Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu MUALLİM’İ ANLAMAK

MUALLİM’İ ANLAMAK

“24 Kasım Öğretmenler Günü” dolayısıyla, öğretmenlik mesleği ile alakalı yazılanlardan, verilen beyanlardan, yayınlardan edindiğimiz önemli bilgilerden dolayı yeniden aydınlandık!!?

40 yıla yakın bir süre zarfında, öğretmenlik mesleğinin gereğini yerine getirmeye çalıştım. Köylerde, şehirlerde, yurt dışında, devletin resmi ve özel okullarında öğretmenlik ve idarecilik yaptım.

Eğitim/öğretim çalışmalarında epeyce tecrübeler kazandım. Görev yaptığım yıllarında, çeşitli zorluklar yaşadık. Arzu etmediğimiz önemli olaylarla karşılaştık. ülkemizde yapılan askeri darbe ortamlarını yaşadık.

Milli Eğitim Programları değişti. Onları öğrenmek ve uygulamak zamanımızı aldı. Aynı siyasi anlayışta devam eden hükümetin sık sık değişen bakanların anlayışı ile şekillenen uygulamalara, değişen kitaplara adapte olmaya çalıştık.

Özlük hakları ile ilgili verilen sözlerin yerine getirlmesinde hiç acele edilmediğini üzülerek seyrettik.

 Mesleki sorunları gündemde tutmak, hakları savunmak ve elde edebilme adına kurulan sendikaların, ideolojik kavga anlayışından kurtulamadıklarına şahit olduk.

Mesleki dayanışmanın en iyi olması gereken öğretmen camiasına, en büyük kötülüğün yine meslektaşları tarafından yapıldığını yaşayarak anladık.

Öğretmenlerin –tabiri mazur görün- omuzuna basarak yükselenleri, makamlarından lütfedip geriye bakma ihtiyacını hissetmeyenleri gördük.

Kabuğunu kendi çabaları ile kırarak, bu ülkenin çocuklarına, yurdun her köşesinde hizmet eden çok değerli öğretmenlerin sayesinde, ülkeye hizmet için yetiştirilen insanların olduğunu da unutmuyoruz.

“Bir ülkenin kalkınmasında, ilerlemesinde, kaliteli insan yetiştirilmesinde öğretmenin rolü çok önemlidir.” Sözünün her yıl öğretmenler gününde dillerde ifade edilen bir gerçekten öteye geçemediğini anladık.

Çok değerli eğitimci/yazar rahmetli Nurettin Topçu’nun Türkiye’nin Maarif Davası adlı kitabından aldığım ve önemsediğim bir bölümü paylaşmak istiyorum.

“Maarif demek, muallim demektir. Milli Eğitim Bakanlığı sadece onu düzenleyici bir cihazdan başka bir şey değildir. Kitap, program, imtihan ve bütün öğretim meselelerini çözümleyecek olan bir milletin muallim ordusudur.

Bu işlerin Bakanlık teşkilatı tarafından tepeden idaresi, muallimin ilmi ve fikri hürriyetinin inkarı, bu hurriyetin adeta köleleştirilmesidir.

Descardes “hür olmayan düşünce, hür değildir” diyor. Bu söze inanarak diyebiliriz ki; hür olmayan muallim, muallim değildir. Mahküm edilmiş fikir ve irfandır.

Fikir ve kültürün mahkümiyeti en az vatan toprağının esaret altında kalması kadar acıklıdır.

Muallimi bu karakteri ile tanımayıp, onun millet ruhunun yapıcısı olduğuna inanmayan bir zihniyet, muallimi basit bir memur kadrosu haline koyar ve her tarafından çiçeklenecek kültür ağacını kökünden baltalar.”

Bu yazıda ifade edilen gerçeklerin ışığında, günümüz öğretmen anlayışına yeniden bakmak ve değerlendirmek gerekir.

Öğretmen okulunda öğretmenlerimiz, bizlerin iyi ve idealist öğretmen olmamız için çok çaba göstermişlerdi. Örnek olması açısından okumamız gereken mesleğe uygun kitaplar önerirlerdi.

Okuduğumuz ve çalımalarımızda faydalandığımız kitapları meraklıları için yazmak istiyorum.

1-Peygamberimiz Hz. Muhammed 2-Kara Musa 3-Ak Zambaklar Ülkesi (Finlandiya) 4-Kalk Borusu (İran) v.s

İdealist öğretmen olmak önemli idi. Çünkü; “ Devirlerin idealizmini yaşatan muallimlerdir.” gerçeğine inanılıyordu.

Tarih sayfalarında “Büyük İskender “ diye tanıdığımız devlet adamının hocası ile alakalı söylediği sözünü hatırlatarak yazımı sonlandırıyorum.

“ Babam beni gökten yere indirdi. Hocam beni yerden göğe yükseltti.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi