Ecnebinin Takkesi
Geçtiğimiz hafta yine dolu dolu bir gündemle geçti ve yine Avrupa birliğine üye ülkelerin Türkiye’ye karşı aleni bir şekilde düşmanlıklarını sergilemeye başladıkları bir sürece evrildiğini görmekteyiz. Son olarak casusluk yapan, ceza alan ve hakkında yakalama kararı bulunan firari gazeteci Can Dündar’ı Alman Cumhurbaşkanı Gauck’ın kabul ederek kahraman gibi göstermeleri ve en önemlisi Türkiye’de tutuklu sözde gazeteci yazarların mektubunu bir televizyon kanalında okuyarak ülkesini batıdaki efendilerine şikayet edilen mektubu yayınlamaları bunun açık bir göstergesi olmuştur. Ülkesinde yüzde elli iki oyla halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanını tanımayan ve yaptığı haberlerle Türkiye’yi suçlu göstermeye çalışan ve mahkemece suçlu bulunan birinden başka ne beklenir ki efendilerinin yanına gitti ve el pençe durarak kendisinden bekleneni yaptı. Ülkeyi bölmeye çalışan vatan hainlerinin, illegal grupların hepsinin arkasında Avrupa var bunu artık daha net görebiliyoruz. Yapılan tutuklama ve kapatmalarla Avrupa’nın ne kadar maşası varsa hepsinin temizlenmeye başlanması ile Avrupa’nın Türkiye’ye karşı daha tehditkar tavır sergilemesi bir atasözümüzü hatırlatıyor ‘’ Takke düştü kel göründü ’’ . Darbe araştırma komisyonuna konuşan Sayın Ağar’ın şu sözlerini sizlere hatırlatmak isterim ‘’Ben şube müdürü iken sol örgütlerin arkasında Rusya var sanırdım meğer Avrupa varmış ’’ bu açıklama Avrupa’nın yıllardır ülkemizdeki oyunlarını ortaya çıkarması bakımından önemlidir. Sayın Erdoğan’ın yaptığı açıklamada Avrupa birliğine üyeliğin millete sorulması gerektiğini söylemesi Avrupa’nın elli yıldır oyalama politikasının sonunun geldiği göstermektedir.
Dış işleri bakanımız sayın Ömer Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Steinmeier’in ziyaretinde düzenlediği basın toplantısında ‘’ Her gün bir ülkenin dış işleri bakanı kalkıyor kendi başına, ‘’Türkiye’yi müzakerelerden, üyeliklerden atalım ’’ diyor. Sen kimsin de atıyorsun? ’’ diyerek güçlü Türkiye’nin sinyallerini verdiğini görmekteyiz. İşte özlem duyulan güçlü Türkiye’nin bir bakanı kendisine yakışır bir tutum sergileyerek batıya gerektiği şekilde sert davranabilineceğini gösterdi. Ağzına yüreğine sağlık bakanım. Dahası Almanya ile olan soğuk ilişkilerin artık doruk noktaya ulaştığını ve Alman bakanın karşılanması ile yapılanların Alman medyasındaki yansımaları bizim dostluğumuzun kıymetli düşmanlığımızın hiddetli olduğunu artık Avrupa anlamaya başlamıştır. Ama geç kaldılar. Ve gazetelerinde ‘Dış işleri bakanı Ankara’da ancak efsanevi Türk misafirperverliği pek hissedilmedi ’ ifadesi ile ‘ Türkler kızgın, çok kızgın’ diyerek yapılan yorumlar düştükleri hayal kırıklığını göstermektedir.
Amerika seçimini yaptı başkanını seçti ancak ülkemiz içinde çoğu medyanında kim seçilirse Türkiye için iyi olacağı yönündeki tartışmaları ile bir köşe yazarının şu dış işleri bakanı olursa, bu savunma bakanı olursa diye yorumlarını okurken içimden şöyle bir cümle kurdum ‘’ Ecnebinin iyisi mi olur, ecnebi ecnebidir neyi tartışıyorsunuz ’’. Amerika’nın çıkarları Türkiye ile iyi ilişkiler gerektiriyorsa Türkiye’nin lehine politikalar uygular, yok çıkarları zarar görecekse ona uygun bir politika izler ama her halükarda Abd çıkarları söz konusudur. Yani devlet politikaları kişilere değil menfaatlere dayanır liderler sadece buna uygun politikalar izler ve uygular.
Altın kelebek ödül töreninde Diriliş Ertuğrul dizisi yapımcı ve oyuncularına yapılan tutumu kınıyorum ve dahası Okan Bayülgen’in özrünün kabahatinden büyük olduğunu belirtmek isterim ve Sayın Erdoğan’ın dediği gibi başkalarının bizi anlamasını ve anlatmasını beklemek boş bir çabadır. Umarız Bayülgen meselenin farkına varır ve dalga geçmeden özür diler. Mardin de hain suikast sonucu hayatını kaybeden Derik kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ün ve terörle mücadelede şehit olan güvenlik güçlerimizin şahadetlerini Allah kabul etsin ve tüm şehit ailelerine başsağlığı dilerim. Saygılarımla