HAYATIN YÜKÜNÜ ÇEKMEK
“Anneler Günü” bir kez daha geçti. Günler öncesinden her sektör, bu günün anısına, kazanç elde etme adına, durmadan reklamları ile birlikte anneler gününü hatırlatarak, hediye önerilerini sunmaya çalıştılar.
Annem beş yıl önce aramızdan ayrıldı. Ebedi yaşayacağımız gerçek vatana yerleşti. Ümidimiz ve şahitliğimiz var. Annem, giderken hazırlıklı gitti. Orada yokluk ve sıkıntı (İnşallah) çekmeyecek. Yine de en iyisini Allah (c.c) bilir.
Hayatın gerçek yükünü anaların çektiğini hepimiz bilir ve ifade ederiz. Evimizin, ailemizin içinde herkesin yükünü analarımız çeker.
En büyük dayanağımız ve destekçimiz annemizdir. Hem de karşılık beklemeden, şefkat ve merhametle yapılması gerekenleri yapar.
Evden, aileden çeşitli sebeplerle ayrıklıklar olur. Eve dönüşlerde en fazla sevinen ve heyecanla gelinecek gün ve saati sabırsızlıkla bekleyen analar olur. Gelene özel hazırlıklara günler öncesinden başlamıştır.
Annem altı çocuk dünyaya getirdi. Gereği gibi büyütmeye ve yetiştirmeye çalıştı. Evlatlarını yetiştirerek bu Milletin istifadesine sundu. Her zaman Allah’a hamdederdi; “Allahım, sana sonsuz şükürler olsun, bana hayırlı evlatlar, sana isyan etmeyen evlatlar verdin.” derdi.
Annelik hizmetinden hiç bir zaman yüksünmedi. Babamın en büyük destekçisi oldu. Atasından, dedesinden öğrendiklerini bize öğretmeye çalıştı. Aldığı terbiyeyi hayatımızın her safhasında bize vererek uygulattı.
Kadim kültürümüzü, sağlam değerlerimizi, en iyi öğreten analardır. Sevgi ve merhamet, gösterişsiz örneklik bu öğrenmeyi kolaylaştırır ve kalıcı hale getirir.
Günümüzde annelik görevini gereğince yapabilmek oldukça zorlaştı. Annelerin çoğu çalışma hayatında yer aldığından, günün önemli bir kısmı iş alanında geçtiğinden, çocuklara ayrılması gereken zaman oldukça sıkıntılı.
Çocukların bakımı, aileden olmayan kimselere bırakmak zorunda kalınıyor. Güvenilen bir bakıcı olsa bile, çocuğun üzerinde, büyüdüğünde daha kolay farkedilebilecek önemli kişisel özelliklerin ortaya çıktığını görürüz.
Büyük ailelerde görülen, özel davranış ve terbiye şekli, bu tür yetişmek zorunda olan aile fertlerinde görülmesi oldukça zordur. Bu durum, aile birliğinin korunması ve idame ettirilmesini oldukça zorlaştırır.
Son dönemlerde, hükümetin bu konuları kolaylaştırıcı tutumu, çocuk yetiştirmede anneye sağlanan imkanlar oldukça sevindirici.
Esasında yapılması gereken çok daha önemli bir şey var. Seçimler dolayısı ile bütün partiler tarafından seslendirilmekte. “Ev hanımlarının sosyal güvence ve emeklilik kapsamına dahil edilmesi.”
Kadınlarımızın; böyle bir güvenceye kavuşturulması, seçenekleri ve tercihleri çeşitlendirecektir. Tercihini kullanama şansına sahip olacak kadınların, tercihlerini ailenin yararına olabilecek yönde kullanmalarını sağlıyacaktır.
Annenin gözetiminde ve kontrolünde yetişecek olan çocuklar, sevgi, merhamet yüklü, karşılıksız fedakarlık anlayışını yüklenmiş, sağlam karakterli ve kişilikli olacaklardır.
Bir eğitimci olarak, sevgi ortamında, annenin gözetiminde yetişen çocukların farklılığını hep gördük. Başarılı çocukların bu ortamlardan geldiğini farkeder, velilerimize bu konularda bilgilendirmeye çalışırdık.
“Anneler Günü” vesilesi ile, anneler yeniden hatırlandı. Eller öpüldü, hediyeler taktim edildi. Annesini kaybedenler acaba neler yaptı, neler düşündü?
Sabah namazından sonra, annemin öğrettiği duaları tekrar ettim. “Yasin “ suresini okudum ve anneme hediye olarak gönderdim. Allah’tan onun affını diledim. İnanıyorum ki, hediyem yerine ulaşmıştır. Annesinden yoksun kalmış biri olarak, ben böyle yaptım.
Aslında bizim kültürümüzden, her günün anneler için önemli gün olduğunu öğreniriz. Herkes için ayrı ayrı gün tahsisine gerek yoktur. Herkes, her zaman kıymetli ve önemlidir.
Bütün annelere, sağlık, sıhhat ve afiyetler diler, ahirete göç eden değerli annelerimize de” Allah Rahmet Etsin” diyorum.