Gültak: “Çocuk istismarı ve ihmali, çok derin yaralar açan bir mesele”
Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, "Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi" panelinde, çocuk ihmali ve istismarının çok derin yaralar açan bir mesele olduğunu söyledi.
Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, "Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi" panelinde, çocuk ihmali ve istismarının çok derin yaralar açan bir mesele olduğunu söyledi. İhmal ve istismarın, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyerek psikolojik, davranışsal ve sosyal sorunlara neden olduğunun altını çizen uzmanlar ise bu konudaki risk faktörlerinin tespit edilerek ihmal ve istismar ile mücadele edilmesinin önemine dikkat çekti.
Mersin'in merkez ilçe Akdeniz Belediyesi tarafından "Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi" konulu panel düzenledi. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğünce "Duygularıma, hayallerime, haklarıma, geleceğime, bedenime dokunma" temasıyla organize edilen panelde, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, Toros Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Merve Kalınlı, Halk Sağlığı Uzmanı Fatma Özdemir, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden Psikolog Zeynep Er, Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezinden Av. Kamil Ekinci, Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğünden Komiser Mustafa Nar sunum yaptı. Salonun dolduğu panele, birçok kurum bürokratı, okul müdürleri ile rehberlik öğretmenleri de dinleyici olarak katıldı.
"Nice yüzyıllar yaşamak istiyorsak sağlıklı bir nesil yetiştirmeliyiz"
Panelin açılışında bir konuşma yapan Akdeniz Belediye Başkanı Gültak, göreve geldikleri günden bu yana Akdenizli çocuklar için farkındalık oluşturan birçok kültürel, sosyal etkinliğe ve sportif aktiviteye imza attıklarını belirtti. Başkan Gültak, son olarak Millet Bahçesinde 3 gün süren çocuk şenliği düzenlediklerini, Nacarlı İlköğretim Okulunda da öğrencilerle birlikte yüzlerce ceviz, zeytin ve iğde fidanı diktiklerini anlattı. Mersin'de yine bir ilke imza atarak, çocuklar yararına Gündoğdu Mahallesinde yaklaşık 350 bin lira maliyetle kurulan ve robotik kodlama, astronomi ve daha birçok atölyenin yer alacağı bir bilim merkezi açacaklarını söyleyen Gültak, "Nice yüzyıllar yaşamak istiyorsak sağlıklı bir nesil yetiştirmek zorundayız. Onlara temiz, çevreci, güvenilir, barışın, sevginin hakim olduğu bir gelecek hazırlamalıyız ki, bizden sonraki nesiller cumhuriyetimizi nice yüzyıllara taşısınlar" diye konuştu.
"Çok derin yaralar açan bir mesele"
Akdeniz'de; kadınlar, çocuklar ve gençlere pozitif ayrımcılık yaparak birçok projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Gültak, şöyle devam etti: "Çocuk ihmali ve istismarı meselesi beni gerçekten çok üzüyor. Çok derin yaralar açan bir mesele. Sakin bir insanımdır ama bu konuda pek de sakin olamıyorum. Tabi annelerin, babaların, çocuklarımız, öğretmenlerimizin ve toplumun bu konuda eğitilmesi, bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi önemlidir. Dolayısıyla baro ile farklı STK'lar, Sosyal Hizmetler ve Aile Müdürlüğümüz ve kurumlarımızla birlikte bu tür panel ve etkinlikleri düzenliyoruz. Bu konudaki toplumsal bilinçlenme suçluların ortaya çıkmasını, suçların azalmasını sağlayacaktır."
"Öncelikle 18 yaş sorununu çözmemiz gerekiyor"
Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dokgöz de "Çocuk İstismarı ve Adli Tıp Yaklaşımı" konulu sunumunda, bazı şeyleri görmezden gelmenin, o şeyin var olmadığı anlamını taşımadığının altını çizdi. Tıbbi ve hukuksal açıdan 18 yaşını doldurmayan her bireyin "çocuk" olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dokgöz, "Her ne kadar bizim yasalarımızda 18 yaşındaki birey çocuk olarak niteleniyorsa da örneğin cinsel istismara uğramış 15 yaşını doldurmuş bir çocuk olsa bile, şikayetçi değilse kanunen yapılabilecek hiçbir şey yok. Demek ki, 18 yaş önemli. Hakim kararıyla 17-18 yaşındaki çocukları biz evlendirebiliyoruz. Dolayısıyla yasal olarak biz bir çocuğu evlendirirsek vatandaş tabi ki daha küçük çocukları sosyal-kültürel kodlarla evlendirebilir. Demek ki, bizim bu yaş sorununu çözmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin; "Çocuk Anayasası" niteliğindeki Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu belirten Dokgöz, "Sözleşme, "18 yaşındaki her birey çocuktur" diyor. Anayasamızın 90'ıncı maddesi de "İmzaladığımız uluslararası sözleşmeler geçerlidir ve iç hukukun üstündedir" diyor. Yani 18 yaşındaki her birey çocuktur. O zaman bizim, "ama/fakat/ancak" diyerek, yaşı küçültüp cinsel istismarın önünü açmamamız gerekiyor" dedi.
"Ortada, çözülmesi gereken çok ciddi bir problem var"
2010-2020 yılları arasında yaptıkları araştırmada, bin 390 çocuğun, Mersin'de cinsel istismara uğradığının tespit edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Dokgöz, "Bu çok büyük bir sayı ve bu sayının içerisinde ilçeler yok; sadece merkezden bahsediyoruz. Gerçekten dehşet bir rakam ve Mersin Üniversitesine başvurmuş çocuklar. Bunu Türkiye geneline yaydığınız zaman, verilerin ne kadar yüksek olduğunu göreceksiniz. Yani ortada, çözülmesi gereken çok ciddi bir problem var" diye konuştu.
"Pandemi kısıtlamaları vaka sayılarını arttırdı"
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Kalınlı ise "Çocuk İhmal ve İstismarında Psikiyatrik Yaklaşım" başlıklı sunumunda; Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, ortalama 1-14 yaş grubundaki 40 milyon çocuğun ihmal ve istismara maruz kaldığını söyledi. Kalınlı, "Pandemi ile birlikte bu sayıda çok ciddi bir artış oldu, çünkü okullar kapandı, hareketlerimiz kısıtlandı; çocuklar, aile bireyleri ile çok daha fazla zaman aynı ev içinde kalmak zorunda kaldı. Bu nedenle maalesef sağlıklı kayıtlar da tutulamadı. Geçen 2 yılın bize nasıl bir dönüşle geleceğini gerçekten bilemiyoruz" şeklinde konuştu.
İstismar vakalarının, ağırlıkla 4-14 yaş aralığındaki okul çağındaki çocuklara yönelik olduğunu kaydeden Dr. Kalınlı, okul müdürleri ve rehber öğretmenlere seslenerek; "Öğretmenler olarak sizlerin farkındalığınız ve bilinçli olup vakaları bildirmeniz bizim için büyük önem taşıyor" dedi.