Milli marşımız ve biz
12 Mart, Mehmet Akif Ersoy'un “İstiklal Marşı” şiirinin Büyük Millet Meclisinde, büyük heyecan ve coşku ile kabul edilerek “Milli Marşımız” olduğu günün yıldönümüdür.
95 yıl önce, Büyük Millet Meclisinde ve bütün yurt genelinde yarattığı heyecan, günümüzde de, bazı parazit söylemler haricinde devam etmektedir.
İstiklal Marşı'nın anlamını bilenler, şuurunda olanlar, 95 yıldan beri, eksilmeyen heyecanla okuyor, önemine ve anlamına uygun hizmete devam ediyorlar/edecekler.
İstiklal Marşı şiirinin tamamının zaman zaman okunması/okutulması, milli şuurun oluşmasını sağlayabilecek en önemli değerlerimizdendir.
Bayrağın tarih boyunca, Türk Milleti için değişmeyen/değiştirilemeyen önemli bir değer olduğunu biliyoruz.
Üzerinde ay ve yıldızı olan, al rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız, Osmanlı Devleti döneminden devam eden bir değerimiz.
Ay Yıldızlı Al Bayrağımız, coğrafyamızın küçüldüğü dönemlerde verilen mücadeleyi –“İstiklal Harbini” -mükemmel bir şekilde anlatan “İstiklal Marşı” –Milli Marşımız- ile birlikte, Cumhuriyet dönemimizin de en önemli vaz geçilmez değerlerimizdendir.
İstiklal Marşı’nın Kurucu Mecliste kabulu ile ilgili tarihi bilgileri tekrar etmek yerine, 10 kıtadan oluşan metnin içeriğini anlamak, belirtilen önemli kavramlar üzerinde durmak gerekir.
Bayrak törenlerinde, önemli tören ve programlarda, Milli Marşımızın ilk iki kıtasını okuyoruz. İlk iki kıtası doğal olarak hepimizin ezberinde. Diğer kıtaları isteğe bağlı bir anlayışla ezberleniyor.
Milli şuurun oluşturulması çabalarında, tarihten gelen önemli değer kavramlarının verildiği “İstiklal Marşı” şiiri kıymetli bir kaynak niteliğinde olduğundan, vatansever, imanlı ve şuurlu nesil yetiştirmek amacıyla her zaman ilgi ile okundu, okunmaya da devam edilecek.
İstiklal Marşı Şiirini yazan Rahmetli Mehmet Akif Ersoy; milletin kadim değerleri ile yetişmiş güzel bir insandır.
Mehmet Akif Ersoy; müslüman bir insanın olması gerektiği bir şekilde, özellikli bir İslam mütefekkiri. İnanç ve görev adamı. Milletinin özelliklerini, düşüncelerini örnek yaşantısı ile gösterebilen, “Asımın Nesli” idealine uygun yetiştirilecek gençlik için uygun olabilecek “ Model insandır. “
Mehmet Akif Ersoy’u bilmek, anlamak ve Milli Marşımızın içeriğini kavramak, Milletimizin “İstiklal Harbi Mücadelesini” anlamak demektir.
İstiklal Marşı, milletimiz tarafından kabül gören en önemli ortak değerlerimizdendir. Bu ortak değer ve sahip olduğumuz önemli diğer ortak değerlerle birlikte, devletimizin, milletimizin varlığı ve bekasının –Allah’ın İzniyle- devam edeceğine içtenlikle inanıyoruz.
O günlerde olduğu gibi, günümüzde de aynı düşmanlıkların devam ettiğini görebiliyoruz. Birliğimize, dirliğimize yönelik benzer tehlikeler, - geçmişte olduğu gibi- üzerimizden hiç eksik olmuyor.
Geçmişte; üzerinde yaşadığımız coğrafyayı ecdadımıza dar eden güçler, günümüzde de aynı amaçla, coğrafyamızı bölmek, beraber yaşadığımız insanları ayrıştırmak için çalışıyorlar.
Bu büyük oyunun farkında olmak, birliğimize ve dirliğimize el uzatanlara karşı mücadele etmenin metodunu ve ruhunu, -İstiklal Harbinin özeti- İstiklal Marşı şiirinde bulabiliriz.
Mehmet Akif Ersoy’u hasta yatağında ziyaret eden bazı akl-ı evvel zatlar, İstiklal Marşını yeniden yazmasını teklif ederler.
Mehmet Akif Ersoy’un verdiği cevap, o zatların değer anlayışlarının vehametini göstermesi açısından önemli bir anektot.
“İstiklal Marşı bir daha yazılamaz. Kimse bir daha İstiklal Marşı yazamaz, ben de yazamam.”
“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” Amin, amin, amin...
Yazımızı, Milli Marşımızın şu son satırları ile bitirelim:
“Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.”