EVİMİZİN SOBASI CİĞERİMİZİN SOMA’ SI
En acı bekleyiş…. yaşıyor haberiyle dünyaları versen değişilmeyecek mutluluk.Bir umut bir haber … Unutmadık Marmara depremini Kimse varmıııı diye sorulan en yürek yakıcı soru…
Soğuk kış geceleri çevresinde koşa koşa pustuğumuz bazen annelerimizin bazen babalarımızın elinde içi kömür dolu kovayla çatır çatır yanan çalı çırpıyla gelen titrek mutluluk …. Yada sıcacık kestaneleri yemek için kardeşlerinle paylaşamadığın tatlı kavgalar …İçinde bazen de yetimleri barındıran evlerdeki küçücük elleriyle masum kuzuların içlerini ısıtan kömürcü amcaları….
Çıtır çıtır yanan o çalılar bu gün kalplerimiz oldu. Sevindirdiğiniz, içlerini ısıttığınız o yetimlerin duları sizlerle olsun bugün. Sizleri bekliyoruz… Rabbim, nefesiniz olsun … Bir değil , bin ciğer sizlerle olsun… kaynağı bilinmeyen Bedir’deki oklar gibi ,Sonsuz tenefüsle ciğerlerinizi genişlesin.
Yerin üstünde olmak mı evla yoksa altında mı diye tefekkür ederiz ya ; ya da nimetleri unutarak nankörlük ederiz … Onlar yerin altında ;”başımızın üzerindesiniz” diyecek kadar tevazü sahibi kara kara yüzler.En üst makamlara gelmek telaşesiyle kendini unutmak mı yoksa senin evladını ısıtmak için yerin en altına girmek mi şerefli olan… senin alın terini, yitik 205 canı istismara kalkışan masum yüzlü cenavarlar mı daha tehlikeli, yoksa yüzündeki kömür lekeleri mi… Ah benim işçi kardeşim daha yeni bayramını kutladı (!) bunlar. sen evladının ekmek derdindeyken hem de ambulansları bile tekmelediler sen rahat (! ) bir bayram yap diye… o kömürcü amcaların ağabeylerin imdadına koşan itfaiye kamyonlarına kadar tekme izleri…
Rabbim üzerimize Rahmetini indir yaptığımız hatalardan, içimizdeki fitneci ve fesatlardan dolayı ülkemizin ve evimizin sobası bu insanları sahibsiz bırakma!
Şimdi 205 canımız gitti, yüzünüzdeki simsiyah kömür izleri şahid olsun şehadetinize…
Rabbim! kalanları masum evlatlarına bağışla…