KON(YA)
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir” kitabından, Konya ile ilgili bölümünden alıntı yaparak yazıma başlamak istiyorum.
“KONYA, bozkırın tam çocuğudur. Onun gibi kendini gizleyen esrarlı bir güzelliği vardır. Bozkırın kendini gizleyen esrarlı bir güzelliği vardır. Bozkır kendine bir serap çeşnisi vermekten hoşlanır. Konya’ya hangi yoldan girerseniz girin sizi bu serap vehmi karşılar. Çok arızalı bir arazinin arasından ufka daima bir ışık oyunu, bir rüya gibi takılır. Serin gölgeleri ve çeşmeleri susuzluğumuza uzaktan gülen bu rüya, yolun her dirseğinde siline kaybola büyür, genişler ve sonunda kendinizi Selçuklu Sultanlarının şehrinde bulursunuz.
Mevlana şairdir. Şiiri inkâr etmesine, küçük görmesine rağmen Şark’in en büyük şairlerinden biridir. Nasıl Garp Orta Çağı,bütün azap korkusu, içtimai düzen veya düzensizliği ile rahmaniyet iştiyakı ve adalet susuzluğu ile Dante’nin eserinde toplanırsa, Müslüman Şark’ta bütün varlık hikmeti, Hakk’la Hakk olmak ihtirası ve cezbesiyle Divan-ı Kebir’dedir.”
Yazarımız, yıllar öncesinden Konya’yı ne güzel ifade etmiş. Konya’ya dışardan bakanların değerlendirmesi ile, içinde yaşayan Konya sevdalılarının değerlendirmelerini karşılaştırma imkanı olsa, Konya’yı daha iyi anlamak mümkün olacaktır.
Konya’yı daha iyi anlamak, daha iyi öğrenmek bize neyi sağlayacaktır? Bu sorunun cevabı, Konya gündemi iyi takip edildiğinde bulunabilir.
“Başkent her zaman başkenttir.” Tarihte başkentlik yapmış şehirler, kültürü, yaşayış şekli, düzeni, yapıları, içinde barındırdığı tarihi önemli şahsiyetleri ile gündemden hiç düşmez. Etkisini, farkında olsanız/olmasanız da sizi çepeçevre kuşatır.
Bu güzelliklerin, insanlara fark ettirilmesi, bilinçli yaşam kültürü haline getirilmesi sağlanırsa, toplumu ayağı sağlam temellere basan önemli birlik haline gelmesi daha kolay hale gelir.
Konya’mız ,bu iş için çok önemli , tarihi ve kültürel değerleri barındıran bir şehir. Anadolu Selçuklu devletinin başkenti. Tarihçilerin değerlendirmeleri okunduğunda, Anadolu Selçuklu Devletinin, Osmanlı Devleti’ne, sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sağladığı katkıların önemi anlaşılır.
Bu amaçla, Selçuklu belediyesinin; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde gerçekleştirilen "Büyük Selçuklu Mirası Projesi", Çankaya Köşkü'nde düzenlenen programla tanıtıldı. Programa Selçuklu Belediye Başkanı, başta dış işleri bakanımız Ahmet Davutoğlu ile bazı Konya milletvekilleri katıldı.
Çok güzel bir proje olduğuna inanıyorum. Projeyi yapanlar kutlanmalı ve teşvik edilmeli. Başlanan projenin amacına uygun olarak sonuçlanması, gelecekte yapılacak olan çalışmaların önünü açacaktır.
İnşallah bu proje ile, Konya’mız tarihi görünümüne yeniden kavuşur. İnsanların, tarihi atmosferden güç alarak, geleceğe ümitle bakması sağlanır.
Çocuklarımıza; maalesef şimdiye kadar hoyratça kullandığımız ve harcadığımız önemli değerlerin kurtarılması sağlanarak emanet etmeyi başarırız.
Tarihi eserlerin çevresinde bulunan çirkin yapılaşma kaldırılmalı. Tarihi alanlar, yapılar aslına uygun hale getirilmeli. Büyük şehir belediyesince başlatılan ve bitme aşamasına gelen Bedesten çalışmaları önemli bir gösterge.
Çalışmalara her kesimin katkısı olursa, başarı elde etmek, benimsetmek daha kolay olur. Benimsetmenin yolu da, projelerin ve yapılacak çalışmaların gereği kadar tanıtılabilmesinden geçer.
Bütün Konya sevdalılarına iyi bir, SELÇUKLU BAŞKENTİ KONYA hazırlamak ne kadar güzel olacak!..