Hilafet
Hilâfet veya Halifelik: sonra gelen, yerine geçen, ardından gelen anlamında,Peygamber efendimizin ölümünün ardından oluşturulan yönetim makamıdır. Bu kişilere "halife-i resullullah" (Allah elçisinin halifesi) denilmiş, idare ettikleri siyasi ve hukuki yönetim makamına da halifelik ismi verilmiştir Hilafet sözlük anlamı birinin yerine geçme anlamına gelmektedir.Bütün Müslüman milletlere önderlik etme ve islam şeriatının koruyuculuğu görevidir. Peki nasıl yapacağız bunu?Geçen haftaki yazımızda tüm İslam ümmetinin tek merkezden yönetilmesi gerektiği konusunda yazarak bir başlangıç yapmıştık bu haftada bununla devam edeceğim.
Ülkemizin hem bölgesinde hemde dünyadaki stratejik önemi üç kıtanın birleştiği bir bölgede olması ile açıklamak yetersiz olacağı kanaatindeyim.Çünkü bu millet İslam ile şereflendikten sonra Batı medeniyetinin haçlı seferlerine karşı mücadele vermiş ve başarılı olmuştur.
Yavuz Sultan Selim hanın Memlük seferi sonucunda Osmanlı tüm İslam Aleminin halifeliğini üstlenerek bu kutlu davaya hizmet etmiştir. Batılı ülkeler özellikle 19. yüzyılda Abdülhamit han dönemindeki Osmanlı dış politikasının meşruluğunu zedelemek için Osmanlı'nın hilafet makamına sahip olmadığından bahsetmişler ki hem Osmanlıyı ve hemde İslam Alemini zayıflatıp araya fitne sokmak gayesini güttüler.1900 yıllarda Bağımsız Müslüman devletler Türkiye, İran, Afganistan ve Fas’tan ibaret iken bu gün İslam konferansı Teşkilatına üye 56 ülke(bu sayıdan tam emin değilim) olması ve birleştirici etkisinin olmaması veya batı ve siyonizme karşı etkisiz kalması düşündürücüdür.
Dönüp İslam coğrafyasına bir baktığımızda Müslüman coğrafyasında zulüm,kaos ve ölüm kol geziyor ve hep Müslümanlar ölüyor,Batının oyunları ile körüklediği mezhep çatışmaları bu işin daha vahim bir sonuca ulaşmasına neden oluyor. Irak’da,Suriye’de Libya’da,Yemende yada Arakan da veya Balkanlarda veya Azerbaycanın Dağlık Karabağ da yapılan katliamlarda hep Müslümanlar ölüyor.
Tüm İslam alemi olarak dinimize saldıran batı ve siyonizme karşı birlikte hareket etmek varken kendi içimizde ırk mezhep ve bölge çatışmaları ile gücümüzü kaybetmemiz bizleri üzüyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın geçtiğimiz Ocak ayında İran'a gerçekleştirdiği günü birlik resmi ziyaret kapsamında ‘’ Irak bizim için kan ağladığımız bir yer.
Şu ana kadar orada 100 bini aşkın insan öldü. Tarih katledildi. Aynı şekilde Suriye'de 300 bin insan öldü . Beni burda ne şia ilgilendirir, ne sünni ilgilendirir. Beni müslüman ilgilendirir. İnsan yaradılmışların en şereflisidir" diyerek.Bu ümmetin ihtiyacı tüm İslam Aleminin birleşerek yeni şekillenen dünyada haklı yerini alabilmesi ve İslam coğrafyasında kol gezen fitnenin ölümün önüne geçmek adına anlamlı bir konuşma olmuştur.İnşallah tüm İslam alemi burada verilmek istenen mesajı alarak kardeş kavgalarına son verilerek Ümmet bilincine ulaşarak İslamı yaşamaya ve yaşatmaya devam eder.(Amin)
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,
Aynı milliyetin altında tutan islam’ı,
Saygılarımla…