İsmail Koç
İsmail Koç Olaylara “Fransız” olmak

Olaylara “Fransız” olmak

Fransa’da yaşanan olaylar hepinizin malumu. Hükümetin çıkardığı çalışma yasası Fransızları sokaklara döktü. Yaklaşık 50 bin kişi Fransa’nın değişik yerlerinde hükümet aleyhinde gösterilerde bulundu.

Sendikaların petrol depolarına ulaşımı engellemesiyle ülkede akaryakıt sıkıntısı baş göstermiş ve son yıllarda görmeye alışık olmadığımız uzun benzin kuyrukları oluştu.

Kısaca hayat tam anlamıyla felç olma noktasına geldi.

Fransız polisinin bu olaylar karşısında göstericilere sert müdahalesi tartışma yarattı. Bu vesile ile de bir gerçek de yeniden gözler önüne serilmiş oldu. Her fırsatta insan hakları savunuculuğu yapan Avrupalıya yakışmadı. Tüm bunlar yaşanırken Gezi olaylarında Türk polisini aşırı şiddet uygulamakla suçlayanların Fransa’daki olaylar karşısında ağızlarını bıçak açmadı.

Gezi olaylarını canlı olarak tüm dünyaya aktaran CNN, BBC vb. uluslararası medya kuruluşları neden aynı şekilde Fransa’dan an be an yayın yapmazlar?

Yapamazlar çünkü ikiyüzlüler.

Dertleri haber yapmak değil de ondan.

Avrupalının bunu yapmasını anlayabiliyorsunuz.

Dinleri dinlerimiz değil, kültürleri kültürlerimiz değil vs.

Benim lafım içimizdeki İrlandalılara…

Gezi Parkı olaylarında polisi aşırı şiddet uygulamakla suçlayan, terör yandaşlarına destek veren “sürekli muhalefet” Fransa’da yaşananlarda sessiz…

Bunlar hani demokrat ve insan hakları savunucusuydu?

Hani bunlar hümanizmin kitabını yazmışlardı?

Sosyal medyada belki karşınıza çıkmıştır, Toulouse'da çekilen bir videoda, polis, protestolar esnasında genç bir kızı saçından tutarak metrelerce sürüklüyor.

Bu olay Türkiye’de olmuş olsa emin tüm dünya Türkiye aleyhine yayınlar yapmış, her yerde yaygara koparmış, karalama kampanyaları başlamış olurdu.

Amaç üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olduğundan hep bunlar…

Bunlarla birlikte Fransa ile ilgili bir başla problem de Euro 2016 Avrupa Şampiyonası’nın bu ülkede oynanacak olması…

Daha önce terör saldırılarının yaşandığı son olarak da halkın sokaklara döküldüğü ve hayatın felç olduğu Fransa’da güvenli bir şampiyonanın nasıl düzenlenebileceği sorgulanmalıdır.

Avrupa Şampiyonasına katılma hakkı elde eden A Milli futbol takımının güvenliği tam olarak sağlanabilecek mi?

Bu olaylar Türkiye’de olsa ve şampiyonayı da biz düzenliyor olsak eminim Fransa ve diğer birçok ülke maçların başka bir ülkede oynanması için talepte bulunurdu.

Bence Türkiye Futbol Federasyonu da böyle bir girişimde bulunmalıdır. Bunu da gerçekten maçları başka bir ülkede oynamak istediğinden ya da korkusundan değil tüm dünyaya bir ders verip ikiyüzlülüklerini suratlarına vurmak için yapmalıdır.

Hatta Türkiye Avrupa Şampiyonası maçlarının ülkemizde oynanmasını da talep edebilir. Zaten Plati'nin son dakika oyunlarıyla şampiyona Fransa’ya verilmişti.

Konya, Bursa, Antalya ve İstanbul’da yeni stadyumlarımız faaliyet göstermeye başladı. Şampiyonanın Türkiye gibi hem daha güvenli hem de daha yeni ve modern stadyumları olan bir ülkede oynanması daha mantıklı değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Koç Arşivi