı
Fotoğraflar: A.Akif Solak