Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu KONUŞMALI MI?

KONUŞMALI MI?

Toplumun önünde duranların hal ve hareketleri, konuşmaları dikkat çeker. Önde duranların takipçileri olumlu/olumsuz etkilenirler.

Konuşma eylemini;  düşünceleri kelimelere büründürerek dil ile ifade etmek, şeklinde tarif etmek mümkün. Düşüncelerin oluşması akıl ile olduğuna göre, konuşmanın aklımız ile doğrudan bağlantılı olduğunu unutmamak önemli bir gerçek.

Konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır.” Bu ifadeyi bir çok düşünür farklı şekilde ifade ederler. Bu ifade edilen veciz sözleri zaman zaman konuşmalarımızda kullanarak, muhatabımızı etkilemeye çalışırız.

Aslında kendimizin bu sözlerden ne kadar etkilendiğimiz önemlidir. Kendimize etkisi olmayan sözleri kullandığımızda, muhatabımızı ne kadar etkileyebileceğini idrak etmemiz lazım.

Konuşmalarımızda ifade etmeye çalıştığımız düşüncelerimizi seslere büründürmeden önce;  samimiyet, titizlik ve dikkat süzgecinden geçirip konuşma eylemine geçmeliyiz.

Uzakdoğu düşünürlerden birinin: “Tek bir kelime bize, kaşımızdakinin akıllı mı, aptal mı... olduğunu gösterir.” İfadesi, aklın konuşma ile alakasını ortaya koyar.

Çocukta konuşma eylemi başlamadan önce aklını ve düşüncesini müthiş bir şekilde kullanır. İsteğini “Hal Dili “ ile ifade eder. Konuşma zamanı olgunluğuna erince, “Kal Dili” devreye girer.

ALLAH’ın insanı yaratma evrelerinde, bize sayısız mesajlar verdiğini, çocukluk çağında konuşma eyleminden önce, aklın ve düşüncenin devrede olduğunu, yaşayarak/görerek bize öğretiyor.

Düşünmeden, aklı kullanmadan sarfedilen sözler, insanın etrafını tehlikelerle kuşatır. Kelimeleri bir ölçüye vurarak konuşmak, sonucu iyi hesap ederek konuşmak gerekir.

MEVLANA’nın bu konu ile alakalı; “Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir. O ok gittiği yerden geri dönmez.” sözü, ne kadar dikkat çekici. Tedbiri baştan almak lazım!

Konuşmalarımızla her zama, herkesi memnun edemeyiz; fakat herkesi memnun edebilecek bir uslüpla konuşabiliriz.

Bir HADİSTE insanın kişiliğini en iyi tarif eden şu ifadeye bakar mısınız: “İnsan dilinin altında gizlidir.” Net bir ifade ile İNSANIN KİŞİLİĞİ!

Bu konuya uygun Kaşkarlı Mahmut’un bir ifadesi de şöyle: “Dil ile düğümlenen, diş ile çözülmez.” Aman DİKKAT!

“İki şey insanı çileden çıkarır; söylenecek yerde ağız açmamak, susacak yerde lakırdı etmek.” (Sadi) Bu söz ile analtılmak istenen nedir diye sormak, şüphesiz  saygısızlık olur.

Yazının başlığına dönersek; KONUŞALIM MI? Karşılığı KONUŞMAYALIM MI? Olur.

Konuşma yaratılıştan olduğuna göre, konuşmak en doğal hakkımız. Aklımızı kullanarak konuşmanın önemi ne ise, aklımızı kullanarak gerektiğinde de SUSMAK önemli bir ERDEM.

Güzel konuşabilmenin kaynağı BİLGİ. Bilginin kaynağı da KİTAP. Kitapla muhatap olabilmenin yolu OKUMAKTIR.

Kitabımız Kur’an-ı Kerimde ALLAH ; “Yaratan Rabbinin adıyla OKU/ÇAĞIR” (Alak Suresi) AYETLERİ ile  BİLGİ kazanmanın, bilgiyi ne şekilde kullanmamız gerektiğini net bir şekilde bize bildirmiyor mu?

Özet ifade: Herkes konuşur. Her söz sahibini bağlar. “ Kem söz sahibine aittir.” AMA; yöneticiler, yönetmeye talip olanlar, sorumluluk sahipleri, toplumun önderleri konuştuklarında, kendilerinin takip edenleri olumsuz yöne doğru götürürse..?!

“DİL KILIÇTAN KESKİNDİR.” KONUŞALIM MI?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi