Konya'nın helal markası "GİBA"

Konya'nın helal markası "GİBA"

Konya'da 1972 yılından beri hizmet veren GİBA Şekerleme o günden bugüne Konyalının damak tadı olmaya devam ediyor. Son zamanlarda yurtdışına da ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden GİBA Şekerleme sahiplerinden Murat Özgüven, "Biz helal para kazanmanın peşindeyiz" diyor. İşte Murat Özgüven ile gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşinin detayları;

Murat Özgüven kimdir?

1988 yılında doğdum. Evli ve bir çocuk babasıyım. Ortaokuldan beri çalışıyorum. İlk zamanlarda ürün verdiğimiz marketlerde tezgahın başında bekliyordum. Bu şekilde başladım. Çalışmak böyle alışkanlık gibi bir şey. Liseyi İmam Hatip'te okudum. O zamanlarda katsayı problemi falan vardı. Bizim dönemimizde sınav sistemi de değişti. İlk yerleştiğim puanla Selçuk işletme geliyordu ama giremedim. Daha sonra Aksaray'da işletme okudum. 1 sene baktım olmuyor okumak bana göre değil diye düşünerek Konya'ya geri geldim (gülüyor). Orayı bıraktıktan sonra açık öğretimde iki sene okudum baktım o da olmuyor sınavlarına girmedim. Hali hazırda Selçuk Üniversitesi Pazarlama Bölümü'nde öğrenciyim. Bu şekilde uzatıyorum okulu. Nasip olursa bitireceğiz. 3 kardeşiz. Kardeşimin bir tanesi işletmeyi yeni bitirdi. O şuanda şehir içindeki perakende şubelerimizle ilgileniyor. En küçük kardeşimiz de Selçuk Üniversitesi Gıda Mühendisliği'nde okuyor. O da bitirince kendi işimizle alakalı bir bölümün başına geçecek. Şuanda 40 seneyi geçkin var olan bir firmayız. Hedefimiz 100-150 seneyi devirmek. Konya'da  otogarda, Mevlana civarında ve Nalçacı'da olmak üzere 3 tane şubemiz bulunuyor. Yurtdışında gezmeyi çok seviyorum. Bu yıl hem Avrupa hem Asya hem de Afrika'ya gittim. Sırada Amerika ve Avustralya var. Bu ayın 11'inde de Salzburg'a gidiyoruz. Aynı zamanda Genç MÜSİAD'da Gıda Tarım Kurulu Başkanlığı'nı yürütüyorum ve MÜSİAD sayesinde birçok ülkeye gitme fırsatı buluyorum. Orada ticari ilişkilerimizi geliştiriyorum.

 

GİBA Şekerleme firmanızı tanıtır mısınız?

1972 yılında şirketimiz kuruldu. Ben 3.nesilim. Dedem ve babamdan sonra ben varım. Bu işe eski otogarda perakendecilik olarak başladık. 1985'e kadar perakendeci olarak devam ettik. Daha sonra perakende satışları devam ederken imalata başladık. 2001'de şekerciler sitesine geldik ve burada 600 metrekare kapalı alanda çalışmaya başladık. O zamanlar sadece mevlana şekeri ve lokum vardı. Başka bir şey yoktu. 2001'den sonra 1800 metrekarelik alana taşındık ve Konya'da yöresel anlamda şeker adına hangi ürün varsa hepsini ürettik. Konya sarması, hurma şekeri, lokum çeşitleri, mevlana şekeri, akide şekeri bunların hepsi firmamızda mevcut. Allah nasip ederse Aslım Sanayi'nin o tarafa 4000 metrekare kapalı alana taşınma niyetimiz var. Zamanla büyütmeye çalışıyoruz. Aile şirketlerinde en büyük problem de bu zaten. 3.nesilde iş büyütmezsen tıkanıyor. Ama 3.nesli rahat atlatabilirsek ondan sonra sıkıntı olmuyor.

giba-haberi.jpg

Ürünlerinizin satışını nerelere gerçekleştiriyorsunuz?

Türkiye'nin 81 ilinde ürünümüz bulunur. Bizim son zamanlarda popüler olan hurma şekerimiz özellikle Marmara bölgesinde büyük rağbet görüyor. Anadolu'da da her şehirde birebir ürünümüzün satışını yaptığımız firmalar var. Dolaylı olarak verdiğimiz pazarlama arkadaşlarımız da var. Onlar da doğuya ve diğer bölgelere ürünlerimizi taşıyor. Bizim asıl işimiz ihracat ama hurmayı ithal ediyoruz. Türkiye'de bu işi yapan ilk ve büyük firmalardan biri de biziz. S.Arabistan'dan yıllık 300 ton civarında hurma getirtiyoruz. Sincan'a, Çin'e, Özerk Uygur Bölgesi'ne,Romanya'ya ürünler gönderiyoruz. Çin'de ürünlerimizin tercih edilmesinin sebebi Türk insanlar orada yiyecek birşey bulamıyorlar ve bizim ürünlerimizi tercih ediyorlar. Birkaç tane Türk restoranı var yersen sadece oralarda yiyebiliyorsun. Bizim sektörümüzde ihracatta biraz kısırlık var ama biz bunu yenmeyi amaçlıyoruz. Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi 2023 için hedeflerimizi yüksek tutuyoruz ve bunun için çalışıyoruz.

 

gibasekerleme-(8).jpg

 

Firmanızda ne çeşit ürünleriniz bulunuyor ve başka yerlerde olmayan ne üretiyorsunuz?

Ürünlerde bölgesel işaretleme diye bir şey var. Biz de Mevlana şekeri için onu almayı düşünüyoruz. Ticaret odası ile beraber bunu gerçekleştirdiğimizde Mevlana Şekeri'nin patenti Konya'da olmuş olacak. Konya'da üretilen Mevlana şekerleri beyaz oluyor ama diğer şehirlerde üretilenler nedense sarımtırak oluyor. Hurma şekeri adlı ürünümüzü başta Konya olmak üzere tüm Türkiye çok sevdi. Hatta bir dönem Mevlana şekerinin önüne geçecek diye de korkmuştuk. Lokumun her çeşidini üretiyoruz. Bir de Konya Sarması diye bir ürün yapıyoruz. İçi gofret dışı sostan oluşuyor.

Mevlana isminin ticari olarak kullanımı yasaklandı. Bu sizin için problem oluşturdu mu?

Bir ara yasakladılar. Poşet ambalaj çalışmalarımızda Mevlana figürleri kullanamıyoruz. Yasak bu. Ama bu ürünün adı oldum olası Mevlana şekeri. Bunu değiştirmenin manası yok. Bazı yörelerde peynir şekeri, ölü şekeri, beyaz şeker falan diye de geçiyor ama herkes tarafından bilinen ismi Mevlana şekeri.  Mevlana şekerinin içinde toz şeker, su ve limon tuzu var başka hiçbir şey yok. Bu şekilde 167 derecede pişiririz. Daha sonra beyazlatma işlemini yaparız. Sonra da makineden çekerek şekil veririz. Katkı maddesi adına hiçbir şey yok bu şekerin içinde.

 

GİBA firması Konya'da önemli bir prestij yakaladı. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Öncelikle ürünlerimizde kaliteye çok önem veriyoruz. Ardından uzun soluklu bir firma olmamız bizi buralara getirdi. Zaten bizim sektörümüzde bu işe yeni giren firmalar yok. Genel olarak uzun süredir mevcut olan markalar var. Bizim diğer firmalardan farkımız, bu işin imalattan direk perakendesini yapmak oldu. Yani fabrikadan halka olan bir tek biziz. Bu yüzden de ürünlerimiz hem hesaplı oluyor hem de her zaman taze oluyor. Şubelerimize sevkiyatlarımız hep günlük oluyor. Bizim şubelerimizde 1 aylık bir ürün bulamazsınız. Her zaman taze bulunur. Bu da bizi yeterince mutlu ediyor. Tercih edilmemizdeki en önemli neden bu. Kurucu dedemizin de dediği gibi kendi yemeyeceğimiz ürünü millete yedirmiyoruz. Geçen 6 ay içinde bir sıkıntımız oldu. Konya sarmasının içine koyduğumuz çikolatada yağdan kaynaklı bir acıma oldu. 1,5 ton ürünü ineklere yem olarak gönderdik. Hem insan sağlığını düşünüyoruz hem de markaya zeval vermemek istiyoruz. Biz helal para kazanmanın peşindeyiz. O ürünü atarken belki 10 bin lira civarında zarara uğradım ama içim hiç acımadı. Ben onu müşteriye satsam parasını ödemiş olacak ve sonra çöpe atacak ve ben haram para yemiş olacağım. Bundan dolayı müşteri benden vazgeçmez ama harama helale dikkat etmemiz gerekiyor. Firmamızın çalışanları aile gibidir. Ben genç bayan çalışanlarımıza hep kızım diye hitam ederim. Mesela bazı arkadaşlarımız en az 25 yıldır bizimle beraberler. Biz ürün satmaktansa kaliteyi satmayı tercih ediyoruz. Şuanda firmamız bünyesinde 40 civarında çalışanımız bulunuyor. Zamanla büyüyoruz. Kazandığımız parayı nereye harcadığımıza da dikkat ediyoruz. Bizim vakıf bağlantılarımız da var. Hayır kuruluşlarına da gereken titizliği gösteriyoruz.

 

Gelecekteki hedefleriniz neler?

Her zaman dediğim gibi kendimizi bir şeyler yapmak zorunda hissetmemiz lazım. Evlatlarımızı da bunun düsturunda yetiştirmemiz lazım. Her zaman bir hedefimiz olmalıdır ve onun için çalışmalıyız.Biz de yurt dışına ihracatı fazlalaştırıp bu sektörde lider marka olmayı hedefliyoruz.

 

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER