Malum Medyamız ve Barış
Biz ülke olarak savaş halinde değiliz ama bazı muhalefet partileri ve bazı medya organları tarafından sürekli tekrarlanan bir Barış söyleminden söz eder olmuşlar . Şöyle ki seçimi kaybeden Ak parti çözüm sürecini bitirerek barışı bozduğu söylemleri gibi asılsız iddialarla terörle mücadeleye gölge düşürecek bu iddiaları gündeme getirmeleri gerçekten çok manidardır.
Biz Türkiye olarak PKK Terörüne karşı 30 yıldır mücadele veren bir ülkeyiz unuttunuz mu? Basında bir babanın şehit olan evladına vatan sağ olsun gerekirse ben de canımı vatan için feda ederim söylemi manşetlere taşınmazken HDP Eş başkanlarından Selahattin Demirtaş’ın cici gösterilmeye çalışıldığı bir medya grubu var karşımızda.
HDP’nin Eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın PKK ya amasız şartsız silah bırakma çağrısının zamanlaması ve malum medya desteği çok önemli. Bir hatırlayalım 7 Haziran seçimleri öncesi PKK’ya silahı biz bıraktırabiliriz ve barış sloganıyla halkın oylarına talip olan HDP malum gazete ve televizyonlarda bol bol yer bulurken seçim sonrası PKK bizim çağrımızla silah bırakmaz diyerek bu çağrıyı yapmadı ve PKK terörünü kınayamadı ancak medyada hala boy göstermeye devam etti . Erken seçim kesinleştikten sonra şimdi bu çağrıyı yapıyor olması gerçekten ilginç değil mi?
Son zamanlarda aklımdan hiç çıkmayan bize ne oldu sorusu sürekli beynimi meşgul ederken. Bu gün gazetelerin köşe yazılarına şöyle bir göz gezdirdim herkes kendi penceresinden bakıyor ve aşırı bir gruplaşmanın ortaya çıkardığı düşmanlık boyutuna ulaşan bir tablo var karşımızda . Bu ülkede muhalefet tarafında Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ve Ak parti düşmanlığı seviyesini iyice düşürmüş devam ederken bazı çevrelerde kürt düşmanlığı körüklenmeye çalışılıyor. 7 haziran seçim sonuçlarını ve sonrasında koalisyon kurulamamasının faturasını birilerine çıkarmaya çalışan yazılar kaleme alınmış ve ak parti düşmanlığı farklı kutupları bir araya getirmiş gözüküyor. Hemen her gün birileri Ak parti aleyhine çamur atar olmuş ve Ak parti düşmanlığı prim eder hale gelmiş.
En ilginç olan ise Cumhurbaşkanımızın kerimeleri hakkında yapılan çirkin iftira ve karalama çalışmaları bu işin geldiği vahim noktayı göstermektedir. Çamur at izi kalsın mantığı ile Erdoğan ve ailesini itibarsızlaştırmak için iğrenç politikalara başvurmaları gerçekten üzücüdür. Halkın % 52 sinin oyu ile seçilen Cumhurbaşkanı sadece Ak partinin Reisi Cumhuru değil 77 milyonun başıdır ve o makamda kim olursa olsun yüce bir makamdır her bir ferdin buna hassasiyet göstererek davranması gerekir. Siyasetin ana ekseni Halkın huzur ve refahı olması gerekirken, birilerinin halkı sokağa çağırıp kargaşa çıkarma hevesinde olmaları aynı düşmanlığın neticeleridir.
Asker ve polisimizi terörle mücadele ederken milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek gerekir, ayrımcılık olmasına mahal vermemek varken politika ve oy kaygısıyla çamurlarına devam eden muhalefet partileri daha dün çözüm sürecine karşı şartlar ileri sürerken şimdi barış’tan bahseder olmuşlar. Daha düne kadar Türkiye’yi İran yaptırmayacağız diye slogan atanlar şimdilerde İran seviciliği üzerine konuşmaları ne kadar ilginç. Düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı ile hareket edenler bir gün bu vebalin altında kalacaklardır. Temennimiz medyanın yanlı haber yapmak yerine milli birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi esas alan haberlere ağırlık vermeleridir.
SAYGILARIMLA