Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı İran’ın saldırı komedisi bize neyi anlatıyor?

İran’ın saldırı komedisi bize neyi anlatıyor?

Konumuz İran'ın İsrail'e saldırısı… İran İsrail’in 30’dan fazla generalini öldürdü ya, buna misilleme yapıyor İran… BBC’nin haberine göre 300’den fazla dron, seyir füzesi ve balistik füze ile İran İsrail’i vurmuş… Aslında vurmuş, demek de çok doğru değil, vurmaya çalışmış, demek daha doğru olur.

İşte, biliyorsunuz İsrail en az 30 tane İranlı generali, kâh Suriye’de, kâh İran’da, kâh Lübnan’da öldürdü ya, işte bunun intikamını alıyor İran… Peki ne oldu İran saldırdı? Hiçbir şey olmadı, bir tane İsraillilerin bile burnu kanamamış. İran tarafından atılan füze ve dronların yüzde 99’u Ürdün ve İsrail topraklarının üzerinde düşürüldü, etkisiz hale getirildi. Bütün dünya İran’ın bu sadece kendi halkını domine etmek için yaptığı popülist saldırısına gülüyor.

Ayrıca ülkemizdeki bazı muhaliflerin bölgesel savaş çığırtkanlıklarını görüyorum, biliyorum yerel seçimde oy alamadılar, bunun için de bu tür konuları bir vesile bilip seslerinin çok çıkması için açıklama üzerine açıklama, paylaşım üzerine paylaşım yapıyorlar da… Korkmaya gerek yok, “bugün bölgesel savaş” açıklamaları yapan beyefendinin açıklamaları doğru çıkmış olsaydı, şu ana kadar Şam’da Cuma namazını çoktan kılmış olurduk, başta Mısır olmak üzere, Afrika- Asya tamamen Türkiye’nin kontrolüne girer, hatta İkinci Osmanlı dönemi bile başlamış olurdu. Olmadı, olmazdı da… Onun için çok rahat ifade ediyorum, şu an için bölgesel bir savaş tehdidi falan yok. İsrail, İran kendine saldırdı diye bölgesel savaş falan çıkarmaz, İsrail İran’ı tehdit bile görmez. İran da zaten aslında İsrail’i vurmak niyetinde değil, şu anda bir savaşın içine girerse nükleer bomba üretme süreci akamete uğrayabilir, onun için de bu işlerle uğraşmaz.

Peki bu noktadan sonra ne olur? Ne olacak? İsrail, daha fazla mazlumu katleder, dünya seyreder, olan gariban Gazzeli çocuklara olur… Zaten Hamas’ın bilmem ne kanadının çılgınlığı sonrasında da olan mazlumlara olmamış mıydı? Tabi şunu da ifade edelim, hakikaten İran halkına üzülüyorum ben. Biliyorsunuz, akşam çok fazla seviniyorlardı sokaklarda… İran İsrail’i vurmuştu, hamaset videoları yayınlanıyordu televizyonlardan, Amerika’nın sosyal medya hesaplarından İranlı yetkililer büyük büyük laflar ediyorlardı, intikam alınmıştı, nasıl sevinmesinlerdi, değil mi ama…

Hamasetin dibine bir bakın, bu arada İran’ın komedi saldırıları için İran’dan “başarıyla sonuçlandığı” açıklaması geldi. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, “Ya Resulullah, kod adlı Gerçek Vaad, operasyonu dün geceden bu sabaha kadar başarılı bir şekilde yürütüldü ve tüm hedeflerine ulaştı” dedi. Bakıri, “Bu saldırının sebebi Siyonist rejimin kırmızı çizgiyi aşmasıydı çünkü Siyonist İsrail rejiminin İran konsolosluğunu hedef alarak Suriye’de terör ile mücadele için bulunan İranlı askeri müsteşarlarımızı şehit etmesi asla tahammül edemeyeceğimiz bir durum” şeklinde konuştu. Komediye bir bakın, bir tane bile İsraillinin burnunun kanamadığı saldırıyı başarılı bir saldırı olarak anlatıyor İranlı yetkililer…

Kapalı bir toplum ve İranlıların da kaynakları sınırlı ve doğal olarak da devlet adamlarının gazlı açıklamalarından etkileniyorlar ve hatta İranlılar “Kudüs’ü aldık mı yoksa?” diye bir büyük heyecan yaşıyorlar ve seviniyorlar… Bir TV kanalında Türk muhabir İranlıya, “İsrail füzelerin yüzde 99’unu durdurduk” dediğini anlatıyor ama İranlı konuya tam odaklı, “yok” diyor, “bizim füzelerimiz bütün hedefleri vurdu, İran büyük bir devlettir, biz büyük devletiz, sorun yok, hepsini vurduk.” Peki vurdular mı? Tel Aviv’in ışıkları bile sönmedi yahu, bu kadar cılız, basit saldırıyı nasıl başarı olarak pazarlarsınız milletinize? Ama gelişmemişliğin en büyük göstergesi hamasettir, popülizmdir, bunun için diyorum her zaman, aman ha popülizmden devlet adamlarımız uzaklaşsın, büyük büyük laflar etmeye gerek yok, diplomasiden uzaklaşmaya gerek yok, milleti kandırmaya gerek yok ve inanın buna zaten bizim milletimiz kesinlikle popülist açıklamaların peşinden zaten gitmez.

Neticede İran’ın saldırısı yine fos çıktı… Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri de İranlı Generali öldürdüğünde İran’ın çok sert tepkisi olmuş! Bu tepki ile birlikte bir tane İran yolcu uçağı bile İran ordusu tarafından düşürülüvermişti! Yani ABD’ye tepki verirken kendi halkını öldürmüştü İran… Böyle oluyor işte İran’ın intikamı… Gerçi söz konusu bir Müslüman ülke olsa İran mutlaka çok fazla Müslüman’ı katlederdi, Suriye’de, Irak’ta kaç Müslüman’ın katili oldu İran? Bunları nasıl unutabilir insanlar… Ah İran ah… Bundan emin olun, İran’ın saldırısı tamamen ABD’nin kontrolünde yapıldı. ABD medyasının üst düzey yetkililere dayandırdığı haberinde, Biden’ın Netanyahu'ya ABD’nin İran’a yapılacak herhangi bir karşı saldırıya müdahil olmayacağını söylediği bildirildi. Peki neden müdahil olmuyor ABD? Çünkü ABD biliyor ki İran ABD’nin isteğinin dışına çıkmadı, onun için de ABD İsrail’e “tepki verme, böyle dursun, onlar da halkını domine etmiş olsun” demek istiyor.

Bakın size bu konuyla bağlantılı bir hususu aktarayım. Donald Trump ABD’nin Süleymani’yi öldürdükleri günleri anlatırken, diyor ki, “o gece benim en rahat gecemdi”. Bunun niye olduğunu da Trump şöyle anlatıyor: “Kasım Süleymani’yi vurduğumuzda, bizi İranlı yetkililer aradı ve bize iç kamuoyunun tepkisini bastırmak için bir şeyler yapmak zorunda olduklarını anlattılar. Bunun için de üslerimize 18 füze fırlatacaklarını ama bu füzelerin hiçbirinin üslerimizi vurmayacağını, el altından ilişkilerimizin devam edeceğini söylediler”. Trump bunun için rahatmış.

İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır... Bütün bu ülkeler zaten Müslümanlardan başka kimseye zara veremiyorlar ki. Gözlerinin önünde önce Hamas’ın bilmen ne kanadına oyun oynattılar, sonra da büyük katliamlar yaptılar, yapıyorlar. Bu kirli, bu iğrenç bir oyundan başka ne ki?

İsrail’in sonu da yakın, ben buna da inanıyorum. Bu süreçler yaşanırken ne oluyordu biliyor musunuz? İsrailliler İsrail’den kaçmaya çalışıyordu, bütün havaalanları tıklım tıklım dolu… Çünkü İsrailliler İsrail’i güvenli bulmuyor ve kaçmaya çalışıyorlar. İşte bu görüntü var ya bu görüntü inanın buna İran saldırısından daha etkili ve bu etkinlik İsrail’in sonunun yakınlığının da bir kader olduğunu bize göstermiş oluyor. Mesela, Gurion Uluslararası Havaalanı tıklım tıklımdı… İnsanlar İsrail’den kaçmaya çalışıyordu.

Peki bütün bu olaylar bize neyi anlatıyor? Bence bütün bu süreçler Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar değerli bir noktada durduğunu gösteriyor. İşte bu noktadan başlayarak şunu net bir şekilde ifade ediyoruz; Türkiye aklıselim ile hareket etmeli, Türkiye kendini ve geleceğini korumalı, diplomasiden ayrılmamalıdır…

Bu süreçte muhalefete de çok büyük işler düşüyor. Allah’ınızı severseniz sesimizi duyuracağız diye popülist açıklamalar yapmayın, Allah’ınızı severseniz hamasetle hareket etmeyin. Türkiye’nin güçlü kalması çok önemli, Türkiye elbette zalimin yanında olamaz ama bununla birlikte her halinden çok kirli olduğu belli olan bir savaşın da ülkemizi, aziz milletimizi ortasına çekmeyin. Şunu zaten çok net görüyoruz; İsrail İsrail değil, İsrail İngiltere, Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada gibi ülkeleri oluşturan unsurun ana çekirdeğini oluşturuyor. Böyle bir devletin gücü sadece elindeki güç değildir. İran “vuruyorum” deyip vurmazken, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler sadece süreci izlerken Türkiye savaşın içine çekilmemelidir.

Devletimizin aklı, Türkiye’nin güçlü kalması gerçekliliğinden hareket ederek yol haritası oluşturmalıdır. Türkiye üretime, bilime, ilime, irfana öncelik vermelidir. Türkiye’nin geleceğin dünyasında güçlü olmasının öneminin sadece bizim milletimizle sınırlı olmadığını da çok net görüyoruz. Bütün mazlumların Türkiye’nin gücüne ihtiyacı olacak.

Ve son söz, neden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu süreçte Cumhurbaşkanı kalmasının önemli olduğunu anlayabiliyor musunuz? Şu anda mesela Allah göstermesin Kılıçdaroğlu kazanmış olsaydı, paramparça devlet yapısı bu kadar kritik bir süreçte ülkemizi nereye götürürdü? Bilmem sıkıntının boyutunu düşünebiliyor musunuz? Akıllı olalım, akıllı bir şekilde olayı görelim, hamasetten ve popülizmden uzak durarak yol haritası oluşturalım.

Bugün için de diyebileceğimiz bunlar. Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi