İNSANIN GELİŞMESİ
Alışveriş yaptığım bir iş merkezinde,masa üzerinde duran bir dergi –MOSTAR- dikkatimi çekti. Aldım ve içeriğini gözden geçirdim.Dergiyi, daha rahat okuma isteği ile,iş yeri sahibinin izni ile beraberime aldım.
Dergide,Şahin Aslan’nın “Kişisel Gelişmeyin Ayıptır”makalesi oldukça ilginç geldi.Şahsi görüş olarak,”Kişisel Gelişim”çalışmalarına,programlarına taraftar olamadığım için,yazı dikkatimi çekti.
Makale içeriğinde açıklanan görüşler bana;”Ve yeryüzünde mütekebbirane yürüme.Şüphe yok ki,sen ne yeri yırtabilirsin,ne de boyunca dağları aşabilirsin.”(İsra 37.Ayet) ayetini hatırlattı.
Allah (c.c) insanı varlıkların en mükemmeli olarak yaratıp donattı.Bunu herkes söyler ve bilir.
Söyler ve bilir ama; bu gerçeği gereği gibi inanıp inanmadığı,hayatını tanzim etmede tuttuğu yol ile belirginleşir.
Hayata hazırlık;insanoğlu için doğumda başlar,mezara kadar olan hayat süresi içinde devam eder.Yani devam etmeli.Devam etmediği zamanlarda mutlaka sıkıntılar vardır.
Proglamlanan eğitim/öğretim sürecinde,kontrollü,planlı ve hedefi belirlenmiş çalışmalar neticesinde hayata hazırlanır.
Kişi; kendi istidat ve kabiliyetine,arzusuna göre,toplumda yer edinmesine vesile olacak bir meslek kazanır.
Dinimiz İslamın; insanlara yüklediği görev ve sorumlulukları da beraberinde öğrendiğinde,fert kişiliğini tamamlamış olur.
İnsan;toplumda itibar sahibi olmayı,kıymetli olduğunu hissetmeyi,konforlu bir hayata ulaşmayı arzular.
Bu arzularına;aldığı eğitim,kazandığı değereler sayesinde kavuşamıyorsa,ortada aksayan bir sorun var demektır.
Bu sorunu aşmak için kendisine teklif edilen yollardan birisi de,”Kişisel Gelişim Programalarıdır.”
İnsan; sade insan olmayı,isimlerini temsil etmeyi yetersiz görerek,bu tür çalışmalara –Kariyer Çalışmalarına- ilgi gösterirse,”Kibirden bir heykel”haline gelebiliyor.
Modern dünyada kurgulanan “Simülasyon Hayat” insanlara gerçek olmayan kıymetler,gerçek olamayan mevkiler,geçek olmayan itibarlar üreterek karşımıza çıkarılmaktadır.
Bu durumlarda gerçekliğimizi kaybediyoruz.Sanal ve kurgulanmış bir halde hayat sürdürmeye başlıyoruz. Yaratanın bize bahşettiği özelliklerimizi kaybadiyoruz.
Doğallık kaybedilince,robot haline geliniyor.Ruhsuz bir canlı türüne dönüşülüyor.
Yanlış anlaşılmayı;bir eğitimci olarak asla arzu etmem.Gelişmelere kapalı bir görüşte olduğumun izlenimini verdi isem,düzeltmek,görüşlerimi değişik açıdan ifade etmek istiyorum.
Sade bir insan olmak,ismlerimizi temsil etmek en önemli görevimiz.Beden ve ruh yapısının dengeli gelişimini sağlamak,hayata tutunmanın,sürdürmenin başlıca şartıdır.
Bizi yaratan Allah (c.c)bu işlevin nasıl olması gerektiğini bizlere bildirdi.Bildirmeyi bilgi şeklinde bırakmayarak,örneklik ve kılavuzluk yapan peygamberler vasıtası ile gösterdi ve yaşattı.
Bilgileri sundu,hayata uygulanışını gösterdi.Sade insan olmayı,üstlendiği isimleri temsil etmeyi sağladı.
Allah (c.c);Fatiha Suresinde ifade edilen “Sırat-ı Müstakim” den ayrılmadan,karalı bir şekilde yürüyebilmek için gereken bilgi ve disiplinleri öğreten rehberler gönderdi.
İşte;bu asliyeti kaybettirmeyen,içselleşmesini sağlayabilecek her türlü eğitim çalışmalarına evet dememek mümkün mü?
Müslümanlar;birbirlerinden etkilenerek,sebeplenerek olgun hale gelirler.Doğal yaşam ortamında-sanal hayattan uzak- olgunlaşırlar,gelişirler.
Gençlere; lüks bir hayat kurmak,kendisinin olduğundan ayrı statüsünün olduğuna inandırmak,kısa zamanda şöhret sahibi yapmak vaadiyle “Kariyer geliştirme”çalışmaları sunmak,toplumda var olan ve kahır ekseriyetin sahip olduğu önemli değerlerden uzaklaşmak demektir.
Toplumun ortak değerlerinden uzaklaşmak,yalnızlaşmak demektir.Bu durum;Allah korusun,beraberinde çözülmeyi getirir.Toplu,aynı değerler etrafında yaşamayı zoralaştırır.
Gelişmeye,ilerlemeye evet.Çzülmeye,pörsümeye,”Sırat-ı Müstakimden”ayrı düşmeye HAYIR.