Öncü Kuşak Söyleşileri - Konya’nın Genel Bir Estetik Problemi Var

Yeni Haber - Hamdi Bağcı

Öncü Kuşak Söyleşileri - Konya’nın Genel Bir Estetik Problemi Var

Konya’da tabela sektörünün lideri Tuncay Tabela’nın sahibi Tuncay Özkan ile Hamdi Bağcı’nın yapmış olduğu Öncü Kuşak Söyleşilerinin bugün ikinci bölümünü yayınlıyoruz:

 

 

Peki, Tuncay Tabelayı bu aşamalara nasıl getirdiniz? Gerçekten çok iyi bir yaşam öyküsü ile karşı karşıyayız.

 

Öncelikle fuarları iç kaçırmam, mutlaka bütün fuarlara giderim. Yurt içi yurt dışı birçok fuarı gezerim, dünyada neler var, nasıl bir gelişme trendi var bunu fuarlarda çok iyi görüyorsunuz.

Yeniliğe açığımdır, yeni çıkan nerede ise her şeyi almaya çalışırım. Boşa gitse bile alırım, bir kenara korum. Tabi bu arada o yeni çıkan şeyin bilgilerini de almış olurum. Bunun çok faydasın gördüm.

Daha pratik nasıl yapılır? Nasıl daha güzel iş çıkartılır? Bunların araştırmasını yaparım.

Bir de en büyük kazancım benim, diğer reklam sektörü ile iş birliği yapıp onlarla paylaşmaktır. Ben onlarla paylaşırım, ben onlara bir şey söylediğimde ise ya üstüne değer katarlar, ya da biz bunu bilmiyorduk, biz de onu uygulayalım derler.

En büyük kazancımız, birbirimizle bilgi alışverişi yapmaktır.

Personeli fazla sıkmıyorum, onların işe katkısını önemsiyorum. Biz böyle yapınca da onlar zaten en iyisini yapıyorlar.

Benim yanımdan ayrılan 8 kişi gitti kendi işyerlerini açtı. Aslında maaşlarını da çok iyi vermeye çalışıyoruz ama her şeyi öğretiyoruz, her şeyi biliyorum, gideyim kendime çalışayım diyor ve bizim yanımızdan ayrılıyor.

Biz yanımızda çalışana müşteri ile diyalogu öğretiyoruz, tasarımı, grafiği öğretiyoruz, tabelanın nasıl yapıldığını öğretiyoruz.

 

Şu anda Konya’da kaç tabelacı var?

 

Şu anda Konya’da yaklaşık 600 tabelacı var. Bunun 300 tanesi tam tabelacı, diğerleri ise kısmen bu işi yapıyor. Bize hiçbirisinin zararı yok.

Zira biz farklı işleri yapmaya çalışıyoruz, fark oluşturuyoruz. Onların yapamadığı işleri yapıyoruz. Hatta biz onlara iş de veriyoruz.

 

İsminiz Tuncay Özkan, Ergenekon sanığı Tuncay Özkan’la da aynı ismi ve soy ismi paylaşıyorsunuz, bu size hiç rahatsızlık verdi mi?

 

Hayır, hiçbir zarar vermedi. Birkaç yerde bağlantınız var mı diye soruldu, ben sadece sol kısımda, biz sağ kısımdayız, diye bir cevap verdim.

Yurt dışına çıkarken, girerken, polisle, hiçbir zaman sıkıntı yaşamadım.

 

Konya’da genel bir estetik problemi var. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

 

Şehirde tabela kirliliği ne yazık ki var. Haklısınız Konya’nın Genel Bir Estetik Problemi Var. Yok demek mümkün değil. Bir tabela yapmaya gidiyorum mesela, yan komşusu ön tarafa bir metre çıkmış, bizimki 20 santim daha ileri çıksın, diyor. Peki, seninki 20 santim öne çıkacak, senden sonraki de senden 20 santim öne çıkacak… Bu çözüm değil ki. Herkes 20 santim derken yol kapanıyor. Bu böyle yapılmamalıdır. Herkes geriye çekilsin ki bir estetik oluşsun.

Bazı bölgelere girdiğimiz zamanda yine çok ciddi tabela kirliği görüyoruz. Bize yap diyor, yapmasak para kazanamayacağız. Ben estetiğe dikkat etmeye çalışıyorum ama işte ne kadar dikkat edebilirsen.

Bu noktada tabelacıların tavsiyesine keşke bütün firmalar uysa, birbirlerinin haklarına riayet etseler, estetikten ödün vermesek.

Burada belediyenin vereceği standardın doğru olmadığını düşünüyorum. Vatandaşın kendisi keşke bu gerekliliği görebilse… Belediye bazen anlamsız müdahalede de bulunabiliyor. Adamın 90 santimlik alanı var ama belediye 70 santimi geçmesin diyor. İş yerinin cephesi kötü, bunu bir tabela ile kapatmak istiyor, belediye buna müsaade etmiyor.

Oysa orada olması gereken o kötü görüntünün yok edilmesidir. Belediyenin belirlediği standartlar başladığında başka bir şey oraya çıkıyor. Bu işler keşke yasaklarla değil de, algıyla, saygıyla, tabelacının tavsiyesiyle bu konular çözülebilse.

Mesela zaferde, Kayalı Park civarından müşteri bana geliyor, “abi benim yanımdaki büyük bir tabela yaptırdı, bizimki onunkinden biraz büyük olsun” diyor.

Oysa büyük yaptıracağına daha estetik, daha dikkat çeken bir şey yaptır. Daha rengârenk bir tabela yaptır, daha sade bir tabela yaptır. İşine göre ama özgün bir iş yaptır. Bunu ön plana çıkarmamız gerekiyor.

Cepheni güzelleştir, kolonların kaplamalarını güzelleştir. İçerinin dekorasyonu ile estetik olsun, vitrinin ile estetik olsun. Sadece tabela ile olmaz bu iş. Neticede burada biraz tabelacıya iş düşüyor, doğrusu da bu.

Tabelacı bilinçlendirilirse, bu bilinci müşteriye de anlatabilir, müşteri de daha fazla estetiğe yönelebilir, diye düşünüyorum.

 

 

Tabelacılık nasıl bir yolda ilerliyor, nereye gidiyor?

 

Avrupa’da Amerika’da tabela biraz daha elektronik… Biz elektronikte varız aslında. Ama onların anladığı tarzda, uyguladığı tarzda değil.

Batıda çok fazla janjanlı bir çizgi takip ediliyor, bizde o yok, olmazda. İnsanımızın tam istediği şey o değil.

Zaten ona gerek de yok. Çünkü o görüntü sokakları diskoya çevirmektedir. Bizim yapamayacağımızdan değil, ona gerek yok.

Tabela sektöründe Türkiye en güzel yerde, en iyisini şu anda biz yapıyoruz. Almanya dâhil olmak üzere, Dubai dâhil olmak üzere, gittiğim gördüğüm yerlerde en güzel tabelaları biz yapıyoruz.

 

Yurt Dışına tabi ihraz edilecek bir sektör değil ama yine de sormak istiyorum, zaman zaman böyle iş yaptığınız yurt dışından da merkezler oluyor mu?

 

Doğru biz ihracat yapabilecek bir sektör değiliz ama hem Almanya’ya hem İsviçre’ye, hem de birçok Avrupa ülkesine iş yaptığımız oldu. Oradaki vatandaşlarımız buraya gelince bizimle görüşüyorlar, onların istediği tablayı yapıyoruz onlar da oraya götürüyorlar.  

Özellikle Almanya’da bir müşterimiz var, her yıl mutlaka buraya gelir, arabalarının giydirmelerini de biz yaparız, tabelasını da yaparız, alır götürür.

Ayrıca Filistin için bir çalışmamız var. Tuncay Reklam olarak tek kalemde yapabileceğimiz en büyük işi Filistin’e yapacağız.

İnşaAllah bu yıl içinde bunu yapacağız. Yapacağımız iş devasa ve Türkiye’nin orada bir simgesi olacak. Filistin’de Organize Sanayi Bölgesine yapacağız ve o Türkiye’yi temsil edecek bir tabela olacak.

 

Tuncay Tabela’nın Büyüme Planı Nedir?

 

MÜSİAD’ın öncülüğünde yapılacak TOKİ KOBİ projesi var. Onun hayata geçmesini bekliyoruz. Çalışma alanımızı 10 bin metrekareye çıkarmak istiyoruz.

Şu anda önemli bir büyüklüğe eriştik ama 10 kişiye daha istihdam sağlayalım, desek şu anda kullandığımız alan bize yetmiyor.

Biz teknolojinin öncüsü, sektörün öncüsü olmaya devam edeceğiz. İşlerimizi daha hızlı yapabilmemiz için büyümeye zaten mecburuz.

 

Fuarları çok gezdiğinizi ifade ettiniz, bu çerçevede Konya’daki fuarları da sorabilir miyim?

 

Biz fuarlara her türlü ekipman da sağlıyoruz, stantların birçoğunu biz yapıyoruz ve kendimiz de fuarlara katılıyoruz.

Konya’da güçlü fuarların yapılması, Konya’daki her sektöre faydası olduğu gibi bize de çok ciddi kazanımları oluyor. Zaten her sektörün faydalanması özünde bize katkı sağlıyor.

Müşteri mal satamaz, indirim afişi ister, bize gelir, müşteri çok mal satar, yeni bir ürün çıkarır yine bizimle çalışır.

Biz iyi zamanda da kötü zamanda da böyle olunca yanında olmuş oluyoruz, dolayısıyla fuarlarda da yanlarındayız ve fuarlar Konya’ya çok ciddi kazanımlar sağlıyor.

Tabi tabela fuarı çok fazla yapılmıyor, Türkiye’de de bir tane oluyor, Çin’de, Dubai’de, Almanya’da oluyor.

Fuarlar şehrin reklamı, tabela ise kurumun reklamı, o anlamda aslında tabelacılıkla fuarcılık örtüşüyor da.

Fuarların Konya’ya çok fazla katkı olur. Zaten Tuncay Reklam fuarcılığın sponsorları arasında da yer alıyor.

Şu anda Konya’da 8 takvimde 4 fuar yapılıyor. Bunun mutlak suretle geliştirilmesi ve artırılması gerekiyor.

Bugün bir ayakkabıda Türkiye’ye Konya yön veriyor, Konya’da neden ayakkabı fuarı olmasın? Değirmen makineleri, otomotiv yedek parça fuarları mutlaka olmalı. Makine fuarları geliştirilmelidir.

Burada elbette Konya’nın da eksikliği var, fuar yapan firmanın da eksikleri var.

Ticaret Odası, Sanayi Odası, STK’lar fuarın her yerde tanıtımını yapmaları gerekiyor. Fuarlar Konya’da olmazsa olmaz durumdadır.

Tarım Fuarı ile Konya yetinemez, diğer fuarları da geliştirmelidir. Yurt Dışından gelen katılımcıların sayısını nasıl artırabiliriz, bunlara bakmamız gerekiyor. Ataşeleri devreye girmeli, ek uçuşlarla, direk uçuşlarla Konya’daki fuarlar geliştirilmelidir.

Fuarlar Konya’ya çok ciddi katma değer sağlamaktadır.

 

Son olarak, Sivil Toplum Kuruluşlarını sorabilir miyiz? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

 

Hangi sivil toplum kuruluşu olursa olsun Konya’ya ciddi katkı yapmaktadır. STK’lar Konya’da olmazda olmaz. STK’lar Konya’da doktora tezi yeri konumunda. Yönetim tezi yazılıyor. STK’larda zor ya da basit sorun olabiliyor, orada paylaştığınızda cevabını buluyorsunuz. Mesela MÜSİAD’da herkes işveren olduğu için, hemen sorununuza çözüm buluyorlar.

Ben çocuklarıma şunu söylüyorum, ben 30 yaşından sonra STK’lara girdim ama siz hemen girin, genç yaşta girin ve her tarafta olun, her tarafta olursanız, nasıl ticaret yapıldığını, nasıl para kazanıldığını, nasıl insanlara yardım edildiğini öğrenmiş oluyorsunuz, diyorum.

Burada para kazanmak tamam ama paylaşmayı da bilmek gerekiyor, deneyimi paylaşmak da gerekiyor. İnsan STK’lar da zenginleşiyor. Bir yerde, sabit, saplantılı kalmıyorsunuz.

 

Açıklamalarınız için teşekkür ediyoruz.

 

 

Ben teşekkür ediyorum.