Öncü Kuşak Söyleşileri - Artık İnşaat Büyümenin Yolu Olarak Görülmeyecek

Ömer Faruk Okka -2-

Öncü Kuşak Söyleşileri - Artık İnşaat Büyümenin Yolu Olarak Görülmeyecek

Konya’da inşaat sektörünün öncü firmalarından Okkalar İnşaat’tan Ömer Faruk Okka ile Hamdi Bağcı’nın yapmış olduğu Öncü Kuşak Söyleşilerinin bugün ikinci bölümünü yayınlıyoruz:

 

Önümüzdeki süreçte inşaatta bir daralma bekliyor musunuz?

 

İnşaat sektöründe bundan sonra şu olacak; bu işlerde daha çok alternatif bulma imkânı olacak, insanlar bunların içinde tercih yapacak.

Müşteri kaliteli ve ucuz olanı tercih edecek. Bunu teyit edecek mahiyette şunu da söyleyebiliriz; Hükümetin büyüme politikalarında artık inşaat ile büyümenin olmayacağını, deklare ediyorlar.

Sayın Ali Babacan bunu ifade etti. Bundan sonra inşaat yıllık büyümenin yolu olarak görülmeyecek. Neticede inşaat da bir büyüme olur ama eskisi kadar olmaz.

 

 

Peki, belediyeler inşaattan çekilir mi?

 

Bu konuda devletin ve özellikle belediyelerin zihninin değişmesi lazım… TOKİ ve belediyeler özellikle imar konusunda kendilerine ayrıcalık, imkân sağlıyorlar. Onlar müteahhide ve sektöre zarar veriyorlar.

Rekabeti kendileri lehlerine bitiriyorlar.

TOKİ’nin imkânlarını bana verseler, ben aynı konutu, daha kaliteli olarak daha ucuza imal ederim.

Konya’da Karatay Belediyesi çok fazla konut üretimi yapıyor, üretimlerini durdurmuyorlar, devam ediyorlar. Biz belediyelerin Karatay Belediyesi mantığı ile konutta olmalarını sektör açısından zararlı görüyoruz. Bunun değişmesi gerektiğine inanıyoruz.

 

Meram Belediyesi de önümüzdeki süreçte çok fazla kentsel dönüşüm çerçevesinde inşaatın içinde yer alacak gibi görünüyor, Meram Belediyesi nasıl yapacak, aynen Karatay gibi birebir içinde mi yer alır, inşaatın?

 

Bu konuda şunu söyleyebiliriz, İnşa Allah Meram Belediyesi Karatay Belediyesinin metoduyla devam etmez. Belediyeden bu noktada beklenen, arsa üretmesidir ve inşaat firmalarına destek olmasıdır. Ama Karatay öyle yapmıyor, direk inşaatı kendisi yapıyor.

Biz bu konuda tabi Sayın Fatma Toru ile görüşmedik ama bizim Meram Belediyesinden beklentimiz, Karatay’ın takip ettiği metodu takip etmemesidir. Sayın Fatma Toru daha önce kendiside kentsel dönüşüm yaptı. Meram’da hızlı bir şekilde kentsel dönüşüm projeleri ortaya çıkar, İnşa Allah Karatay’ın metoduyla devam etmezler.

 

Önümüzdeki süreçte inşaatta öne çıkacak şehirler ve Konya’daki inşaat sürecini sorabilir miyim?

 

Konya ile ilgili düşüncem şu, 10 yılda şu an başlayan kentsel dönüşüm alanlarının büyük çoğunluğu bitebilir.

Çok ciddi büyük sitelerin oluşacağını düşünüyorum.

Görmeye alıştığımız birçok bina bu arada gidebilir. Konya’da yaşanacak en büyük değişimin bu olacağını düşünüyorum.

Otogar bölgesinde boş araziler var, inşaatın o bölgede yoğunlaşacağını düşünüyorum. O bölgeye daha çok fazla inşaat yapılır.

Sanayiden dolayı Sancak Mahallesinin bulunduğu bölge ile Ankara Yolunda da inşaatların oluşmasını bekliyoruz.

Piyasanın şartları gereği piyasaya ayak uyduran ayakta kalıyor, piyasanın değişimine uyum sağlayan firmalar ayakta kalacak, bunlara zaman içinde bazı ilaveler olacak, bir kısmı da geri çekilecek.

Güven sağlayan, kaliteyi sağlayan firmalar ayakta kalacak.

Türkiye açısında da önemli bir sürece giriyoruz.

Kentsel dönüşümün bütün Türkiye çapında başlatılmış olması, özellikle İstanbul gibi illerde şehir merkezindeki yapıların dönüşümünü beraberinde getiriyor.

Buralarda çok iyi projelerin oluşacağını düşünüyorum, kısa vadede.

Hızlı trenin Ankara Konya arasında sefere başlaması, buna İstanbul’unda eklenecek olması, Konya’ya çok büyük etkisi oldu. Konya’da önümüzdeki süreçte gerek sanayi yatırımları, gerek konut yapımında Konya’nın diğer illere göre daha hızlı ilerleyeceğini düşünüyorum.

Sanayi yatırımlarının artması gelir düzeyi ortanın üzerinde olan beyaz yakalı çalışanların da Konya’ya daha fazla gelmesi anlamına geliyor ve tabi bunların konut talebi de olacak, doğal bir büyüme süreci yaşayacağız.

Adana, Gaziantep, Şanlıurfa konutta önümüzdeki süreçte gözde şehirler olur gibi görünüyor.

 

İstanbul’da bir proje var, yeni projeler olacak mı, İstanbul’da ya da başka illerde projeler olacak mı?

 

Sabiha Gökçen Havalimanına 500 metre mesafede bir proje yürüttük, inşaat yaptık. İnşa Allah oradaki konutları Ağustos gibi teslim edeceğiz, inşaatın son aşamasına geldik. Orası da gelişmekte olan bir bölge…

İstanbul’da iş yapıyor olmak bizim açımızdan önemli, bir ayağımızın İstanbul’da olmasını Okkalar olarak önemsiyoruz ve bizim için bir avantaj olduğunu da biliyoruz.

Gerek orada piyasayı görmemiz, gerekse orada da işlerimizi devam ettiriyor olmamız, bizim açımızda İstanbul’da sürekli kalmamız için bir veri oluyor.

İstanbul’da arzu ettiğimiz verimliliği de ulaştığımızı ifade edebilirim…

İstanbul’da yeni görüşmelerimiz var, yeni projelerimiz var, onların hazırlıklarını yapıyoruz.

Şunu samimi bir şekilde de ifade edeyim, Konya’yı kapatsak ve İstanbul’a gitsek, şu andaki büyüklüğümüzün 5 katı büyüklüğe çok kısa zamanda ulaşırız.

Burada harcadığımız emeği İstanbul’da harcasak, kesinlikle çok ciddi büyürüz.

İstanbul Konya’ya göre çok daha karlı, inanınız birçok firma Konya’da kalarak aslında Konya’ya hizmet etmiş oluyor, birçok fabrika, firma o bölgeye taşınsa burada eriştiği büyüklüklerin çok çok üzerinde büyüklüklere erişir.

Konya bu çerçeveden baktığımızda firmalarının değerini bilmelidir, kıymetini bilmelidir.

Çünkü İstanbul’da ekonomi çok daha büyük, çok daha derin, çok daha verimli…

Pazar açısından da böyle, olanaklar açısından da böyle.

 

Ankara ya da başka ilde, yurtdışında projeler var mı?

 

Bu konu ile ilgili genel olarak şunu ifade edebiliriz, biz Konya dışındaki projelerle de ilgileniyoruz, hatta bazı ülkelerde projeler yapmak istiyoruz ama bunları yaparken sabırlı ve akıllı olmalıyız, uygun zamanda gitmeliyiz, bunu da biliyoruz. Güven sağlayarak hareket etmek çok önemli. Dış ülkelerdeki pazar araştırmalarında önemli ölçüde MÜSİAD’ın katkısı oluyor. MÜSİAD vasıtasıyla her türlü imkânı bulabiliyoruz.

İnşa Allah hedefimizde sadece Konya’da kalmak yok. İstanbul’da zaten projelerimiz var ve orada devam etmeyi planlıyoruz.  Konya’da da çok iddialı projeler yapacağız ama başka şehir ve ülkede de inşaat yapacağız.

 

Konya’da yeni projeler var mı?

 

Yılbaşı itibariyle Konya için de çok önemli bir proje olan Hâkim Konakları projemizi bitirdik, orada çok az sayıda daire kaldı, satışlarını da tamamladık diyebilirim. İstanbul’daki projemize şu anda ağırlık veriyoruz,

Konya’da yine projelerimiz var, bizim alışkanlık haline getirdiğimiz, Selçuklu’daki Şefik Can caddesinde devam eden bir projemiz vardı, onu da bu yaz teslim ediyoruz. Bu bölgede iki tane başladığımız proje var, 3 tane de hazırlığını yaptığımız proje var, onlara da bu yıl başlayacağız, o bölgede toplamda 5 tane projemiz olacak. Kısa vadede inşaat çalışmalarımızın ağırlığını bu projeler oluşturuyor.

İstanbul’da yeni bir projenin görüşmelerini yürütüyoruz, yaklaşık 200 dairelik bir projeyi İstanbul’da önümüzdeki dönemde yaparız diye düşünüyorum.

İstanbul’da şimdilik Anadolu Yakasına yoğunlaşıyoruz, belki ileri de başka projeleri de başlatabiliriz.

 

Sivil Toplum ve Eğitim alanlarında çalışmalarınızı görüyoruz, bu konudaki çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

 

Biz aile olarak bugüne kadar sürekli sivil toplum kuruluşlarında görev aldık. Hem Babam İbrahim Okka, hem Amcam Osman Okka eğitime ve sivil toplum kuruluşlarına her zaman birinci derecede önem verdiler. Bizi de öyle yetiştirdiler. Bizim aile olarak görüşümüz şu, aile olarak toplumun içinden soyutlanamayız, toplumun bize verdikleri var, topluma karşı sorumluluklarımız var. Üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor ve elbette bunun için de uygun mecraların olması gerekiyor. MÜSİAD bu mecralardan en başta gelenidir. İşin başından itibaren babamın da görev aldığı, kurucularından olduğu Konya MÜSİAD benim için okul çağlarımdan itibaren sürekli idealimde olan bir kurumdu. Genç MÜSİAD’a üye olarak başladım, orada da yönetimde görev aldım. Daha sonra normal MÜSİAD’a geçtik, önce genişletilmiş yönetim de görev aldım, sonra da Yönetim de yer aldım. Orada verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz.

Çocukluk ve gençlik yıllarımdan itibaren MÜSİAD’ın içindeyim. Hatta MÜSİAD Genel Merkez Genç MÜSİAD’ı kurdu, Konya’dan da biz katıldık. O dönemdeki arkadaşlarımla hala çok sıkı arkadaşız, çok sık bir şekilde bir birimizi görürüz. O dönemde hocalarımız gelirdi, biz o eğitimlerden çok şey kazandık, ağabeylerimizden çok şeyler gördük.

MÜSAD bizim hem ticari hayatımıza, hem sosyal hayatımıza yön veren kurum oldu. Konya’da güzel bir laf vardır, “minareyi kaybetmemek” diye, MÜSİAD bu anlamda bizim hayatımızı çizen, ilkelerimizi belirleyen kurum oldu, minaremiz oldu. 

MÜSİAD sayesinde minareyi kaybetmedik ama çok daha geniş alanı da görme olanağımız oldu, ufkumuzu açtı.

Gerek ufuk, gerek görüş, gerek ticaret olsun bizim için MÜSİAD okul vazifesi gördü.

 

MÜSİAD’da eğitim komisyonundasınız, bu çerçevede soralım, eğitimler MÜSİAD’da devam ediyor.

 

Eğitim bizim iş dünyamızın göz ardı ettiği bir konu. Bugün bu bilinç biraz daha gelişmiş durumda, eğitime önem veren kurumlar her geçen gün artıyor.

Büyük firmalar kendi eğitim hizmetlerini kendileri karşılıyor. Küçük düzeyli firmalarda eğitime önem verilmiyor ya da imkân olmuyor. MÜSİAD’da bu imkânı biz onlara sunuyoruz.

Araştırmalar yapıyoruz, bizim firmalarımızın ihtiyacı olan konularda profesyonel eğitimciler getirtiyoruz, onlar vasıtasıyla gerekli eğitimler veriliyor. Bu tabi iş çevresinin çok önem vermesi gereken ve fakat o kadar önem verilmeyen bir konudur. İnşa Allah bundan sonrada bu eğitim programlarını artırarak devam edeceğiz.

 

Siz KTO Karatay Üniversitesinin sahibi konumundaki KTO Eğitim Vakfının da yönetimindesiniz, bu konudaki çalışmalarınızı biraz anlatabilir misiniz?

 

KTO Karatay Üniversitesi bütün Konya’nın iş dünyasının, esnafının, iş adamının sahip olduğu bir üniversitedir. Bu üniversitenin kurulmasından bugüne kadar emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım… Bu üniversiteye herkes aidiyet hissetmelidir. KTO Karatay Üniversitesi sanayi ile iş çevreleri ile içli dışlı olmalıdır. İnanınız iş çevreleri ile sanayimiz ile KTO Karatay Üniversitesinin birlikteliği Konya’mız için de çok büyük bir kazanç olur.

Konya Sanayisi isimsiz kahraman gibi, birçok büyük şirketimiz var, uygulamalar var, küçük ve orta ölçeklide potansiyeli çok yüksek firmalarımız var. Buralara üniversitenin, akademik çevrelerin desteği ile beraber, bizim şirketlerimizin birkaç basamak birden yükseleceğini düşünüyorum.

Şu anda en iyi şartlar oluşmuş durumda, İnşa Allah bundan sonra bu çalışmalar yapılır.

Bizim vakıf yönetimi olarak görevimiz üniversiteye bundan sonra her türlü desteği vermektir,  üniversite çok iyi bir noktaya gelecektir…

 

Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum, son sözlerinizi alabilir miyiz?

 

Son olarak ben benim yetişmemde emeği olan Babam İbrahim Okka ve Amcam Osman Okka’ya çok teşekkür etmek istiyorum. İkisinden de Allah Razı olsun.

Okkalar olarak biz Türkiye’nin ekonomisine güveniyoruz, yerel, ulusal ve uluslar arası mecralarda olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz… Biz ülkemize ve şehrimize katkı yapmaya devam edeceğiz… 

Ben teşekkür ederim…