İhtiyaç sahipleri onların yolunu gözlüyor!
Günümüzde neredeyse her köşe başını bir zincir market esir alsa da bazı sokaklarda hala bakkal, manav, kasap ve şarküteri gibi küçük esnafa rastlamak mümkün.
Hani derler ya, sen markete gidersin ama cenazene bakkal gelir diye.
İşte öyle bir şey.
Bu küçük esnaflar mahallenin bekçisidir. Bakmayın adlarının küçük esnaf olmasına, onlar aslında mahallenin büyüğüdür, bir bilenidir, danışılanıdır, herkesi tanıyanıdır. Hatta o mahallenin kültürünün ve geçmişinin oluşmasında büyük rolleri vardır. Onlar aileden biridir. Mahalle kültürünün temel taşıdır. Paranız olmadığında parasız alışveriş yapabildiğiniz abiniz, amcanız, ablanızdır.
Bu güzel büyüklerimizin sayısı her geçen gün azalsa da tüm güzellikleriyle yaşamaya hala devam ediyorlar. Mahallede durumu olmayanların koruyuculuğunu yapmaya, parası olmayana veresiye defteri açmaya hala devam ediyorlar.
Ne diyelim, zincir marketlerin iğneden ipliğe her şeyi sattığı günümüzde bu güzel esnaflarımıza Allah güç, kuvvet versin. Veresiye defterlerindeki borçların kapanmasını nasip etsin.
Mahalle esnaflarını kendimce tarif ettiğim bu yazımda aslında, bu esnaflarımızın ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın imdadına MÜSİAD Konya Şubesi’nden bahsedeceğim.
MÜSİAD üyeleri, artık bir gelenek haline getirdikleri Zimem Defteri geleneğini bu yıl da sürdürüyor.
Bilmeyenler için açıklayayım.
Zimem Defteri, bir başka adıyla veresiye defteri; alınan bir malın, yukarıda bahsettiğim küçük esnaflarımız tarafından not edilerek vatandaşın ileriye dönük borçlandırılmasını ifade ediyor.
Osmanlı döneminde varlıklı kişiler, içinde yazılı olan tüm borçları ödeyerek bu zimem defterlerini satın alırdı.
Osmanlı dönemindeki zenginler, "sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" hadisine sadakatle, kimin borcunu ödediğini bilmeden bu defterleri satın alırlardı. Borcu ödenen kişi ise borcunu kimin ödediğini bilmezdi.
İşte uygulamayı özel kılan noktalardan en önemlisi de buydu.
Gösterişsiz, riyasız ve gözüne sokarcasına değil; çok büyük bir incelikle yapılan bu yardımlaşmanın dünyada başka hiçbir örneği yoktur.
Alan elin veren eli bilmediği, hayırda yarışmanın, yardımlaşmanın zarif usûlü Zimem Defteri geleneği işte böyle bir gelenekti.
Bu güzel uygulama bugün de MÜSİAD üyeleri tarafından bir dayanışma örneği olarak sürdürülüyor.
Konya şehir merkezinde belirlenen bakkalları ziyaret eden MÜSİAD Konya Yönetim Kurulu Üyeleri, ödeme güçlüğü çekenlerin veresiye defterini satın almak istediklerini belirtiyorlar. Bakkalın defter üzerinde yaptığı çalışmada, zor durumda olanların borcu belirleniyor. MÜSİAD Konya, söz konusu borçları ödeyerek, ihtiyaç sahibi vatandaşlara ve küçük esnafa destek olarak toplumsal dayanışmaya önemli bir katkı sağlamış oluyor.
Bu yıl da 2 milyon TL civarında yardım toplanmış.
MÜSİAD Konya Şubesi Başkanı Hilmi Kağnıcı, uzun süredir devam ettirdikleri bu organizasyonu 3 taraflı bir yardım organizasyonu olarak tarif ediyor.
Bir tarafta MÜSİAD üyelerinin zekatlarının doğru kanallara ulaşması sağlanıyor, ikincisi gerçekten ihtiyaç sahiplerinin veresiye defterindeki borçları kapatılmış oluyor, üçüncüsü de bakkalların ekonomik durumunun bir miktar iyileşmesine fayda sağlanmış oluyor.
Allah kabul etsin. Bu güzel geleneğin devam etmesi ve daha da genişletilmesi duasıyla.
Günümüzde neredeyse her köşe başını bir zincir market esir alsa da bazı sokaklarda hala bakkal, manav, kasap ve şarküteri gibi küçük esnafa rastlamak mümkün.
Hani derler ya, sen markete gidersin ama cenazene bakkal gelir diye.
İşte öyle bir şey.
Bu küçük esnaflar mahallenin bekçisidir. Bakmayın adlarının küçük esnaf olmasına, onlar aslında mahallenin büyüğüdür, bir bilenidir, danışılanıdır, herkesi tanıyanıdır. Hatta o mahallenin kültürünün ve geçmişinin oluşmasında büyük rolleri vardır. Onlar aileden biridir. Mahalle kültürünün temel taşıdır. Paranız olmadığında parasız alışveriş yapabildiğiniz abiniz, amcanız, ablanızdır.
Bu güzel büyüklerimizin sayısı her geçen gün azalsa da tüm güzellikleriyle yaşamaya hala devam ediyorlar. Mahallede durumu olmayanların koruyuculuğunu yapmaya, parası olmayana veresiye defteri açmaya hala devam ediyorlar.
Ne diyelim, zincir marketlerin iğneden ipliğe her şeyi sattığı günümüzde bu güzel esnaflarımıza Allah güç, kuvvet versin. Veresiye defterlerindeki borçların kapanmasını nasip etsin.
Mahalle esnaflarını kendimce tarif ettiğim bu yazımda aslında, bu esnaflarımızın ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın imdadına MÜSİAD Konya Şubesi’nden bahsedeceğim.
MÜSİAD üyeleri, artık bir gelenek haline getirdikleri Zimem Defteri geleneğini bu yıl da sürdürüyor.
Bilmeyenler için açıklayayım.
Zimem Defteri, bir başka adıyla veresiye defteri; alınan bir malın, yukarıda bahsettiğim küçük esnaflarımız tarafından not edilerek vatandaşın ileriye dönük borçlandırılmasını ifade ediyor.
Osmanlı döneminde varlıklı kişiler, içinde yazılı olan tüm borçları ödeyerek bu zimem defterlerini satın alırdı.
Osmanlı dönemindeki zenginler, "sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" hadisine sadakatle, kimin borcunu ödediğini bilmeden bu defterleri satın alırlardı. Borcu ödenen kişi ise borcunu kimin ödediğini bilmezdi.
İşte uygulamayı özel kılan noktalardan en önemlisi de buydu.
Gösterişsiz, riyasız ve gözüne sokarcasına değil; çok büyük bir incelikle yapılan bu yardımlaşmanın dünyada başka hiçbir örneği yoktur.
Alan elin veren eli bilmediği, hayırda yarışmanın, yardımlaşmanın zarif usûlü Zimem Defteri geleneği işte böyle bir gelenekti.
Bu güzel uygulama bugün de MÜSİAD üyeleri tarafından bir dayanışma örneği olarak sürdürülüyor.
Konya şehir merkezinde belirlenen bakkalları ziyaret eden MÜSİAD Konya Yönetim Kurulu Üyeleri, ödeme güçlüğü çekenlerin veresiye defterini satın almak istediklerini belirtiyorlar. Bakkalın defter üzerinde yaptığı çalışmada, zor durumda olanların borcu belirleniyor. MÜSİAD Konya, söz konusu borçları ödeyerek, ihtiyaç sahibi vatandaşlara ve küçük esnafa destek olarak toplumsal dayanışmaya önemli bir katkı sağlamış oluyor.
Bu yıl da 2 milyon TL civarında yardım toplanmış.
MÜSİAD Konya Şubesi Başkanı Hilmi Kağnıcı, uzun süredir devam ettirdikleri bu organizasyonu 3 taraflı bir yardım organizasyonu olarak tarif ediyor.
Bir tarafta MÜSİAD üyelerinin zekatlarının doğru kanallara ulaşması sağlanıyor, ikincisi gerçekten ihtiyaç sahiplerinin veresiye defterindeki borçları kapatılmış oluyor, üçüncüsü de bakkalların ekonomik durumunun bir miktar iyileşmesine fayda sağlanmış oluyor.
Allah kabul etsin. Bu güzel geleneğin devam etmesi ve daha da genişletilmesi duasıyla.